Orhan Kemal CENGİZ
DDR 'barış modeli' Türkiye'nin hiç tanışık olmadığı, oldukça kompleks teknik, sosyal ve politik bir problem çözme sürecini ima ediyor.
Uzun yıllar boyunca dini azınlıkların avukatlığını yapmış birisi olarak, en çok zorlandığım şeylerden bir tanesi de, müvekkillerime, çözülmesini istedikleri sorunların hiçbirisinin çözümü için devletin elinde hazır formüller olmadığını anlatabilmekti. Türkiye’de devlet bütün yatırımlarını sorunların çözümsüzlüğüne yapmıştı, sistem yeniden ve yeniden bunun üzerinden üretiliyordu. Sürekli problem üreterek ve mevcut problemleri koruyarak var olanlar, neden çözüme ilişkin araçları bir kenarda bulundursunlar ki?
Örneğin, dini kurumlarının ‘tüzelkişilik’ problemini çözmek isteyen azınlıklar, bu konuda hiçbir hazır formülün devletin elinde olmadığını, çözmek istese bile elindeki araçlarla bunu çözemeyeceğini anlamakta zorluk çekiyorlardı.
Çözümsüzlükten çözüme
Şimdi biz bütün varlığını sorunların çözümsüzlüğü üzerine kurmuş bir sistemden çıkarken, çok rahat bir şekilde, sorunları çözmek istememizin tek başına onları çözmemize yeteceği yanlış izlenimine kapılabiliriz. Oysa sorunları çözmek, muhafaza etmekten çok daha zordur ve pek çok farklı bileşenin bir araya gelmesini gerektirir.
Bu uzun girizgâhı şunu söylemek için yaptım: Ben AK Parti kurmaylarının Kürt sorununu çözmek konusundaki samimiyetlerinden hiçbir şüphe etmiyorum. Ama çözüm konusunda ne kadar detaylı bir planları olduğundan zaman zaman şüpheleniyorum.
Yarısı başaramadı
İstatistikler dünyadaki barış süreçlerinin neredeyse yarısının başarısızlıkla sonuçlandığını (Uppsala Conflict Databese, www.pcr.uu.se) ve bu başarısızlıkla sonuçlananların neredeyse tamamında ‘şiddetin’ misliyle geri geldiğini gösteriyor. Yıllarca çatıştıktan sonra masaya oturmanın ne kadar büyük bir sabır ve enerji gerektirdiğini hep birlikte görüyoruz. İşte dünya ölçeğinde bakıldığında, bu aşamaya geldikten sonra tekrar şiddet sarmalının içine düşenlerin sayısı, en az bu eşiği geçebilenler kadar kalabalık.
Hazırlık çok önemli
Barış sürecinin çok iyi planlanması gerekiyor ki masaya oturulduktan sonra bir daha şiddet sarmalına geri dönmeyelim. Bu işin doğası gereği, pazarlıkların ve yol haritasının bütün detaylarını yakın bir zamanda öğrenemeyeceğiz. Ben umut ediyorum ki ‘barış sürecini’ planlayanlar dünya örneklerini iyi bir şekilde inceleyerek kapsamlı bir yol haritası üzerinde çalışmış olsunlar.
PKK’nın sınır dışına çekilmesi, bu çekilme sırasında 1999’dakine benzer askeri operasyonların yapılmaması, tarafların iyi niyetini ve barışın üzerine inşa olacağı temeli ortaya koyacak. Peki, ondan sonra Türkiye dünyadaki hangi modeli, hangi yol haritalarını, hangi tecrübeleri veya bunların hangi kısımlarını kendisine örnek alacak?
Öcalan’ın formülü
Bugüne kadar kamuoyuna yansıyan açıklama ve beyanlara bakınca, Türkiye’nin izleyeceği model, ‘karma’ bir modele benziyor. Öcalan ve MİT Müsteşarı’nın değişik zamanlarda yaptıkları açıklamaları, dünyada barış süreçlerini derinlemesine incelemiş olan Viçenç Fisas’ın tarif ettiği barış modelleriyle alt alta koyduğumda ulaştığım sonuç bu. Öcalan, daha önce El Salvador ve Guatemala’da müzakerelere girişenlerin formüle ettikleri gibi, barış sürecini neredeyse demokratikleşmeyle birebir eşitliyor. Öcalan’ın barış sürecine ‘demokratikleşme’ yoluyla iktidarın paylaşılması diyebiliriz.
DDR nedir?
Hakan Fidan ise Fisas’ın ‘yeniden entegrasyon’ üstbaşlığını verdiği ve orijinal adı ‘Disarmement, Demobilisation, Reintegration’ (DDR) olan sistemden söz ediyor. Bu kavramları kitabi bir şekilde Türkçeye çevirecek olursak ‘Silahsızlanma, Terhis ve Entegrasyon’ adını verebiliriz. Yani örgüt silahsızlandırılıyor, örgüt üyeleri terhis edilerek örgüt hiyerarşisinden çıkıyor ve son olarak da topluma yeniden entegre oluyorlar.
Fidan’ın DDR’si
Fidan, bir konferans sırasında açıkladığı planda ise, eğer haberi yazanların bir hatası yoksa, hem kavramların yerini değiştiriyor hem de farklı bir şekilde Türkçeye çeviriyor. Türkçeye çevirirken Türkiye’de kulak tırmalamayacak kavramları tercih etmesi oldukça anlaşılır bir şey. Ama kavramların yerini değiştirmesi ya basit bir dil sürçmesinden ya bu işin üzerine fazla kafa yorulmadığından veya tamamen Türkiye’ye özgü bir model geliştirilmesinden kaynaklanıyor. Fidan konuşmasında Türkiye’nin sırasıyla ‘Demobilisation, Disarmement ve Reintegration’ gerçekleştireceğinden bahsediyor ve bu kavramları da şu şekilde Türkçeleştiriyor: Dağdan indirme, Silah Bırakma ve Topluma Yeniden Kazandırma.
Fidan’ın bizlere çok tanıdık gelen ibarelerle kamuoyuna tanıttığı DDR ‘barış modeli’ ise Türkiye’nin hiç de tanışık olmadığı, oldukça kompleks teknik, sosyal ve politik bir problem çözme sürecini ima ediyor. Yarın bu süreci ve Türkiye’nin karşılaşması muhtemel olan problemleri tartışmaya çalışacağım.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Kaybetseler de bırakmazlar mı?
6.05.2023 - Neden Türkiye’den göçüyorlar?
17.04.2023 - MUHALEFETİN SEÇİMİ KAZANMASININ FORMÜLÜ
28.05.2022 - Siyasi suikastleri kimler yapacak?
13.10.2021 - Yeni 6-7 Eylül ne zaman olacak?
9.09.2021 - Sonuç sekize yedi ama AYM kendi sonunu hazırlıyor
30.12.2020 - Muhafazakâr yıkıcılık
23.12.2020 - ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU’NU NEDEN SUSTURMAK İSTİYORLAR?
21.12.2020 - AB’nin küresel yaptırımları ve Türkiye
15.12.2020 - Kılıçdaroğlu’nu, CHP’yi aşan dava küçücük bir adliyeye sığıyor
3.02.2020
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































metin
ergenekon davası söz konusu Kürtler olunca hassasiyet noksanlığının baş göstermesi nedeniyle değil, pkknın varlığı nedeniyle fıratın doğusuna geçemiyor. şöyle ifade edeyim, ergenekon davası fıratın doğusuna geçerse gerekliliğini ısrarla vurguladığınız müzakere süreci hayal olur. sana bir soru kurtuluş bey, apo neden bdpye ergenekon davasından uzak durun talimatı verdi? ergenekon davası kürtleri yakından ilgilendirdiği halde apo ve şürekası neden kürtleri bu davadan uzak tutmaya çalıştı?