Yüksel TAŞKIN

Yüksel TAŞKIN
Yüksel TAŞKIN
Tüm Yazıları
Gelecek sesleniyor
12.08.2014
1802

Uzun bir maraton olan siyasal mücadelenin önemli bir evresini daha geride bıraktık. Seçimlere nefesleri tıkanarak girenler, umudu var edemeyenler ve geleceğe konuşamayanlar yerlerinde saydılar. Maraton koşucuları ise yeni mevziler kazanmayı bildiler.

 

Seçimin galibi elbette Erdoğan ama bu görkemli bir galibiyet değil. Erdoğan, geçmişte biriktirdiği rüzgârın hızıyla kazandı ama kampanyasında yeni bir şey yoktu. Balkon konuşmasının kendi sadık seçmenleri dışında kimseye umut verdiğini sanmıyorum.

 

Geleceğin Türkiye’sinin sesini yakalayan şüphesiz Demirtaş’tı. Demirtaş’ın ailesiyle verdiği görüntü ve kampanya söyleminin, geleceğin daha demokratik Türkiye’sinden bize seslenmeyi başarabilmesi, seçimin ileriye dönük en önemli dinamiğidir. Demirtaş, giderek irrasyonelliğe gömülen Türkiye siyasetine akılcı söylemlerle yaklaşmayı bildi. Demokratikleşme ve birarada yaşama ihtiyacının en anlaşılır ve güven verici sözcüsü olmayı başardı.

 

Gezi sürecinden hemen sonraki yerel seçimlerde CHP’ye meyleden ama partinin mevcut hâlinden pek de memnun olmayan seçmenlerin hafife alınmaması gereken bir bölümü Demirtaş’ın söyleminde gördüğü geleceğe oy verdi. Demirtaş, bu potansiyelin tamamını kendisine çekememiş olabilir. İç savaşın acılarının, ektiği güvensizlik tohumlarının hemen aşılması beklenemez. Yine de Demirtaş, sadece sosyalist soldan değil, CHP seçmenlerinden de oy almayı başarmıştır. CHP’lilerin üzerinde önemle durmaları gereken asıl önemli dinamik budur.

 

CHP ve MHP’nin çatı aday formülü tutmadı. Yerel seçimlere ciddi biçimde asılan iki partinin, bu seçimlerde aynı performansı gösterememelerinin asıl nedeni budur. Daha önceki yazılarımda CHP’nin klasik seçmenlerinin dışına hitap edebilecek aday gösterme tercihinin yanlış olmadığını vurgulamıştım. Bugün de aynı noktadayım. Benim düşündüğüm aday, asıl AKP’nin etki alanındaki mütedeyyin seçmenlerden oy almayı hedeflemeliydi. Bu da Demirtaş gibi siyasi popülizm yapabilme yeteneği olan bir adayla mümkün olabilirdi.

 

İhsanoğluise merkez sağ ve MHP’li seçmenlere yönelik bir söylem kurdu. Merkez sağın Türkiye siyasetindeki sosyolojik varlığı hızla eridiği için buradan büyük bir kazanım beklenmesi hatalıydı. MHP ise parti olarak yaşadığı büyük kimlik krizinin etkilerini bir kez daha şiddetli biçimde hissetti. AKP’yle kültürel yakınlığı olan MHP’lilerle, CHP’yle akrabalığı olan MHP’liler farklı tutum takındılar.

 

Sonuçta Marmara, Ege ve Akdeniz’de MHP-CHP seçmenleri, İhsanoğlu’na oy verdiler ama ülkenin geri kalan bölümündeki MHP’lilerin çok azı bu tercihi benimsedi. Buralardaki MHP’liler ya Erdoğan’a oy verdiler ya da sandığa gitmediler. Burada şaşırtıcı olan husus, Çözüm Süreci’ne rağmen MHP’lilerin Erdoğan’a oy verebilmeleridir. Erdoğan’ın güçlü lider vurgusu, MHP’lilerin bir bölümünü etkiliyor. AKP’nin MHP’ye taarruzlarının süreceği anlaşılıyor.

 

CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun seçimler öncesinde geleneksel CHP çizgisini değiştirme yönünde bazı olumlu adımlar attıkları açıktır. İhsanoğlu, bu arayışın adayı değildi. Bu nedenle çok sayıda CHP’li ya oy kullanmadı ya da gönülsüzce oy verdi. Bazı CHP’li seçmenler de Demirtaş’a yöneldiler.

 

Kılıçdaroğlu’nun bundan sonra risk alarak, partisine ayak bağı olan meselelerde daha cesur tutumlar takınması gerekiyor. MHP ve CHP’nin yan yana gelerek geleceğin Türkiye’sine hitap etme şansları yok. CHP, bu matematik yanılgıya düşerse erimesi mukadder statükocu vagona atlamış olur. CHP için tek çıkar yol, Demirtaş’ın seslendiği geleceğe doğru hamle yapmaktır.

 

Gezi direnişi bu gelecekten seslenişin birinci kapısını açmışsa, Demirtaş’a ilk defa oy verenler, ikinci kapıyı aralamışlardır. Mesele bu kapıdan girebilme cesaretini göstermektir.

 

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar