Yıldız Ramazanoğlu
Hece dergisi Temmuz Ağustos 2019 sayısında Karl Marx’ı ele aldı. İki yıl boyunca büyük emek verilen bu çok özel çalışmada ekonomiden sanata, kadın meselesinden modernleşmeye birçok başlık var. Toplam bin 380 sayfa boyunca Marx ve Marksizm bütün yönleriyle ele alınmış. Rasim Özdenören’in ‘Diyalektik Üzerine Mülahazalar’ başlıklı giriş yazısında açıkladığı gibi Kant Hegel ve Marx ile yüzleşmekte geciken düşünce dünyamız için çok kıymetli bir açılım. Yazıların bir kısmı Marksizmi destekliyor, bazıları reddiye şeklinde bir kısım yazılar ise orta bir noktada. Giriş yazılarında derginin, görüş ve düşüncelerin geniş bir yelpaze içinde ortaya konmasına zemin hazırladığı ve her bir yazıdaki fikirlerin yazarını bağlayacağı hatırlatılıyor.
Özdenören’in hatırlattığı gibi Türkiye 1926’da faşist İtalyan Ceza Yasasını bazı küçük değişikliklerle benimsemişti. Yasanın 141. ve 142. maddeleri, adını vermeden komünizmi ve onun propagandasını en ağır biçimde cezalandırıyordu. İnsanlar çok ağır cezalar alarak işkence görürken, Marksizm üzerine konuşmak, nesnel yorumlar geliştirip analiz etmek de imkansız hale getirildi.
***
Avrupa felsefesini hatta Müslüman dünyayı derinden etkileyen bir düşünme ve çözümleme biçimini sahada ve halklar üzerinde yarattığı etkilerle birlikte yeniden ele alan ve bir şekilde tartışmaya açan, iki ciltten oluşan özel sayı tebrik ve teşekkürü hak ediyor. Türkiye’de Marksizmin özellikle muhafazakar çevrelerde fikri boyutlarıyla ele alınmasında ihmalkarlık olduğu çok açık. Daha çok pratik siyasete yansıyan yanlarıyla gündeme alınıp sahadaki etkileriyle değerlendirildi. İndirgemeci bir yaklaşımla bağlamından koparılmış ‘Marx din afyondur demiş’ yaklaşımı, insanlara devlet eliyle bir hakaret sözcüğü olarak Marksist denmesi, tıpkı feminizmin soğukkanlılıkla kritik edilemeyip, bilimsel manada tartışılamadan erkek düşmanlığına ingdirgenmesine benziyor.
Özel sayının editörlerinden Ramazan Yelken’in sunuş yazısında vurgulandığı gibi sol çevreler de dahil sıklıkla Marksizm ve sosyalizmin öldüğü söylemiyle karşı karşıyayız. Fakat Marx entelektüel ve akademik dünyada hala üretici bir esin kaynağı olmaya yeni bir takım yorumlarla güncellenmeye devam ediyor.
Yelken’in hatırlattığı gibi günümüzde Marx’ın üretim araçlarından söz ederken buharlı makineden yola çıktığı doğrudur. İnsanlılık o günden bu güne endüstriyel olarak elektrik, bilgisayar, siber fiziksel sistem devrimlerini yaşayıp yapay zeka da denilen “endüstri 0.4” aşamasına gelip dayanmış olabilir. Fakat bu devrimler dünyada hakça paylaşmayı getirmemiş yoksulluğu eşitsizlikleri daha da derinleştirmiş durumda. Adı konmamış kölelikler, sömürünün en sofistike biçimleri üretimin en çok olduğu şimdiki zamanda yaşanıyor. Marx’ı farklı kılan, hâlâ akıl ve kalplerde yer bulmasını sağlayan durum, onun diğer düşünürlerin aksine sadece olanı yorumlamakla kalmayıp bizzat harekete geçmiş olması. Bir de yeni yaklaşım biçimleriyle güncellenmesi hala tartışılıyor olması. Eylem adamı olarak yoksulluğun eşitsizliğin emek sömürüsünün son bulması için sahaya inmesi mücadele etmesi de elbette değerli.
Liseden ayrılırken yazdığı kompozisyon, “Bir genç adamın meslek seçimi üzerine düşünceleri” gelecekteki hedefleri hakkında ipucu verir nitelikte. Bu yazıda bütün insan soyu için çalışmasına hangi meslek daha çok imkan verecekse onu seçmesi gerektiğini ifade etmişti. Benciliğin küçük ve sınırlı zevklerinden kurtulmak istiyordu. Sadece kendi refahı ve kariyeri için meslek seçmenin değil, başkalarına hizmet etmek ve ezilenlerin haklarını savunabilmek için yapılan işlerin insanı kusursuzluğa götürebileceğine inanıyordu.
***
Eva Weissweiler’in Babasının Kızı Kızı Tussy Marx kitabında ince ayrıntılar var. Zaman zaman başlarına, kitapların üzerine su damlayan evlerde yaşamak filozofu üzüyordu. Siyasi ve askeri manada oldukça saygın bir ailenin kızı olup birkaç dil konuşan eğitimli karısına iyi imkanlar sağlayamamak ve sürekli arkadaşı Engels’in maddi desteğine muhtaç olmak Marx’ı çok yıpratmış. Gerçi bütün sınıfsal evlilik zorunluluğunu bir yana bırakıp onu seçen Jenny için defterler dolusu sone, şiir, epigram, balad ve romanslar yazmıştı. Yoksulluk, zatürre ve ilaç parası bulamamak gibi sebeplerle iki çocuklarını bir yaşlarındayken kaybetmeleri çok üzücüydü fakat üçüncü oğulları Edgar’ı sekiz yaşında kaybettiği gece Marx’ın siyah saçlarının bembeyaz olduğu söylenir.
Sonuçta inandıkları için elini taşın altına koymuş birinden söz ediyoruz. Yazdığı söylediği yaptığı her şey elbette tartışılacak, övülecek yerilecek, bazı yaklaşımları çürütülecektir. Aliya İzzetbegoviç Doğu ve Batı Arasında İslam’da Marksizmin zafiyetlerini ele almıştır mesela. Dergideki mütevazı yazımda buna değinmiştim. Fakat Marx inandığı gibi yaşamaya çalışmış, bedel ödemiş bir düşünce ve eylem adamı ve ikiyüzlülükler içinde boğulduğumuz günümüzde hala büyük bir değer bu.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020