Yıldıray OĞUR
Aylar önce henüz bir anda memlekette dört koldan bir temizlik operasyonu için savcılar ve polislerin düğmelerine basılmadan epey önce, henüz tek meselenin dershaneler olduğu zannedilen, fitne hadiselerinin paylaşım rekorları kırdığı o pek mesut günlerde, hükümet-cemaat krizinde esas meseleye İncil’den o meşhur alıntıyı hatırlatarak bir çare önermiştim:
“O zaman İsa, 'Öyleyse Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını Tanrı’ya verin' dedi. Bu sözleri duyunca şaştılar, İsa’yı bırakıp gittiler.” (Matta 22:14)
Çözüm kısaca laiklikti. 90 yıldır devletin kafalara vurduğu ama son iki ayda dindarların yaşayarak kıymetini anladıkları laiklik.
Laiklik: Devlet ve cemaat işlerini birbirinden ayırmak.
Ama cemaat dershane tartışmasında iplerin kopmasından hemen sonra, Gülen’in BBC’ye binde birini tanımadığını söylediği (ki binlerce polis ve savcının içinde olduğu bir yapıdan bahsedildiği için doğru olabilir) farklı şehirlerdeki onlarca farklı savcı, polis Türkiye’yi yolsuzluklardan kurtarmak için sözleşmiş gibi onlarca farklı mevzuda operasyonlara başladı. Biriktirilmiş dosyalar açıldı, durdurulmayan TIR'lar durduruldu. Hanefi Avcı’nın cemaatle ilgili kitap yazdıktan bir ay sonra devrimci bir militan olduğunun keşfedilip içeri atılmasından sonraki en büyük tesadüftü bu.
Dershane tartışmaları sırasında bir grup gazeteci olarak davet edildiğimiz Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Kuzguncuk’taki yalısında görüştüğümüz arkadaşlarımıza esas meselenin cemaatin devlet içindeki örgütlenmesi olduğunu, bunun sürekli ve sadece bu iktidarla değil bundan sonra Başbakan Zekeriya Öz bile olsa onunla da sürekli çatışma oluşturacağını anlatmıştık.
Her zamanki “bizim ne alakamız var” cevabıyla karşılaşmıştık.
Belki bu cevabı içine komploculuk, Orta Doğu geçen klişe cümleyle BBC’ye, New York Times editörlerine yedirmek kolay. Ama bugün sokaktaki herkesin buna vereceği tek cevap “Yav he he” den fazlası olmayacaktır.
Hele de Fethullah Gülen’in BBC’ye verdiği ana muhalefet liderinin yanında apolitik bir 80 kuşağı çocuğu kalacağı röportajdan sonra.
“Benden emir almaları mümkün değil yani, Türkiye'de her yerde, her şehirde, nerede böyle bir hadise çıktıysa hemen polisin üzerine, orada savcının üzerine, hâkimin üzerine yürüdüler.
Onları kaldırıp attılar, daha evvel de öyle bir şey yapmışlardı. Bunlar getirdikleri insanlar” cümlesindeki sitemlerden, taşlamalardan, “Bunlar getirdikleri insanlar”daki sicillere hakimiyetten o savcıların gerçekten kimden emir aldığını çıkarmak Türkçe Olimpiyatlarında yarı finale kalmaya bile yetmez…
Röportajdaki “bu Kürt meselesinde, o sürece biz onlardan evvel destek verdik.”, “Belki on küsur sene oldu, bu mevzuda biz tekliflerimizi onlardan evvel sunduk” cümlelerinde geçen “onların” iktidar partisi olduğunu düşününce, karşımızdaki “biz”in ne olduğunu anlamamak için Erdoğan’ı Esad’ın bile gelip devirmesinden rahatsız olmayacak emekliliği gelmiş sinir krizinin eşiğindeki bir Türk liberal olmak gerekir.
Şu cümleyi kuran kişiye de dünyanın her yerinde istihbarat kaynaklarına yakın güçlü bir analizci denir artık: “Dağ'ın da rahatsızlığı vardı, Suriye'dekilerin, PYD'nin de rahatsızlığı vardı. İran'daki PJAK'ın da rahatsızlığı vardı bu mevzuda.”
Sadece analizle sınırlı kalsa kalp gözü açık bir dinî cemaat lideri deyip geçilebilir. Peki şu cümlelere ne denilebilir
“Örgütle müzakere yapılabilir, bir beis görmüyoruz onda. Fakat devletin, itibarı onuru korunarak yapılmalı. Öyle yaparsanız yarın tarih ona, 'paralel yapı budur' der. Yani onlarla görüşürseniz 'paralel yapı budur' der.” Bu cümlelerde tersine çevrilmiş paralel devlet silahının hedefinde kimin ve neyin olduğunu anlamamak için de herhalde Milli Demokratik Devrime polisle gitmeyi düşünen bir Türk Troçkisti kadar “geniş” olmak gerekecektir. Bu cümlenin kendisi 7 Şubat’ı tek başına açıklamaya yeter. Daha da korkutucusu bundan sonra çözüm sürecini kriminalize edecek diğer tüm atılacak adımları.
“Devletin onurunu kollayarak bebek katili denen adamla görüş yoksa paralel devlet sen olursun” mesajını veren artık bir dinî cemaat değil, ancak devlet içinde örgütlü bir siyasi aktör olabilir...
O yüzden "Cemaat-hükümet arasındaki kavgası” diye başlayan cümlelerle fırsatçılıktan kendinden geçenler, kötü analizlerin gözünü çıkartanlar daha birinci saniyede demokrasi dersinden sınıfta kalıyorlar.
Meşru, seçilmiş siyasi bir iktidarla, devlet içinde örgütlü bir dinî cemaat arasında iktidar kavgasını meşru, olağan görmek, iki gücü eşitlemek meşru değildir, demokratlık hiç değildir. Tabii siyaset sizin için şiddetin bile meşru görülebileceği bir iktidar mücadelesi alanı değilse. İstediğiniz anda devrimci durum analizlerine atlayıp durmuyorsanız. Klasik meşru demokrat siyaset zemini içinden konuşuyorsanız.
Ordu ve hükümet kavgasında 3. Yola sapanlar, yesinler birbirini diyenler ne durumdaysa, cemaat-iktidar kavgasında üçüncü yola sapanlar da aynı durumdadır. Demokrasi sınavından birinci cümlede kalmışlardır.
Bırakın liberal demokratlığı, sosyal demokratlığı en asgari düzeyde bir Türk işi demokratın bile böyle bir iktidar kavgasında nerede duracağı açıktır.
Buradan bizi çıkartacak tek çare İncil’deki o satırlardır: “Sezar’ın hakkı Sezar’a, Tanrı’nın hakkı Tanrı’ya.” Tek çare laikliktir, cemaatle devlet işlerini birbirinden ayırmaktır.
Bunu cemaatin yapması beklenirdi. Ama hâlâ aynı farsı anlatmaya devam ettiklerine göre bunu yapmak devlet düşer…
***
Not: Geçen hafta Pazar günü bu köşede çıkan "Her taşın altında olmasa da..." yazısı üzerine Nazlı Ilıcak bir açıklama gönderdi. Özetle Nazlı Hanım, kitabı, çok iyi olan ofisindeki arşivi ve zaten bu konularda yazılmış arşivlerdeki köşe yazılarını kullanarak yazdığını, sadece açık kaynakları kullandığını anlatıyor. Kitabın en ayrıntılı Ali Fuat Yılmazer bölümünü ise gazeteci Candaş Tolga Işık’ın tanıştırdığı Yılmazer’le yine Işık’ın da olduğu 3 görüşmede tuttuğu notlarından çıkarmış Nazlı Hanım. Beyan esastır. Umarım Nazlı Hanım bu arşiviyle daha pek çok tartışılan konuda kitaplar yazıp, güncel meselelerle ilgili iyi ve detaylı yazılmış kitap açığının kapatılmasına katkı yapar. Sadece kitabın yeni baskısında “Sabri Uzun bilmez mi bilir” gibi cümleler çıkarılırsa belki kafalarda oluşan soru işaretleri da giderilmiş olur. The Cemaat kitabının epey övücü bir kritiğinin yapıldığı yazıyla ilgili Nazlı Hanım’ın açıklamasının tamamı hukuki bir zorunluluk olmamasına rağmen bir meslek büyüğüne ve cevap hakkına saygı çerçevesinde aşağıdadır…
“Her Taşın Altında The Cemaat mi Var?” kitabımın başkaları tarafından yazıldığı izlenimini oluşturacak şekilde bir makale kaleme almışsınız. Böyle düşünmenize doğrusu şaşırdım.
Kitap, Ergenekon davalarından sonra, polislerin “Fethullahçı” iddiasıyla karşı karşıya kalmalarına, böylece davaların gözden düşürülmesi çabalarına bir cevap mahiyetindedir. Nitekim 2008’de, Ergenekon ismi altında büyük operasyon başlar başlamaz, Aydınlık gazetesinde “İşte Emniyet’teki Fethullahçı polislerin listesi” diye 57 kişinin ismi yayınlandı. Kitabımda da belirttiğim gibi, 1991’den itibaren “Poliste Fethullahçı örgütlenme” iddiası sürekli gündemde tutulmuştur. Kitabımda bu benzerlikleri ortaya koyuyorum. Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ile yardımcısı Osman Ak’ın meşhur Telekulak skandalını hatırlayınız… 10 Ocak 1999’da Aydınlık’ta yayınlanan “Devlete sunulan rapor: Fethullah Emniyeti Ele Geçirdi” haberini aklınıza getiriniz… Daha sonra Fethullah Gülen’e yönelik kasetler… DGM savcısı Nuh Mete Yüksel’in bu kasetleri de içine alan ve Gülen’i devlet içinde çeteleşmeyle suçlayan, onu çete reisi ilan eden iddianamesi… Kitabımda, devam ve birbirini takip eden bu süreçleri bir bir yazdım.
Sabah gazetesinde çalışanlar ve benim odamı ziyaret edenler bilir. 100-150 dosyalık konulara göre ayrılmış arşivim mevcut. Geriye gidip bir araştırma yapmak benim için çok kolay. Zaten o dönemlere bizzat yaşayarak şahit oldum.
Kitaptaki “Sabri Uzun” bölümünü, onun Fatih Altaylı’ya yazdığı mektuptan ve Aslı Aydıntaşbaş’ın Sabah gazetesinde yayınlanan “Şemdinli’nin faturası Uzun’a çıktı” yazılarından derledim. Yani açık istihbarat… Kitabımda da bunu belirtiyorum. Şemdinli olayı 2005’te vuku bulunca, o konuda birçok yazı yazmıştım. O yazılarımda, bagajdan çıkan mermi sayısına kadar anlatmıştım. Bunun için polis raporuna gerek yok. Gazete haberleri yeterli. (16 Kasım 2005 tarihli yazıma bakınız.)
Zaten, Ergenekon, Zirve Yayınevi, Hrant Dink dosyası, İrtica ile Mücadele Eylem Planı gibi konularda yazılmış onlarca yazım mevcut. Dolayısıyla, kimseden farklı bir malûmat almama gerek kalmadan, kendi makalelerimdeki bilgilerden yararlandım. Olayların cereyan ettiği tarihlerde, en ince teferruata dikkat ederek yazı yazmam, kitabı kaleme alırken işimi çok kolaylaştırdı. Büyük ölçüde kendi yazılarımdan ve arşivimden faydalandım.
Keza Hanefi Avcı’nın kitabı çıkınca, 2010 yılında, bu hususta da çok sayıda yorumum Sabah’ta yayınlanmıştı. Sizin söylediğiniz 2 telefon arasındaki irtibata o tarihte, yani kitabım çıkmadan çok önce temas etmiştim. (Bakınız 25 Eylül 2010 tarihli makalem)
Oda TV davası hakkındaki teknik bilgileri nereden aldığımı kitapta da açıkça belirtiyorum: Hem sanıkların Boğaziçi Üniversitesi’ne hazırlattığı, hem de Oda TV davasının ek klasörlerinden çıkan adli bilirkişilerin raporlarına eski yazılarımda yer vermiştim. (Bakınız 8 Ekim 2011 tarihli “Oda TV ve Bilirkişi raporları” yazım.)
“Bu teknik bilgilere Nazlı Ilıcak nasıl sahip?” diye soruyorsunuz. O raporları dikkatlice okur ve teknolojiye yakın kişilere danışırsanız, raporlardaki tesbitleri anlaşılır bir dille siz de okurlarınıza aktarabilirsiniz.
Kitabın sadece Ali Fuat Yılmazer ile ilgili bölümünde, Yılmazer ile konuştum. O tarihe kadar Yılmazer’i tanımıyordum. Candaş Tolga vasıtasıyla tanıştım. Kitabı yazarken 2 ya da 3 kere bir araya geldik; not tuttum. Her 3 toplantıda da Candaş Tolga vardı. Yılmazer, Hrant suikastine adının karıştırılması karşısında kendini savundu. Kitaptaki belgeleri ise, Nedim Şener’in “Kırmızı Cuma”sından aldım: 1) Trabzon İstihbarat Müdürlüğü’nden 17 Şubat 2006’da İstanbul İstihbarat Müdürlüğü’ne gönderilen ve Yasin Hayal’in Hrant Dink’e yönelik eylem düzenleyeceği ihbarı. 2)Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden 15 Şubat 2006’da düzenlenip, 17 Şubat 2006 günü İstihbarat C Şube Müdürlüğü’ne bilgi için gönderilen F4 Bilgi Raporu. 3) İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün, Trabzon’dan gelen 17 Şubat 2006 tarihli yazı üzerine, tahkikat yaptığını gösteren not. 4) İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in İçişleri Bakanlığı müfettişlerine gönderdiği yazı.
Nedim Şener’in kitabından farklı olarak yayınladım tek belge, Ali Fuat Yılmazer’in, ihbar İstihbarat Daire Başkanlığı’na ulaştığında, kendisinin yurt dışında olduğunu gösteren görevlendirme yazısıydı.
Sütununuzda bu düzeltmeyi yayınlarsanız, hakkımı yememiş olursunuz.
Saygılarımla
Nazlı Ilıcak
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025