Ahmet TAŞGETİREN
Evlilik, cinsellik deyince tartışılacak pek çok başlık var, güncel gerilime konu olan mesele de onlardan biri. Konuya bir pencere de ben açmak istiyorum. Şöyle ki:
Aile mahkemelerinde boşanma dosyaları dağ gibi yığılmış durumda. Parçalanmış aile gerçeği, bizim toplumumuzu da sarsmaya başlamış bulunuyor. “Ailede sancı” gibi hayati bir gündem, toplumu da, devleti de alarm durumuna sevk ediyor.
Batı’da bu, çok önceleri başladı ve şimdi neredeyse “Aile kurumunun dibe vurduğu” bir olgu yaşanıyor. Bizde aile kurumu sağlam kabul edilirdi, şimdi “çatırdıyor” feryatları yükseliyor.
Demek ki, aileyi kuran bireylerin (kadın - erkek) iletişiminde ciddi sorunlar yaşanıyor.
Bu insanların büluğ yaşına erdiklerinden, yani cinselliklerinin uyandığından kuşku duyulmayabilir. Bu alanda sorunlar çıkarsa -ki çıkabiliyor- onların da tedavisi önemli ölçüde sağlanabiliyor.
Evlilik kurumundaki sancının, büluğdan ziyade rüşdle bağlantılı olduğu söylenebilir. Rüşd nedir? Rüşd, kişiliğin olgunlaşma seviyesidir. Mecelle’de rüşdle ilgili şu kayıt düşülmüştür:
“Doğru yolu bulma, akıllı davranma, akıl ve ruh bakımından olgunlaşma, iyilikleri elde edebilecek olgunlukta olma; malını korumak için gerekli tedbirleri alan ve saçıp savurmaktan korunan kimsenin vasfı anlamında bir İslâm hukuku terimi. Bu vasfa sahip olana reşîd denir. Reşîdin zıddı sefihtir. Sefîh; aklı başında ve temyiz gücü tam olmasına rağmen, malı üzerinde akıl ve mantık dışı tasarruflarda bulunan kimsedir” (Mecelle, mad, 946, 947).
Benzeri çerçevede “Akıl sahibi” anlamına “Âkil” kelimesi de kullanılır, ancak “Rüşd” daha dini bir muhtevaya sahiptir. Mesela İslam’ın ilk dört halifesinden bahsedilirken “Raşid halifeler” ifadesi kullanılır ki bu “Âkil halifeler” demek değildir.
Sorunun önemli ölçüde evlilik söz konusu olduğunda kişilerin reşid olup olmadığına bakıp bakmadığımız noktasında toplandığı söylenebilir.
Peki rüşd nasıl tespit edilecek?
Türkiye’de veya dünyada bunun bir kriteri yok. Biz sadece kadın veya erkeğin “rüşd sahibi olduğunu farz ediyoruz” ve evlilik kararı veriyoruz.
Acaba rüşd yaşı nedir? 14 mü, 24 mü?
Bakıyorsunuz “çocuk” diye nitelediğiniz kişi, 14’ünde reşid olmuş ama 24’ünde, 34’ünde, 64’ünde birisi rüşdüne ermemiş. Olmaz mı? Engelli bir kız çocuğuna tecavüz eden adam, 80’inde olsa ne yazar? Adam mıdır o? Yoksa hayvandan daha rezil bir mahluk mu?
Olay sadece evlilik bağlamında ele alınıyor. Halbuki, işin bir başka boyutunda “cinsellik” gibi disipline edilmediği takdirde insanı her türlü vahşetin içine sürükleyecek olan güdünün nasıl terbiye edildiği konusu var.
Sorun dünyada da kendi ülkemizde de şu:
İnsanların, iklime, coğrafyaya ve cinsiyete göre farklılaşmakla birlikte 10-15 yaşları arasında büluğa erdiği, yani cinselliklerinin uyandığı söylenebilir. Son zamanlarda medya vs.deki uyarıcıların, beslenmenin etkisiyle büluğ yaşının çok daha aşağılara indiği tarzında da bir kanaat var.
Şimdi dünya, uyanan bu cinselliğin evlilik zamanına kadar kişi hayatında nasıl varolacağı meselesiyle ilgileniyor. Cinsellik potansiyel olarak var. Bu kaçınılmaz. Peki nasıl yansıyacak bu erkek- kadın ilişkilerine...
Bu dönemde ortaya çıkan en derin problem, “istenmeyen hamilelik” ve ondan kurtulma yöntemi olarak kürtajla çocuk aldırma olayı. Her iki durumun varlığı da bir gerçek. Özellikle Batı’da (bizde ne kadar oldu bilmiyorum) annelerin evden çıkarken kızlarına prezervatif vermelerinin istenmeyen hamilelikleri önleyemediği ve “çocuk anne” olgusunun Batı’yı sarstığı biliniyor. Bu tarzdaki bir cinsellik yönelişine halen bizde tepkilerin gelişmemiş olması da şaşırtıcıdır.
Meseleye İslam’ın getirdiği ölçülere gelmeden bile, insani - toplumsal duyarlılıkla ele alınması kaçınılmaz bir yığın sorun var.
Eğer insanlarımıza veya insanlığa, büluğ ile birlikte rüşdü de kazandıramazsak, bunun içinden tecavüz de çıkar, aile dağılmaları da, istismar da... Her türlü rezillik de...
Bir yandan kötü adamı kontrol altına almaya çalışıp, diğer yandan dizginsiz bir cinselliği savunmak ise en çarpıcı çelişkiyi oluşturuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025