Yıldıray OĞUR
Ve nihayet, İnsan Hakları Günü’ne denk gelen hapiste geçirdiği 770’inci günde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Osman Kavala ile ilgili kararını açıkladı, Anayasa Mahkemesi’nin veremediği hak ihlali kararını verdi ve derhal serbest bırakılmasını talep etti.
AİHM, Osman Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özgürlük ve güvenlik (5/1), hızlı yargılanma (5/4) maddelerinde düzenlenen haklarının ihlal edildiğine oy birliğiyle, sözleşmenin 18’inci (“Anılan hak ve özgürlüklere bu Sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamalar, öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaz”) maddesinden hak ihlaline ise AİHM’deki yeni Türk yargıç Saadet Yüksel’in karşı oyuna rağmen oy çokluğuyla karar verdi.
Bu maddeden hak ihlali kararı verilmesi, mahkemenin tutuklamayı hukuki değil, siyasi gördüğü anlamına geliyor.
İlk iki maddeden ihlale mahkeme oy birliğiyle karar vermesi yani Türk yargıcı Saadet Yüksel’in de bu kararlara katılması ise tutukluluğun Türkiye açısından da artık savunulamazlığını gösteriyor.
“Başvurucunun uzun tutukluluk halinin hak savunucusunu sessizleştirmek art niyeti taşıdığı’ söylenen gerekçeli kararda Türkiye’de iktidar-hukuk ilişkileri hakkında da şu tespit kayıtlara geçirilmiş:
“Başvurucu hakkındaki hukuki suçlamaların, Cumhurbaşkanı’nın Kasım ve Aralık 2018 tarihlerinde başvurucunun adını vererek yaptığı iki konuşmadan sonra yapıldığını da önemle not etmek gerekir. Mahkeme’nin görüşüne göre, kamuya açık bu iki konuşmada başvurucu aleyhine yapılan açık suçlamalarla, konuşmalardan üç ay sonra iddianamedeki suçlamaların ifade ediliş şekli arasındaki benzerlik not edilmelidir.”
Tarihe bırakılmış kötü notlar bunlar. Bu açık ve net ihlal kararı ve acil tahliye çağrısından sonra mahkemelerin ne yapacağını göreceğiz.
Ama Osman Kavala soruşturması ve iddianamesindeki bir başka bölüm, bugünkü güncel bir tartışma açısından da tarihe düşülmüş kötü bir nottu.
Kavala’ya yönelik soruşturmayı eski bir TKP’li emekli ulusalcı askerin komplo teorilerini sıraladığı deli saçması ifadesi başlatmıştı. Daha sonra “benim ifademi neden ciddiye aldılar ki” bile diyen emekli asker ifadesinde “Sırbistan’da başlayan dalganın bir şekilde önce Arap ülkelerine ulaştırıldığı sonra Türkiye’ye getirildiğini” iddia etmişti.
Daha sonra iddianamede bu komplo teorisi savcının ana iddiası olarak karşımıza çıktı. Savcı’ya göre Osman Kavala, Gezi’yi organize etmesi için OTPOR tarafından eğitilmiş, Soros tarafından finanse edilmişti.
İddianameye göre OTPOR, “Halklar, özgürlük mücadelesi adı altında hükümetleri resmen devirmiş, “ülkemiz dışında benzer biçimde sahneye konulan ‘renkli devrimler’ ve ‘Arap baharı’ olarak anılan akımlar” a ilham kaynağı olmuştu.
İddianamede savcı OTPOR’a bayağı öfkeli görünüyordu:
“Buradan da OTPOR veya türevlerinin arkasında yer alan küresel sermayeye hükmeden odakların, kendileri gibi düşünmeyen, kendilerinin emellerine hizmet etmeyen veya kendilerinin dünya ülkelerine dayatmaya çalıştıkları Ortadoğu coğrafyası gibi bölgelerin siyasi haritalarını kabul etmeyen yönetimlere yönelik kalkışmalara giriştikleri, bu odakların amacının demokratik yönetimler oluşturmak olmadığı anlaşılmaktadır.”
Savcı iddiasını ispatlamak için internetten adlarını bulduğu OTPOR üyelerinden son beş yılda Türkiye’ye giriş yapmış olanları tespit etmiş, çocukları ve eşleriyle Türkiye’ye gümrükten giriş yaparken çekilmiş fotolarını bile iddianamesine koymuş, o ziyaretlerin çoğunda turist Sırpların Antalya’da otellerde kalmasından bile işkillenmemişti.
Peki kimdi bu OTPOR ya da “Direniş” hareketi?
2000 yılında Bosna katili, savaş suçlusu Sırbistan Devlet Başkanı Miloseviç’i deviren protesto hareketine öncülük eden gençlik hareketiydi Otpor!
Bugün Nobel Edebiyat ödülü verilecek Avusturyalı yazar Peter Handke’nin bayıldığı Miloseviç’i deviren ve böylece onun Lahay’deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanmasını sağlayan hareket.
Avusturyalı Handke de aslında iddianamede savcının dillendirdiği fikirlere sahip biri.
Annesi Yugoslavya vatandaşı bir Sloven olan Handke, Tito’nun Yugoslavya’sını örnek bir sosyalist model olarak gören bir sosyalist.
Yugoslavya’nın emperyalistler tarafından parçalandığını düşünüyor. Sırbistan Sosyalist Partisi’nin başındaki Miloseviç’in de Tito’nun mirasını devam ettirdiğine inanıyor.
Bu ideolojik bakışıyla 1995’de savaşın sonunda gittiği Bosna’da gördüklerini “Sırbistan için Adalet” adıyla Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinde yayınlanınca büyük tepki çekmiş. Özet olarak Sırplara haksızlık yapıldığını, savaşta herkesin birbirini öldürdüğünü, bunun katliam değil, “kardeş cinayeti” olduğunu Batı medyasındaki “katil”, “kasap” Miloseviç algısının haksızlık olduğunu iddia ediyor.
1999’da NATO’nun Kosova’ya askeri müdahalesine karşı da yüksek sesle karşı çıkmış. Bu müdahaleye destek veren Gunter Grass gibi yazarları, Yeşiller Partisi’ni sert biçimde eleştirmiş, Nazi, Auschwitz benzetmeleri yapmış.
2000’de OTPOR’un başını çektiği Miloseviç karşıtı gösterilere de yine “Soros, renkli devrimler, emparyalistlerin müdahalesi” diyerek karşı çıkmış.
Miloseviç devrilip, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlayınca “O seçilmiş bir devlet başkanı, sadece ülkesini savundu, onun yerinde kim olsa aynısını yapardı” diyerek desteğini sürdürmüş.
Miloseviç hapiste ölünce de Belgrad’daki cenazesine katılıp bir konuşma yapmış ve şöyle demiş:
“Gerçeği bilmiyorum. Ama görüyorum. Duyuyorum. Hissediyorum. Hatırlıyorum. O yüzden bugün buradayım. Yugoslavya’nın, Sırbistan’ın, Slobodan Miloseviç’in yanındayım”
Böyle bir yazara Nobel edebiyat ödülü verilmesi haklı olarak bütün insan hakları örgütlerini ayağa kaldırdı. Haftalardır İsveç ve Norveç’te medya bu kararı eleştiriyor.
Türkiye’de de en yüksekten Cumhurbaşkanı’nın ve sözcüsünün bu ödülü sert biçimde eleştirmesi, Türkiye’nin töreni protesto etmesi tabii ki takdir edilesi tavırlar.
Fakat bir dakika, Miloseviç için söylediği “O sadece ülkesini savundu” savunması size de bir yerden tanıdık gelmiyor mu?
Miloseviç ceza mahkemesinde yargılanırken Türkiye’de bu sözle onu kim savunmuştu?
Tabii ki Doğu Perinçek ve partisi.
Hatta epey hararetle savundukları için Miloseviç hapisten Perinçek’e mektup bile yazmıştı:
‘‘Sizler, dost kurumlar ve dost insanlar, yapmış olduğumuz onur mücadelesinin adının sosyalizm olduğunu en iyi bilenler, Yugoslavya gerçeğini savunmaya devam ediniz. Çünkü Yugoslavya'nın Batı tarafından parçalanması sadece bir başlangıç. Kirli elleri dünyanın bütün devrim ülkelerini yıkmak için sürekli çalışıyor. Sayın Perinçek, siz ve ben aynı davayı savunuyoruz, yani ülkelerimizi. Zaten sosyalizm de bu demek değil midir? Sosyalistler önce ülkelerini savunmak zorunda değil midir? Durmayın Sayın Perinçek, siz öyle bir ülkede bulunuyorsunuz ki, dünya o ülke sayesinde kurtulur veya yıkılır.’’
Ama neyse ki Perinçek’e henüz Nobel ödülü verilmedi. O halde Peter Handke’ye ödül verilmesine haklı olarak öfkelenen Ankara’nın onu resepsiyonlarda, iktidara yakın kanallarda ağırlamasında sakınca yok.
Bir zamanlar Miloseviç’in dostu olması da şimdi hararetle iktidarı destekleyip, Gül, Davutoğlu ve Babacan’a her gün gazetelerinde düşmanlık etmesinin yüzü suyu hürmetine unutulabilir.
Aynı şekilde, ayda bir görüşülen “Batı emperyalizmi karşısındaki müttefikimiz Rusya”nın da Bosna’da katliamlar olurken Sırp milliyetçilerin en büyük destekçisi olduğunu, Miloseviçlerin iktidardan düştükten sonra Rusya’ya sığındıklarını, Putin’in Miloseviç’in ceza mahkemesinde sanık sandalyesine oturtulmasına köpürdüğünü, Srebrenica Katliamı’nı tanımayı öngören BM kararlarını Rusya’nın veto ettiğini de unutabiliriz.
Yine emperyalist Batı’ya karşı ülkemizin yanında duran, her ay bir televizyonda, gazetede ağırlanan Rus düşünür Dugin’in de kitaplarında Miloseviç’ten, Karadziç’den övgüyle bahsetmiş olmasını da hatırlatıp can sıkmaya gerek yok. Zaten onun da henüz bir Nobel’i yok.
Ne de olsa Türkiye de önde gelen bir sivil toplumcu işadamını, elde hiç delil yokken, komplo teorileriyle Miloseviç’i devirmiş bir Sırp gençlik örgütünden talimat alıp ülkeyi karıştırmakla suçlayıp 770 gündür tutuklu yargılayan bir ülke.
Vatan savunmasında bu kadarlık hukuksuzluk yapılmış çok mu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025