Mustafa Karaalioğlu
Pazartesi günü, Kovid-19 salgınının hayatı kısıtlayan tedbirleri neredeyse tamamen kalkıyor ve “normal” hayata dönüyoruz.
Elbette, risk devam ettiği için insanların kendilerini sakınma refleksi de devam edecek ve gerçek normalleşme uzun zaman alacaktır. Başarıyla yönetilen sürece rağmen dünyada vaka sayısının en yüksek olduğu 10 ülke arasında bulunuyoruz ve hala bulaşma ihtimalini çok ciddiye almamız gereken günlük vaka sayısı açıklanıyor. Hayat normalleştikçe, sağlık uyarıları eski tesirini yapmayabilir ve bu da bulaşıcılıkta umulan düşük rakamları yakalamayı zorlaştırabilir. Sadece Türkiye için değil, Avrupa da benzer bir tecrübeden geçiyor. Süreci iyi yöneten ülkeler de İtalya, İspanya gibi salgına yenik düşenler de…
Bu aşamadan sonra bireysel sorumluluk öne çıkacak. Çünkü, gündelik hayatın içinde virüs taşıyan ama belirti göstermeyen insanlarla karşılaşma tehlikesi bulunuyor. Bilim Kurulu üyelerinin verdiği tahmini sayılar, tespit edilen vakaların 10’la çarpılmasını gerekli kılıyor. Daha yukarı ve daha aşağı örnekler de var ama biliyoruz ki başlangıç günlerinde bir hasta 16 kişiyi enfekte ediyordu. Önemli olan salgınların tabiatı gereği, tespit edilen her vakanın arkasında belirti göstermediği için veya belirtileri ciddiye alınmadığı için bir gerekçeyle hastaneye uğramayan çok daha fazla hasta olduğunu unutmamaktadır. Ülke hasretle normal hayata koşarken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın büyük bir temkinle verdiği mesajların arkasında da bu gerçek var. Bakan özetle şunları söylüyor: “Sokağa çıkma serbestliğinin ilk gününden itibaren hayatımız tedbirlere tam uyumla başlamalıdır.”
Sokağa çıkıyoruz diye her şey gerçekte normale dönüyor değil. Çıkmak zorunda olduğumuz için, mecbur olduğumuz için çıkıyoruz. Teker dönmeli çünkü…
Koca, açıkça riskin henüz bitmediğini ve hala en büyük düşmanın rehavete kapılmak olduğunu söylüyor. Daha ne desin! Nitekim. Dünyada bu konuda ciddiye alınabilecek kim varsa aynı şeyi tekrarlıyor. Kimi, riskin hala bitmediğini hatta bitmeyeceğini, kimi ikinci dalganın güçlü ihtimal olduğunu, kimi de ısrarla bütün toplumların hastalığa yakalanma oranının bir şekilde yüzde 60’lara varacağını söylüyor. Bizim için ise en son Dünya Sağlık Örgütü tatsız bir bilgi verdi: “Türkiye, son iki haftada vaka sayısı kümülatif artan ülkeler arasında Avrupa üçüncüsü!”
Normale dönüyoruz ama bu şartlarda… Salgın bitmiş değil, tehlike bertaraf edilmiş değil. Evlerde sıkıldık, ekonomi bu kadar işgücü kaybını kaldıramıyor, kaynaklarımız yetersiz ve bu şartlarda çalışmadan yaşama şansımız yok. Dolayısıyla, sokağa ve işe dönmek zorundayız. Öncesine göre bir avantajımız varsa o da Kovid -19’un nasıl bir bela olduğunu ve artık ondan nasıl korunacağımız biliyoruz. Yeni hayatın en büyük güvenlik sermayesi de budur.
Bu bilgi sayesinde gevşemeden, rehavete kapılmadan, virüsün bir yerlerde pusuda olduğunu unutmadan yaşamak mümkün… Aşı bulunana kadar veya etkili bir tedai edici ilaç üretilene kadar… Şimdiden sonra insanlığın zamana karşı yarışı böyle olacak. İlaç bulunana kadar ayakta kalma mücadelesindeyiz.
En kötüsü ise, bu kadar fedakarlıktan sonra yeni bir dalgaya sebebiyet vermek olur, bunu da akıldan çıkarmayalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025