Hukukun bir şekilde işlemeye başlaması ihtimali öylesine büyük bir dehşet duygusu yaratıyor ki...

Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül'le ilgili kararı karşısında ne yapacaklarını şaşırdılar.

Mahkeme üyelerini derdest edip yaka paça götürecekler neredeyse...

* * *

Halbuki, o karar, bütün dünyaya, Türkiye'de hâlâ hukuk işliyor izlenimi vererek nasıl da kendilerini rahatlatabilirdi...

Üstelik bu Anayasa Mahkemesi Sulh Ceza Hâkimlikleri, MİT yasası gibi konularda hiç bir şekilde ellerini kollarını da bağlamamıştı.

* * *

Üstelik bu Anayasa Mahkemesi ne Gülen cemaatine yönelik cadı avına çomak sokmuş, ne Cumhurbaşkanına hakaret gibi, uluslararası hukuk karşısında hiç bir anlamı olmayan suçlamaları temelsiz kılacak radikal bir karar almıştı.

Bütün yaptıkları, apaçık hukuka aykırı bir tutuklamanın, hukuka aykırı olduğunu telaffuz etmekti.

* * *

Mahkemenin siyasi karar verdiğini, yetkisini aştığını, yargıya müdahale ettiğini söylüyorlar.

Mahkemenin siyasi tutumundan söz edilecekse, bu diğer gazetecileri değerlendirme dışı tutup, sadece Can Dündar ve Erdem Gül'de böyle bir kararı almış olmalarıdır. Siyasi iradenin açıkça hedef gösterdiği iki gazetecinin, yaptıkları bir haberden dolayı tutuklanması, hangi hukuk standardını uygularsanız uygulayın apaçık ve oldukça kaba bir hak ihlalidir.

* * *

Bir de kafaları karıştırmak için, “hukuk yolları tüketilmemişti”, “AYM dava devam ederken inceleme yapamaz” gibi gerçeklerle yakından uzaktan alakası olmayan açıklamalar yapıyorlar.

* * *

Tutukluluğa itiraz edip de, itiraz reddedildi mi, bireysel başvuruda bulunma hakkı doğmuş demektir.

Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ve Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını tanıdığı 1987 yılından beri bu böyledir...

Ve bugün Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerine bireysel başvuruları incelemektedir...

* * *

AYM'nin bir kararı tartışılıyormuş gibi görünüyor, ama tartıştığımız şey bu ülkenin geleceğidir.

Ülke diktatörlükle mi yönetilecek yoksa hukuk diye bir şey olacak mı?

Muktediri rahatsız edenler çırılçıplak ve savunmasız mı bırakılacak, yoksa temel insan haklarından yararlanabilecekler mi?

Herkesin uyacağı kurallar ve kararlar olacak mı, yoksa birileri hukukun üzerinde mi olacak, bunları tartışıyoruz...