Yaşar YAKIŞ
Son yıllarda Türk-Amerikan ilişkileri kötüden, daha kötüye doğru gitti. Çelişkilerden biri, ABD’nin, Suriye’deki en güçlü Kürt siyasi parti olan PYD’nin silahlı kolu YPG’ye verdiği destekti.
Obama yönetimi Türkiye’ye, YPG’ye verilen silahların kayıtlarının tutulduğunu ve IŞİD’e karşı savaş kazanıldıktan sonra, bu silahların toplanacağını söylemişti.
Türkiye’ye ziyaretinden birkaç gün önce, Beyrut’ta yaptığı bir açıklamada, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson; ABD’nin YPG’ye ağır silah vermediğini, bu nedenle geri alınacak bir şey olmadığını söyledi. Tillerson’ın neden bahsettiğini bilmediğini farz etmek zor.
Türkiye’ye, YPG’ye verilen silahların geri toplanacağına dair verilen sözün yerine getirilmeyeceğine dair net bir mesaj vermek istemiş olmalı.
Silah desteği ise muhtemelen sürecek. Sonuçta Pentagon, çoğunluğunu YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’’nin (SDG) eğitimine 2019 bütçesinden 550 milyon dolar ayrıldığını duyurdu.
Tillerson’ın ziyareti sırasında Türkiye, YPG savaşçılarının Menbiç’ten çıkmasını ve şehirde Türk ve Amerikan kuvvetlerinin görevlendirilmesini önerdi. Tillerson, bu öneriyi değerlendireceğinin sözünü verdi. Pentagon ve ABD dışişleri, muhtemelen, Türkiye’nin önerisini uygulamanın bir formülünü bulacaktır.
Bu mantıklı bir öneri, çünkü KürtlerMenbiç nüfusunun yalnızca küçük bir kısmını oluşturuyor. Bu nedenle Menbiç’te çoğunluğu Kürt savaşçılardan oluşan bir askeri kuvvetin varlığını meşrulaştıracak bir durum yok.
Ancak bazı sorunlar var: Öncelikle ABD, YPG’yi, Menbiç’i IŞİD’den temizlede hayati bir rol oynadıktan sonra, şehirden çıkmaya ikna edebilecek mi? ABD’nin Afrin operasyonuna verdiği üstü kapalı onay, zaten Kürtler arasında bir hayal kırıklığı yaratmıştı.
Şimdi de Rusya muhtemelen bu fırsattan yararlanmaya ve bu planı, ABD politikalarının iki yüzlülüğünü gösteren bir kanıt olarak sunmaya çalışacaktır. YPG de bunu bir ihanet olarak görüp şehri terk etmeyi reddedecektir.
İkincisi, Kürtler’den gelecek olan muhtemel tepki haricinde, ABD, İsrail’in güvenliği nedeniyle de, Kürtlere verdiği desteği geri çekmeye hazır olmayabilir.
Üçüncüsü, Türkiye - haklı olarak - politikasını, Menbiç’in çoğunluğunu Kürtler’in oluşturmadığını hesaba katarak şekillendiriyor.
Menbiç’in Kürt olmayan sakinleri YPG’nin sert muamelesinden muzdarip olabilir, ancak bu Kürtler’in çoğunluğunu oluşturduğu SDG güçlerine karşılık, Türk askerlerini tercih edecekleri anlamına gelmiyor.
Şam, hali hazırda, Afrin’de yaşayan Kürt ve Arapları, burada Türk ordusunun varlığına karşı çıkmak için kışkırtmaya başladı. Aynısını Menbiç için de yapacaktır. Türk ordusunun Menbiç’te hoş karşılanacağına dair bir garanti yok.
Dördüncüsü, YPG savaşçıları Menbiç’ten çıksa bile, gidebilecekleri tek yer Kürt kantonları olarak ilan ettikleri Cezire ve Rojava olacaktır. Bu da Rojava savunmasının bütünleşmesi ya da Türkiye’nin askeri operasyonunu Fırat’ın doğusuna doğru genişletmekten vazgeçmesi anlamına geliyor.
Türkiye’nin aklındaki buysa, bu gerçekçi bir karar çünkü operasyonun Fırat’ın doğusuna doğru genişletilmesi can kaybının da artması riskini beraberinde getiriyor.
Bu önerinin üzerinde, öncelikle ABD yönetiminin farklı departmanları arasında, başka pazarlıklar yapılabilir. Pentagon, Menbiç ya da Fırat’ın doğusunda YPG’ye destek vermeye devam edilmesi konusunda ısrarcı olabilir.
Pentagon’un YPG’ye olan güçlü desteği; ABD Savunma Bakanı James Mattis’in, PKK’nin kolu YPG’yi, ana örgüt olan PKK’ye karşı savaştırmak gibi gerçek dışı bir öneri sunmasından anlaşılabilir.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Tillerson’ın Türkiye’nin önerisini değerlendirme sözüne sadık kalmaya çalışabilir ve Beyaz Saray bu ikisinin ortasını bulmak zorunda kalacaktır. İkinci pazarlık ise Türkiye’yle olacaktır.
Türkiye, operasyonu Menbiç’e ve, muhtemelen, Fırat’ın doğusuna uzandırma konusunda gereksiz bir söz verdi. Bu söze rağmen ABD’yle arasındaki ilişkinin daha da kötüleşmesini göze alamaz. Bu nedenle eninde sonunda bir tavizde bulunabilir.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020