Ümit KIVANÇ
Sedat Peker’in 8. videosundaki en kritik konulardan biri, Suriye’ye gönderilen silah ve mühimmat meselesiydi. Peker, Ocak 2014’teki mâhut “MİT TIR’ları” olayından bir buçuk yıl kadar sonra, Kasım 2015’te, muazzam miktarda -silah-cephane dışı, ama dürbün, kurşun geçirmez yelek, sırt çantası vs. askerî amaçla kullanılacak- malzemeyi, 4x4 arazi taşıtlarını, gürültülü duyurular eşliğinde “Türkmenlere yardım için” göndermişti. Şimdi anlattığına göre, “Malzemeyi aldık, sağol!” diye videolar çekip gönderenler arasında Arapça konuşanların bulunduğunu fark etmiş, soruşturunca, bunların “Nusra’cılar” olduğunu öğrenmişti. Hazır onun konvoyu gidiyorken aralarına başka TIR’ların katılması teklifini kabul etmişti, ancak, iddiasına göre bu ek TIR’lara ne yüklendiğini bilmiyor, bunların da Bayırbucak Türkmenlerine gittiğini sanıyordu. Oysa Sedat Peker’in, sınırda işlem yapılmaksızın “geçip giden” kafilesiyle, meğer El-Nusra’ya silah-cephane gönderilmişti.
Bunu kim yapmıştı?
Kritik soru buydu ve devleti zor durumda bırakmamak için sabahlara kadar devletler hukuku okumaktan gözlerinin yandığını anlatan Sedat Peker, MİT’i ya da başka herhangi bir devlet kuruluşunu işin içine karıştırmadan, Nusra’ya silah gönderme işinin sorumluluğunu SADAT’a, hattâ ona da tam değil, “SADAT’ın içerisindeki ekip”e yıktı.
Biz sıradan fânilerin bu “ekibin” kimlerden oluştuğunu, kimin buyruğuyla davrandığını ortaya çıkarmamız imkânsız. O TIR’ların yükünden başka kimlerin haberdar olduğunu bulmamız da imkânsız. Birileri çıkıp açıklamadığı sürece.
“MİT TIR’ları” olayı sırasındaki dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu, yedi ay kadar sonra başbakanlık koltuğuna oturdu. 2015 Haziran’ında mitingde Davutoğlu, o TIR’ların yükü için, “Allah da şahit,” diye haykırıyordu, “bütün tarih de şahit, kayıtlar da biliyor ki, vallahi diyerek, yemin ederek söylüyorum, o TIR’lar Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu. Engellediler. Şimdi de çıkmış, devletimizi, milletimizi zan altında bırakmaya çalışıyorlar.”
Peker doğru söylüyorsa, Davutoğlu’nun yemin billah konuşmasından beş ay kadar sonra, yine silah-cephane doldurulmuş bazı kamyonlar El-Nusra’ya gitmiş. Ancak Peker bu işin birkaç yıllık evveliyatından sözetmiyor. 2011’e kadar uzanan bu evveliyata dair derli toplu bilgiyi, “Peker’in anlatmadığı gizli hatlar” başlıklı yazısında Fehim Taştekin sundu; bu yazıya devam etmeden ona göz atsanız ne iyi olur.
El-Nusra’ya silah-cephane yollamak kötü mü peki?
24 Şubat 2016’da, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara’da topladığı muhtarlara şöyle sesleniyordu: “El-Nusra DEAŞ’a karşı savaşıyor ama ona da kötü diyorlar. Ona neden kötü diyorsunuz? Çünkü olay farklı. Nusra’nın konumu farklı olduğu için kötü terörist oluyor.” Erdoğan, “Müslüman diye kötülüyorlar” demeye getiriyordu.
Oysa sorun, bu sözler edilirken Nusra’nın Ankara tarafından resmen “terör örgütü” olarak tescil edilmiş oluşuydu. “Farklı konumu”, eğer varsa, ancak bu olabilirdi.
İftira ve hakaret üreten gündelik pratiğiyle basbayağı tetikçilik yaparken ince ruhlu şair muamelesi bekleyen bir propaganda aygıtı mensubu, Peker’in sekizinci video yayınının üzerinden iki gün geçmişken, epey ileri gitti, “Nusra’ya silah yolladıysak iyi etmişiz, ne var lan!” demeye getirdi.
O halde hatırlamaya çalışalım, muktedir Türk-İslâmcının ezcümle şeytanlaştırdığı düşmanlara karşı müttefiki gördüğü Nusra kimdir, nedir. Şu “farklı konumu” da çözeriz belki böylece.
YÜKSELEN LİDER EL-COLANİ
2008 Ekim’inde, Irak İslâm Devleti’nin (IİD) Musul sorumlusu ölünce yerine Ebu Muhammed el-Colani geçti. Silahsız gezmeyen, en güvenli yerdeyken bile tabancasını yanından, patlayıcı dolu kemerini üzerinden ayırmayan, yatarken silahını yastık altına, kemeri kolayca ulaşacağı yere koyan bu genç adam, başka mahkûmlara klasik Arapça öğrettiği söylenen meşhur Kamp Buka Hapishanesi’ne gerçek kimliğini açığa vurmadan girip çıkmayı başarmıştı. Amerikalılar onu Musul’dan Iraklı Kürt diye bilmişlerdi. Oysa o Suriye doğumluydu. Amerikan işgali sırasında Irak’a savaşmaya gitmiş, katıldığı Irak El-Kaide’si (IEK) saflarında hızla yükselmişti. Efsanevî cihatçı lider -tekfirci ve seri katil- Ebu Musab el-Zerkavi’ye yakın çalışmış, Zerkavi öldürüldüğünde Lübnan’a geçmiş, El-Kaide çizgisindeki Cünd el-Şam örgütünde faaliyet göstermişti. Şimdi de, Irak İslâm Devleti (IİD) adını almış olan El-Kaide bağlantılı örgütte ikinci kademeden önderlik katına geçmişti; sıfatı artık “Ninova Vilayeti Operasyonlar Şefi”ydi.
El-Colani, örgütün başındaki Ebubekir el-Bağdadi ile Kamp Buka’dayken tanışmış mıydı, bilmiyoruz. Sonraki ilişkileri fırtınalı olacaktı. El-Bağdadi, “İslâm devleti” projesini yaymak-geliştirmek üzere, Suriye’de ortamı kolluyordu. Eski hava kuvvetleri istihbaratçısı Albay Ebu Eymen el-Irakî, 2010’da, Irak’ta hapisten çıkar çıkmaz doğruca Suriye’ye, Lazkiye vilayetine gönderilmişti. Uyuyan hücreleri yokluyor, örgütlenme için etrafı yokluyordu.
2011’de bir Ağustos gecesinde, altısı Suriyeli, biri Suudi, biri Ürdünlü, silahlı bombalı sekiz kişi, Haseke yakınında Irak’tan Suriye’ye geçti. İlk geceyi kırsalda, Saydanaya Hapishanesi’nden yeni salıverilmiş bir El-Kaide’cinin evinde geçirdiler.
IİD lideri el-Bağdadi, örgütün yakında faaliyete geçirmeyi planladıkları Suriye kolunu derleyip toplamak üzere ekip yollamıştı. Başlarında el-Colani vardı. Yanında da âlimlerden Ebu Meryem el-Kahtani. İşe Haseke’den başlayacaklardı. Uyuyan hücreleri canlandırıyorlar, Suriye, Lübnan ve Filistin mülteci kamplarından, Irak’ta Selefî örgütlerin saflarında Amerikalılara karşı savaşmış eski muhariplere ulaşıyorlar, Suriye’nin on dört vilayetine yayılacak cihatçı ağını kuruyorlardı. İlk oluşturdukları operasyonel hücrelerde genellikle Beşar Esad’ın hapisten yeni salıverdiği cihatçılar vardı. Suriye devleti, silahsız sivil protesto hareketlerinin yükseliş aşamasında böyle acayip bir hamle yapmıştı. Muhalefetin kısa sürede bütünüyle silahlı -çoğu da cihatçı- örgütlerin hegemonyasına girmesinde bu hamlenin payı büyüktü.
SAHNEYE ÇIKIŞ
2011’in sonuyla 2012’nin ilk iki ayında Şam’da silahlı bombalı saldırılar birbirini izledi. Önce bir intihar bombacısı 40 kişinin ölümüne yolaçtı, ardından silahlı eylemciler bir Devlet Güvenlik birimine saldırdılar, bunu bomba yüklü aracın patlatılıp 26 kişinin öldürülmesi izledi. 2011 ortasında Türkiye sınırına 12 km mesafedeki Cisr el-Şuğur’da silahlı muhaliflerin karakol basıp 120-130 asker-polisi -epey de gaddarlıkla- öldürdükleri katliam Suriye’nin geri dönülmez şekilde girdiği içsavaş sürecine rengini verdi. Şam’ın her türlü muhalife karşı gösterdiği şiddet ve acımasızlıkla birlikte.
2012’nin 23 Ocak’ında “Cabhat el-Nusra li Ahl el-Şam” yani Bilad-ı Şam (veya Levant) Halkına Destek Cephesi'nin kuruluşu ilan edildi. Şubat’ta da iki intihar bombacısı birer aracı patlatarak 28 kişiyi öldürdü.
29 Şubat günü AFP, “Şimdiye kadar bilinmeyen bir cihatçı grup,” diye haber geçti, “Suriye’nin başkentinde ve ikinci büyük şehri Halep’te onlarca kişinin ölümüne yolaçan intihar bombacısı eylemlerinin sorumluluğunu üstlendi. Kendine ‘Levant’ı Korumak için El-Nusra Cephesi’ diyen grup, Şam ve Halep’teki eylemleri ‘Humus halkı adına intikam almak için’ yaptıklarını açıkladı.”
Aynı gün, cihatçı sitelerinde yayımlanan 45 dakikalık videoda, Şam’daki intihar saldırısını gerçekleştiren Ebu el-Bara el-Şami kimliğiyle sunulan militan, Suriye halkını “Cihad’a” çağırıyordu: “Kardeşler, bir an önce harekete geçin, beklemeyin,” diyordu. “Fetvaya ihtiyacınız yok.” Videoda Colani de konuşuyor, Esad rejimine “ancak Allah’ın ve silahların gücü son verebilir” diyordu.
Altı ay boyunca örgütün El-Kaide bağlantısına dair tek kelime edilmedi. Usame bin Ladin’den sonra El-Kaide’nin başına geçen Eymen el-Zevahiri’nin emrine uyularak. Bin Ladin’in Somali’deki El-Şebab’cılara dediklerine benzer birşeyler demiş olmalıydı Zevahiri: “Bizimle bağlantınızı açık ederseniz daha büyük şiddetle üstünüze gelirler.”
'ŞUBEMİZDİR'
2012 Aralık’ında El-Kaide’nin Suriye kolu dünyaya resmen takdim edildi. Zevahiri, El-Nusra (Nusret) Cephesi için “yetkili şubemizdir” duyurusu yaptı. Türkiye, Irak, Ürdün ve Lübnan’daki “haysiyetli insanları” da “Suriyeli kardeşlerinin yanında savaşmaya” çağırdı.
2012 yılı boyunca Suriye muhalefetine cihatçılar, onlara da Colani’nin El-Nusra’sı ağırlığını koymaya başladı. Örgüt, denetim sağlayabildiği yerlerde fırınları çalıştırıp insanların düzenli ekmek temin etmesini garantileyerek, çöpleri kaldırarak, hizmetlerini videolarla duyurarak epey sempati ve destek toplamıştı. Halk desteğine önem veriyordu. Nusra, elde ettiği avantajlı konumu başlangıçta çoğunlukla öbür örgütleri ezmekten çok onları yanına çekmek için kullandı. İktidar paylaşımına açık göründü. Deyr el-Zor ve Mayadin gibi bazı yerlerde örgütün otoritesine karşı protesto gösterileri yapıldıysa da, Nusra’nın hemen karşı gösteri düzenleyebilecek kadar taraftarı oluşmuştu. Hem yerli savaşçısı sürekli artıyordu hem de Afganistan’dan, Çeçenya’dan tecrübeli cihatçılar örgüte güç katıyordu. Hernekadar bağlantısını açığa vurmasa da El-Kaide’nin dünya çapındaki birikimi ve “itibarından” yararlanıyordu. Körfez emirliklerinden sponsorlar bulmuştu; silahları, donanımları modern, yiyeceği, parası boldu. Ustalıklı bomba yapım teknikleri geliştirmişti.
El-Kaide’nin Suriye kolu El-Nusra Cephesi’nin lideri sıfatıyla dünyaca tanınmaya başladığında, Colani, 30’larının başlarındaydı, sakin, kendinden emin, disiplinli, stratejik düşünen, karşısındakini iyi dinleyen bir adam, diye tarif ediliyordu. Al Jazeera Arapça’ya verdiği röportajda, Suriye’ye geçmeden, başka cihatçıların düştükleri yanlışlara düşmemek için dünyanın her yerindeki benzer hareketlerin tarihine dair çok okuduğunu söyleyecekti.
Colani 2012 Temmuz’una kadar Şam’daydı, sonra İdlib ve Halep’in kuzey kısımlarına geçti. Ebu Abdullah adını kullanıyordu ve karşılaştığı yerel Nusra komutanlarına kendini “liderin özel temsilcisi” olarak tanıtıyordu. Ortalıkta dolaşarak kendini gizliyordu. Deyr ez-Zor’a otobüsle gitmiş, yoğun bombardımandan zarar görmemek için, Halep kırsalında rejimin denetimindeki Kafr Hamra’da daire kiralamıştı.
ZAMAN KAZANMAK İÇİN BİAT TAZELEDİLER
Ebu Ali el-Anbari, Irak İslâm Devleti’nin (IİD) Suriye kolunu oluşturmak için çalışan bir başka önemli isimdi. Colani’ye önce güvenmiş, ama örgütün Suriye’deki kamplarını gezip militanlarla konuştukça şüphe duymaya başlamıştı. Örgüt lideri Bağdadi’ye mektup yolladı, Colani ile Kahtani’nin ona sadık olmadıklarını, başka planların peşinde olduklarını bildirdi. Anbari, Colani’nin “hin ve ikiyüzlü bir kişi” olduğunu yazdı. “Askerlerinin dindarlığını falan umursadığı yok,” dedi. “Bunların uğruna kan döktüğü şey, medyada adlarının anılması. Uydu kanallarında kendilerinden sözedildiğinde çocuklar gibi seviniyorlar.”
Bağdadi kalkıp Suriye’ye geldi. Anbari, öfkeli lideri sınırda karşıladı. İkisi birlikte bir ay kadar Colani’yle kaldılar. Güvenlik nedeniyle fazla hareket edememeleri işlerini zorlaştırdı. Nusra liderleriyle biraraya geldiklerinde, Ebu Meryem el-Kahtani, herkesin Bağdadi’ye biatını tazelemesini önerdi. Yaptılar. Ama Nusra’cılar sadece zaman kazanmak için uysal davranmışlardı.
Nitekim Bağdadi tatmin olmadı. Suriye’deki örgütün sözünden çıkmamasını güvence altına almalıydı. El-Anbari’nin şüpheleri isabetliydi. Ancak o bunların doğrulanışını göremedi; Irak-Suriye sınırında Amerikalılara yakalanacakken kendini havaya uçurdu.
--DEVAM EDECEK--
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024