Halil BERKTAY
Aydınlanma’nın Ortaçağa tarih-dışı bakışı ve genel olarak “anti-tarih” tavrının diğer bazı tezahürleri üzerinde durmak istiyorum.
Periyodizasyon (dönemlendirme) ya da adlandırma, başlı başına bir meseledir, bu açıdan. Ortaçağın adı neden Ortaçağ ? Neyle neyin arası veya ortasında ? Tek sayılı dizilerin tam ortasında bir terim olur da, çift sayılarda olmaz. Hâlâ kullandığımız İlkçağ (Antikite), Ortaçağ, Yeniçağ (Erken Modernite), Yakınçağ (Modernite) dizisi dört terimden oluştuğuna göre, ikincisine niçin ve ne zaman Ortaçağ denmiş olmalı ? Bu soru, Rönesans’tan Aydınlanma’ya uzanan Ortaçağ düşmanlığı hakkında önemli ipuçları sunuyor.
Bilmecenin bir boyutu şu : başlangıçta ve uzun süre, böyle sadece üç büyük çağ veya dönem olmuş olmalıydı (yani Modernite, henüz Erken Modernite ile asıl Sanayi Modernitesi diye ikiye bölünmemiş olmalıydı) ki, ikincisine “ortadaki” Ortaçağ denebilsin. “Densin” değil “denebilsin” diyorum, çünkü bir şeyin “arada” veya “ortada” olması, illâ öyle adlandırılmasını gerektirmez. Dolayısıyla işin diğer boyutu da şu : bu adı koyanlar, “ortada” olmak dışında, Ortaçağda hiçbir önemli, çarpıcı, belirleyici özellik görememişe benziyorlar. Antikite veya Modernite’ye kıyasla Ortaçağ adının renksizliği başlıbaşına anlamlı. Ortaçağın vasıfsız bir çağ olarak görülmesini, sevilmeyişini yansıtıyor.
Bilmem hatırlatmalı mıyım; bu adlar ilkin Türkçede konmadı. Latince ve çağdaş Avrupa dillerinde kondu. Onun için kimse bana “İlkçağ ve Yeniçağ deyimleri de renksiz” demesin. Doğru, onlar da vasıfsız ve sıradan. O çağın ne içerdiği hakkında hiçbir şey söylemiyor. Zaten o yüzden, derslerimde Antikite ve Modernite’yi tercih ediyorum. Ama bu renksizlik, bilhassa Ortaçağa yönelik, ideolojik bir tavrı değil, daha çok bizim millî eğitimcilerimizin, müfredat kurucularımızın ve tarih kitabı yazarlarımızın donukluğu ve vasatlığından kaynaklanıyor.
Oysa başlangıçta ve Avrupa’da, işte böyle, Ortaçağı hedef alan bir inkâr (negation) söz konusu. Önce İtalyan Rönesansı, geçmişi ve “şimdiki” zamanını bir üçleme içinde algıladı. Mimarlık, heykel, resim ve “klasik” metinler açısından düşünürsek, çok gerilerde Eskiler (the Ancients): 15., 16. ve 17. yüzyıllarda da “[biz] Modernler” vardı. Dahası, bu Modernler kendini o Eskilere benzetiyor; bireyin dünya karşısındaki duruşu, özerkliği ve özgüveni açısından aralarında ruhî bir bağ, bir sıhriyet olduğunu düşünüyordu. Peki, aradaki bin yılı ne yapacaktık ? Ondan pek söz edilmese de olurdu. İki zirve arasında bir uçurum gibiydi. İnsanlık Eski Yunan ve Roma ile yükselmiş; uygarlık ve özgür düşünce (= felsefe = Akıl) egemen olmuş; ardından bir düşüş yaşanmış, barbarlık geri gelmiş, herkes Karanlık Çağların çukuruna yuvarlanmıştı. Günümüz Ortaçağ tarihçiliğinde sadece Germen ve Slav istilâları dönemine, en çok 4.-8. yüzyıla Karanlık Çağlar (the Dark Ages) diyoruz, ki bu bile çok tartışılır. Gelgelelim bu deyim uzun süre Ortaçağın tamamı için kullanıldı. Açık değilse bile örtük olarak, Antikite’nin parlak ışığının din ve Kilise ile, Hıristiyanlıkla söndüğü mesajını vermeye yaradı. Bu kurgu daha sonra Aydınlanma’nın mayasını oluşturdu.
Özetlersek, Rönesans ve Aydınlanma için Ortaçağ, iki doruk arasındaki hendek, iki mucize arasındaki hilkat garibesi (aberration) olarak algılanıyordu. Oysa tarihte mucizelere de, hilkat garibelerine de yer yoktur ve bu gibi deyimler, Ortaçağın tarihselleştirilmesini değil, tersine, tarihsizleştirilmesini yansıtır. Kötü ve yanlış, olmaması gereken bir şeydi Ortaçağ. Kilisenin kollektif otoritarizmine körü körüne itaatti; kaba saba şövalyelerin düellolarıydı; koridorlarında hayaletlerin dolaştığı rütubetli şatolardı; Bram Stoker’ın ilk Dracula’sından itibaren, adı üstünde “Gotik roman”ların malzemesi olagelen vampirler, hortlaklar ve buna benzer korkunç, esrarengiz, “akılalmaz” şeylerdi.
Bir adım ötede, kendine özgü bir mantığı, işlevselliği yoktu, Ortaçağ kurumlarının. Din ve Kilise neden vardı, sosyolojik anlamda ? İnanç sistemlerine, doğa güçlerinin “ilkel insan”a telkin ettiği dehşet ve hayranlığın yol açtığını söyleyip geçmek (örn. bkz. d’Holbach), veya (Freud’un da yapacağı gibi) inanma ihtiyacını bir “yanılsama”ya indirgemek yeterli miydi ? Serflik neydi; köylülük niçin serfleştirilmişti ve üzerinde bir toprak soyluluğu yükseliyordu ? Tektanrıcı dinlerin bu gibi sınıf sistemleriyle, daha genel olarak tarım toplumlarıyla ilişkisi neydi ? Soyluluk neden bir “askerî aristokrasi” olarak yola çıkmıştı ve hâlâ militer bir karakter taşıyordu ? Neden, ne için savaşıyorlardı ?
Montaigne ve sonra Voltaire, savaşa girerken herkesin tanrıya yakarmasının ikiyüzlülüğünü teşhir ettiler. İyi, güzel. Savaş üzerine kafa yorup derin ve eleştirel bir kavrayışa ulaşmak, bununla sınırlanabilir miydi ?
Örnekler çoğaltılabilir. Bu ve benzeri bütün konularda, somut, tarihî bir yaklaşımdan çok uzaktı Aydınlanma. Bu tür soruların sorulması da, cevaplanması da, ancak 19. yüzyılın tarihe yönelişiyle mümkün olacak; Marx’ın tarihsel materyalizmi de o tarihsiciliğin içinden çıkıp gelecekti.
Bundan sonra (a) Aydınlanma’nın neden tarihçi değil felsefeci yetiştirdiğine; (b) 17. ve 18. yüzyıllarda asıl kimlerin tarihe sarıldığına eğileceğim.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları



































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024