Selami GÜREL
Köşemi bu hafta dostum Atilla Keskin'e bırakıyorum... Selami Gürel
Gençtiler, sosyalisttiler, sapasağlam ütopyaları vardı.
Çok fazla kan görmüş, bomba sesleriyle uykularından çığlık çığlığa uyanmış çocuklar için yola düşmüşlerdi.
Sırtlarında çantaları, çantalarında „ gülmeyi, oynamayı hak etmiş çocuklar“ için oyuncakları vardı.
Sevinçliydiler, gururluydular, genceciktiler, sosyalisttiler sapasağlam ütopyaları vardı.
Rojova devriminin üçüncü yılında, zalimlerce yıkılmış, viraneye çevrilmiş Kobâne'nin yeniden inşası için bir tuğla, bir taş da kendileri koymak için gelmişlerdi.
Sosyalisttiler, doğayı seviyorlar, korumak istiyorlardı. Üçyüz fidan dikeceklerdi. Yeşile hasret çocukların orman içinde, yeşil içinde büyümesini, oynaması istiyorlardı.
Neşeliydiler, pırıl, pırıldı gözleri. Devrimci marşlar söylüyor, elleriyle zafer işareti yapıyorlardı.
Sosyalisttiler, kantin köşelerinde gevezelik etmek yerine , küçücük de olsa, Rojova devrimine katkıda bulunmak, sosyalist görevlerini yerine getirmek istiyorlardı.
Zalimlerdi, inançları; kin ve nefret, insan olana, güzelliğe, aydınlığa düşmanlık tı.
Işığa, gökkuşağının renklerine, çiceğe oyuncağa, insanı insan yapan güzelliklerin tümüne düşmandılar.
Giysileri, sakalları, bayrakları, ruhları kara, kapkaraydı.
Din diyorlardı, islam devleti, şeriat diyorlardı, sırtlarını din tüccarlarına dayamışlardı.
En çok da, en çok da, kendilerine „dur“ diyen Kürt gerillalarına, özgürlük aşığı kadınlara düşmandılar.
Böylesi kadın-erkek yanyana özgürlük şarkıları söyleyenlere yaşama hakkı tanımamaya yeminliydiler.
Sosyalisttiler, sırt çantalarında şarkılar, devrimci marşlar vardı.
Tam da „ sosyalizmin „ bir hayal olduğunun bol bol dillendirildiği şu son yıllarda; hayır vardır, eşitsizliğin, sömürünün var olduğu sürece sosyalist mücadele de var olacaktır, demek için Suruç'talardı.
Eeey hükumranlar, eey herşeye egemen olduğunu söyleyenler. Hani sizin derdiniz Türkiye'yi, Te Ce vatandaşlarını korumaktı.
Ne duruyorsunuz? Mısırda'ki, Filistinde'ki ve dünyanın dört bir yakasındaki zulme karşı olduğunu söyleyen sizler neredesiniz?
Yoksa, yoksa Amed, Suruç, Van, Hakkari Türkiye'de değil mi?
Yoksa, yoksa bu gencecik sosyalist gençler bu ülkenin yurttaşı değil mi?
En etkili ve yetkili ağızlarınız, „ bu katliamı IŞID yaptı, „ diyor.
Hani siz bu toprakları, bu topraklar üzerinde yaşayan vatandaşlarınızı korumak için her yolu deneyecektiniz.
Siz ki, senelerdir, PKK gerillalarının üstüne, özgürlük şavaşçılarının üstüne tonlarca bomba yağdırdınız.
Nerede şimdi her gün Kandil'e beş-on sorti yapan uçaklarınız?
Bakın IŞID canavarı uzak değil. Her gün, her saat topları, tüfekleriyle konvoy halinde gözünüzün önünde gezip duruyorlar.
Özgürlük savaşçılarına karşı kullandığınız bombalar, yoksa ruhu kara, kendi kara IŞID savaşçılarına tesir etmiyor mu?
Kendini Osmanlı sultanı zanneden „saraylının“ gölgesi tüm partilere, „Gelin terörist örgütlere karşı ortak deklarasyon yayınlayalım“, çağrısı yapıyor. Dikkat edin tekil konuşmuyor. „Saraylının gölgesi“ yapılacak deklarasyonda belli ki, hem IŞID'ı hem PYD'yi yine aynı kefeye koyacaktır. İpe un sermek, diye bir deyim vardır... Çabalayın bakalım un ipin üstünde durabilecek mi, hep birlikte göreceğiz.
Terör nedir? Terörüst kimdir? Daha düne kadar PYD'yi IŞID'la aynı kefeye koyan sizler değil miydiniz?
Türkiye'nin dört bir yanında sadece tepkilerini ortaya koyan kadın, erkek, yaşlı genç insanların üstüne TOMO'larla, biber gazıyla gelenler gerçek teröristler değil mi?
Rojova sınırına yapılan bu yığınaklar niye? Bu kalekolları, bu barajları niye yapıyorsunuz? İmralı'ya hiç bir hukuk kuralı dinlemeden dört aydır uygulanan tecritin
sebebi ne?
„Süleyman Şah Türbesine üç-beş bomba atarız, saldırı gerekçesini böylece hazırlamış oluruz,“ diyen kimdi acaba?
Ya Van'da, „ Sekiz on asker ölsün, her birisinin şehri başka olsun, yeniden cenazeler kaldırılıp, öfke ve nefret yayılsın,“ diyenler kimdi?
Amed'deki saldırıyı gerçekleştiren , elini kolunu sallayarak, nasıl geldi acaba?
Adana, Mersin saldırıları, minübüsünde canlı canlı yakılan HDP şöförü...Liste daha uzatılabilir. Bütün bunlar bir puzzelın parçaları değil mi?
Demirtaş 7 Haziran seçimleri öncesi meclis toplantısında,“ Seni başkan yaptırmayacağız,“ diye tek cümlelik tarihi bir konuşma yapmıştı.
Ve „çakma sultan“ başkan olamadı.
AKP'nin ve Erdoğan'ın düşüşü açıktır. Bu kudurganlığın, bu saldırıların temel nedeni budur. Her faşist liderin rezil bir mantığı vardır: „ Benden sonra tufan...“
Sovyet orduları Berlin'e girmeye başladığında, Hitlerin generalleri,“ teslim olalım, yoksa büyük bir kıyım olacak, onbinlerce sivil Alman ölecek,“ demişlerdir. İntihar için hazırlık yapan Hitlerin yanıtı faşizmin rezil yüzünün en iyi göstergesidir:
„ Madem ki bu halk direnemedi, yenildi, katledilmesi de mübahtır!!!“
Ama Türkiye'de böyle olmayacak, Rojova Devrimini yüzlerce şehitle korumasını bilenler, dağlarda onbinlerce şehit verenler bu tufana olanak vermeyeceklerdir. Kendi savunmalarını kendileri yapmaya hazırdırlar.
Türküyle, Kürdüyle, Alevisi, sünnisiyle, sosyalistiyle tüm ötekileştirilenleriyle Türkiye'deki insanlar „ Benden sonra tufan,“ diyen sahte sultanı muhakkak alt edecek ve Türkiye'nin bir ateş çemberine dönüşmesine olanak vermeyeceklerdir.
Çantalarında oyuncaklar, çantalarında çiçekler, çantalarında fidanlar, şarkılar vardı. Sosyalisttiler güzel çok güzel gençlerdi. Ne demişti onlar için Nazım usta:
Ölenler
döğüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler.
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!
Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!
Atilla Keskin
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023