Yıldıray OĞUR
Çok farkında değiliz ama Türkiye’de son bir yılda siyasette İngilizce tabirle ‘game changer’ olacak en kritik gelişme demokrasi, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, tek adam yönetimi gibi dar bir kesimin şikayetleri olarak kalan eleştirilerin ete kemiğe bürünmesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ürettiği sorunların geniş kitlelerin hayatında da hissedilmesi oldu.
Ekonomi ile demokrasi arasındaki ilişki artık uzun ve entelektüel izahlara gerek duyulmadan çıplak gözle görülebiliyor.
Bunu geniş kitlelere gösteren de her eve giremeyen muhalefetten çok her eve giren virüs oldu.
Dün Karar TV’de konuğumuz olan Metin Karabaşoğlu, 99 Depremi’nin devletin beceriksizliği ve zayıflığını ortaya çıkarmasına benzeterek buna “Bir makyaj çözücü olarak musibetler” dedi.
Özellikle bir kesim var ki dertlerin onların kapısını çalması, onların bu eleştirileri dillendirmeye başlaması siyaseten yıkıcı sonuçlara neden olabilir:
Esnaflar.
2020 rakamlarıyla Türkiye’de kayıtlı 1 milyon 954 bin esnaf ve esnaflara ait 2 milyon 103 bin iş yeri var. Kayıtsızlar hariç.
Ama bu toplumda esnaf, sayısından daha büyük bir güce ve role sahip olmuştur.
Her ne kadar son yıllarda sosyal medya rol çalsa da kamuoyu dediğimiz şey hala büyük oranda pazarda esnafın konuştuğudur.
Esnafın rahatsız olması kritik bir eşiğin aşılması anlamına gelir.
1651’in Ramazan’ında devrin vezir-i azamı askere ulufe dağıtmak için Hazine’deki düşük ayarlı parayla, esnafın elindeki değerli parayı değiştirmek isteyince önlerine zorla Şeyhülislam’ı katan İstanbul esnafı adalet nidalarıyla Topkapı Sarayı’nın kapısından girmiş ve IV. Mehmet’in karşısına çıkmıştı.
Bu isyan prototipi daha sonra da Osmanlı tarihinde tekrarlandı ve genelde sonuç aldı.
İdris Küçükömer’in meşhur sağ-sol tarifinde Yeniçeri-esnaf-ulema üçlüsü Batıcı bürokratik kanadın karşısındaki doğucu-İslamcı halk cephesini temsil eder.
Şerif Mardin de erken zamanlarda Osmanlı’da sivil toplumu anlamak için esnaf üzerine araştırmalar yaptı.
Hala Türkiye’de özellikle Anadolu’da siyaset esnaf üzerine kuruludur. Merkez sağ iktidarların bel kemiği esnaftır. İslami hareketler, tarikatlar, cemaatler esnafa dayanır.
Türkiye’de esnafın oyunu almadan iktidar olunmaz. O yüzden siyasetçiler için esnaf ziyareti ana siyasi faaliyettir.
Esnaf çok şikayet eder, konuşur ama genelde istikrarın ve iktidarın yanında durur, kapısından herkesin girmesini istediği için radikal pozisyonlar almaz, merkezde kalmaya çalışır.
Ama esnaf bile rahatsız olduğunda taşlar muhakkak yerinden oynar.
Türkiye’de son bir senedir yaşananlar esnafın da rahatsızlar arasına katılmasına neden oluyor, kritik bir eşik aşılıyor.
Zaten uzun süredir büyük marketlerin, internet satışlarının vurduğu esnaf, kötü ekonominin sonuçlarıyla boğuşurken şimdi buna kötü yönetiminin somut sonuçları da eklendi. İkisi arasında açık bir ilişkisi olduğu da görülüyor. Belki bunu gazeteden okuyamıyor, televizyondan izleyemiyorlar ama bizzat yaşıyorlar.
Bunun geçen hafta somut iki örneği yaşandı.
Tam kapatmanın hemen öncesinde aralarında bir futbolcunun da olduğu bir grup milletvekilinin son dakika verdiği önergeyle torba kanuna giren çek ertelemesi bir günlüğüne piyasayı altüst etti.
Yükselen şikayetler sonucu Meclis’ten geçirilen kanun, yönetmelik değişikliğiyle revize edilmek zorunda kalındı.
İçişleri Bakanlığı’nın önceki gece yayımlandığı marketlerde temel ihtiyaç ürünleri dışında satışı yasaklanan ürünlerle ilgili yeni genelgesi de böyle mantıksız bir kararın yeni yasaklarla toparlanmaya çalışılmasından ibaret.
Sonuç irrasyonel ama şikayetler rasyoneldi.
Örneğin bir züccaciye dükkanınız var, tam kapatmada dükkanınız kapatılmış ama sizin sattığınız ürünlerin aynıları açık olan büyük zincir marketlerde satılıyor.
Ya da kırtasiyeniz, ayakkabıcınız, çorap sattığınız mağazanız kapatılmış ama sattığınız ürünlerin hepsini köşedeki marketten almak mümkün.
Apaçık bir haksızlık, mantıksızlıktı bu.
Ama en mantıksızı bu değildi.
Günlerdir Antalya’dan sebzelerini sokaklara, çöplere döken çiftçi, hal esnafı görüntüleri geliyor haber merkezlerine.
Çünkü belli bir raf ömrü olan sebze ve meyveler satılmıyor.
Çünkü açık pazarlar da tam kapatmada kapatıldı.
Ama aynı ürünleri kapalı marketlerden almak mümkün.
Genelgeyi hazırlayanlara göre açık pazarda salatalık alırken bulaşan virüs, kapalı markette salatalık alırken bulaşmıyor.
Ya da bir dükkandan sınırlı sayıda müşteriyle züccaciye, kırtasiye, ayakkabı almak bulaşıcılık açısından riskli iken aynı ürünleri yüzlerce insanın olduğu bir markette sıraya girip almak salgın önlemi oluyor.
İşte bu mantıksız kararlar büyük bir esnaf tepkisine neden oldu.
İktidar da tepkilerden çekinip gece yarısı yeni genelgelerle vaziyeti toparlamaya çalıştı.
Tonlarca ürün çöpe gittikten sonra pazar yerlerinin cumartesi günü açılmasına izin verildi.
Marketlere konan ürün satış yasaklarıyla da esnafla marketçi yasakta eşitlendi.
Ama mantıksızlıklar ve haksızlıklar yasaklarla bitmiyor.
Çünkü marketlerde satılması yasak olan bütün bu ürünleri internetten almak mümkün. Nasıl olsa kargocular harıl harıl evlere ürün taşıyor.
Sonuç itibarıyla tam kapatma neredeyse esnafları tam kapatmaya dönmüş durumda.
Sokağa çıkma yasağından muaf kişi ve yerler listesinde 43 madde var.
En büyük kalabalığı 7. maddedekiler oluşturuyor.
“Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar.”
Yani madde diyor ki; fabrikalar, daha küçük üretim tesisleri, atölyeler, şantiyeler açık, işçiler, kalfalar, mühendisler, üretim yapan müteşebbisler, işadamlarına evde oturmak yok.
Ama onlar üretime devam ederken, bunun ticaretini yapanlar kapalı.
DİSK’in araştırmasına göre 26,8 milyonluk istihdamın yaklaşık yüzde 61’i (16,4 milyon) kapanmadan muaf sektörlerde çalışıyor. İstihdamın yaklaşık yüzde 22’si (6 milyon) kapanmadan kısmen muaf sektörlerde ve yaklaşık yüzde 17’si (4,4 milyon) ise kapanma kapsamındaki sektörlerde çalışıyor.
Tam kapatılmayla eve kapatılan 4.4 milyonun yarısını esnaflar oluşturuyor.
Peki dükkanı kapatılan ve evinde oturan esnafa devlet maddi olarak kendilerine herhangi bir faydası olmayacak, ancak morallerini düzeltecek yasakta eşitlik dışında ne veriyor?
Geçen hafta IMF’nin açıkladığı rapora göre Türkiye, salgında vatandaşına milli gelirinin yüzde 2,5’undan azını “ilave destek ve vazgeçilen gelir” olarak veren ülkeler liginde. Haritada Türkiye’nin boyandığı kırmızı renkli ülkelerden en çok Afrika’da var.
Bu harita o kadar utandırıcıydı ki Anadolu Ajansı aynı rapora dayandırarak “Türkiye, G20'nin yükselen ekonomileri arasında GSYH’sine oranla salgında en fazla likidite desteği sağlayan ülke oldu” diye bir alternatif gerçeklik haberi bile yaptı. “Likitide desteği” kavramının arkasına saklanan ise krediler ve garantilerden ibaretti. Koşullu yükümlülükler, kredi ertelemeleri de buna dahil.
Milli gelirin yüzde 1.9’una denk gelen doğrudan destek kalemlerinin önemli bir yekûnunu ise kimlerin alabildiği belirsiz, Türkiye’nin en düşük gelirli ilinin en sarpa muhitindeki bir dükkanın kirasını bile karşılamayacak 1000, 750, 500 TL'lik kira yardımları ve Hazine'den değil, işsizlik fonundan karşılanan kısa çalışma ödeneği oluşturuyor.
Banka kredilerinin en yaygını ve işlevseli Halkbank aracılığıyla pandeminin başında bütün esnaflara verilen 25 bin TL’lik TESKOMB kredisi olmuş.
2 milyon esnaf bu krediye başvurmuş. Ama kredilerin geri ödemesi gelince dükkanlar hala kapalı, piyasaya hala salgın şartlarında olduğu için geri ödemeler yapılamadı. Bu yüzden en son 240 bin kişinin 1 milyar TL’lik borcu ertelendi. Borcun toplamı bilinmiyor. Son yardım paketinde bu kredilerin taksitleri de ertelenmek zorunda kalındı.
Ama kredi taksitini ertelemek dükkanı kapalı esnafın cebine para sokmuyor.
Aylık kirayı, vergileri, sigorta primlerini, faturaları da ödemiyor.
Onlara erteleme, kolaylık yok. Dükkan sahipleriyle, kiracı esnaflar karşı karşıya gelmiş durumda.
Tam kapatmayla birlikte “Esnafımıza müjdeler” diye sunulan KOSGEB üzerinden verilen 5 milyar TLlik yeni destek paketinin şartnamesi ise dün sosyal medyada dolaşan bir tweet'te yazıldığı gibi Sevr’den bile ağır...
Duyurularda “müjde” büyük puntolarla “bütün esnafımıza” verilirken, daha küçük puntolarla yazılmış şartnameyi okuyunca desteğin sadece imalat sektörü ve teknoloji alanındaki start-uplara yönelik olduğunu görüyorsunuz.
Diyelim ki pek çok şirketin ilk elemede eleneceği Nace kodunu tutturdunuz, imalat yapıyorsunuz. Ama bu daha ilk engel.
2019 net satış hasılatınızın en az 75 bin TL olması, 2020’nin ilk beş ayında geçen seneye göre en az yüzde 25 cironuzda gelir kaybı görünmesi gerekiyor.
Bunlar da tutuyorsa, sırada en zor engel var: Türkiye’de çok az şirkete nasip olan vadesi geçmiş, tecil ya da taksitlendirilmiş SGK ve vergi borcunuz da olmamalı.
Ve tabii neredeyse bütün esnafların başvurup aldığı Halkbank’tan 25 bin TL'lik krediyi de almamış olmanız gerekiyor.
Bu kriterleri taşıyan esnafın zaten bu desteğe de ihtiyacı olmaz.
Bu destek paketi daha öncekilerin de benzeri. Doğrudan desteğin Afrika ülkeleri düzeyinde kalması da zaten bu yüzden.
Sonuç; intiharlar, çay kazanını dükkanının önüne atan kahveciler, sebzelerini çöpe döken halciler.
İlk kez iktidar en güçlü olduğu esnaf cephesinden kan kaybediyor. Homurtu sesi artık pazardan yükseliyor. Muhalefet bu sesi duyuyor ve iyi temsil edebiliyor mu henüz şüpheli.
Ama sonuçları itibarıyla bütün siyaset oyununu değiştirebilecek bir gelişme yaşanıyor...
Yazarlar
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
30.08.2025