Pelin CENGİZ
Türkiye'de öteden beri pek çok alanda kitleler halinde insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Temel hak ve özgürlükler, demokratik değerler, ifade özgürlüğü, yargının, medyanın bağımsızlığı ayaklar altında. Hemen hiçbir alanda şeffaflık, denetim, hesap verme, itiraz hakkı işletilemiyor. Her geçen gün adaletsizlik ve hukuksuzluk girdabının içinde daha fazla kayboluyoruz.
Tüm bu haksızlık ve hukuksuzlukların içinde aslında en göze görünmeyeni, en kanıksanmış, 'fıtrat' diye diye en acımasızca normalleştirilmiş olan şüphesiz iş cinayetleri.
Bunun en çarpıcı örneği Soma'da kömür madeninde kaybedilen 301 kişinin davasıdır. Soma'da göz göre gelen cinayetlere verilen cezaları gördük, insanların adalet duygusuyla resmen alay edercesine cezalar verildi.
Şimdi sıra geldi sağlıklı ve güvenli çalışma talebiyle en temel insan haklarından biri için direnişe geçen 3. Havalimanı işçilerini kriminalize etmeye..
3. Havalimanı'nda çalışan binlerce işçi, iş cinayetlerine ve kötü çalışma koşullarına isyan edince, gece düzenlenen polis ve jandarma operasyonunda kapılar kırılarak 543 işçi gözaltına alındı. İşçilerin duruma hakkında bilgi verilmezken, işçiler avukatlarla ve gelişmeleri takip eden milletvekilleriyle görüştürülmedi.
Havalimanı inşaatında 40 bin işçi çalıştığı ve 30 binden fazlasının da yapılan eyleme katıldığı belirtiliyor. Geriye kalanların küçük bir bölümüne ise zorla iş başı yaptırıldığı söyleniyor. Nitekim, dün havalimanı inşaatında 30 metreden devrilen sepet vinci içindeki iki işçinin yaralanması, çalışma koşullarının düzeltilmesi amacıyla yapılan eylemin haklılığını da bir kez daha gösterdi.
Geçtiğimiz şubat ayında havalimanı inşaatında 400 işçinin iş cinayetine kurban gittiği ve bunun şirket tarafından gizlendiği ifade edilmişti. Çalışanlar, şantiyeyi "mezarlık" olarak tanımlarken, işçilerin kendilerine "acele edin" baskısı yapıldığını, iş güvenliği için hiçbir önlem alınmadığını anlatmıştı.
Şirketin avukatlığına soyunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da, bu açıklamaların ardından 3. Havalimanı inşaatında "sadece 27 işçinin hayatını kaybettiğini" savunmuştu.
Sadece yattıkları yerde tahtakurusu olmasın, yedikleri yemek temiz olsun, maaşları vaktinde yatsın diyen işçiler direnişe geçince hemen HDP'li oldular, PKK'lı oldular, terörist ilan edildiler. Kendinden olmayanın bu kadar hızla yaftalandığı, herkesin bir anda muhbir kesildiği başka bir ülke yok herhalde...
Yandaş medya durur mu? O da verdi mehteri. Türkiye'nin mega projelerini Batılı güçlerin havalimanının 29 Ekim'de yapılacak açılışı yaklaşırken düğmeye bastığını, yaşananların provokasyon olduğunu servis etmeye başladı.
"Amaç dünyanın sayılı havalimanlarından biri olacak 3. Havalimanı'nı 29 Ekim'de açtırmamak. Bu prestijli projeye gölge düşürerek, Türkiye'nin imajını zedelemek" diye yazanlar oldu.
En temel hakları için ezilen, hor görülen, çalışma şartlarının iyileştirilmemesinin bedelini canıyla ödeyen insanların emeğinin, kanının, canının üzerine basa basa havalanacak o havalimanından uçaklar. Bunun vebalini kim, nasıl ödeyebilir? Önemli değil bunlar için utanmazlık yerli ve milli spor nasılsa...
3. Havalimanı projesinin yapılacağı ciddiye binince, çeşitli çevre örgütleri, akademik çalışma yapan kurumlar havalimanının yaratacağı ekonomik ve ekolojik tahribatı raporlarla ortaya koydu, İstanbul'un Kuzey Ormanları'nın canına okunacağı, göl, gölet ve derelerin yok olacağı, canlı yaşamının olumsuz etkileneceği defahatla anlatıldı, yazıldı, çizildi. Bunun bir eko kırım ve kent kıyım projesi olacağı söylendi.
3. Havalimanı'nı inşa etmek ve 25 yıl boyunca işletmek amacıyla 2013 yılında Cengiz-MAPA-Limak-Kolin-Kalyon Ortak Girişim Grubu tarafından kurulan İGA'yı (Istanbul Grand Airport) oluşturan şirketlerin insan hakları, çevre hakları, ilgili yasa ve mahkeme kararlarını hiçe sayan diğer projeleri görmezden gelindi.
ÇED raporlarının bilinçli olarak eksik yazıldığı, gerçeklerin gözden kaçırıldığı, orman varlığı, ağaç sayısı, göl/gölet adedi gibi kritik bilgilerle oynandığı bu meseleyi takip eden herkesin malumu artık.
Bu saatten sonra bunları tekrar etmeye gerek yok. Üstelik, doğaya bu kadar acımasızca yaklaşan bir grubun insan haklarına, çalışanların en insani taleplerine duyarlı olmasını beklemek ne büyük saflık!
Ekonomisinin çarkları inşaat üzerinden dönen bir rant makinesinin dişlileri insanları, doğal, kültürel, tarihi varlıkları o dişlilerinin arasında ezdikçe eziyor. Buna seyirci olmak istemeyeni, ses çıkaranı, isyan edeni de daha fazla ezerek...
Birkaç yıl önce İGA altında yer alan şirketlerden Limak Holding'in patronu Nihat Özdemir, 3. Havalimanı ile ilgili yaptığı bir açıklamada, buraya gelecek yolcu ve araç sayısının belli olduğunu belirterek, "Ancak bunu taşıyacak karayolu, demiryolu, metro iki yıl önce söylememize rağmen ihalelerini bile yapmaya muvaffak olamadık. Bunları yapmazsak limanlarımız, havalimanlarımızın hepsi açıldığında İstanbul'un başına bela olacak yatırımlar haline gelecek" demişti.
Valla Nihat Bey'e biri söylesin, azman rantınız ve talanınızla değil İstanbul'un, memleketin başına şimdiden öyle büyük bela oldunuz ki, tarifi yok, öyle böyle değil. Üzerinizde çok ah var bilesiniz...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022