Akif BEKİ
İsmet Özel bir dizesinde "Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar" der.
Şair, "Bu da geçti polis kayıtlarına" notuyla bir vukuat raporu da verir bize.
Şiirdeki gibi biz yaşarken tufan kopmadı, gök yarılmadı, her şeyi gördüğümüz için içimiz rahat da değil, bütün deliller elde denilemez.
Ama biz yaşarken çok kötü şeyler olmuyor da değil.
Ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sözüyle de "Herkes her şeyi biliyor".
Çünkü her ne oluyorsa artık ulu orta, gözlerimizin önünde olup bitiyor.
Mesela dün, Anayasa Mahkemesinin yeni üyesi İrfan Fidan'ın yemin töreni vardı. AYM Başkanı Zühtü Arslan tören konuşmasında, Anayasa'ya niye uyulması gerektiğini anlatmak zorunda kaldı.
Aynı sabah Osman Kavala'nın eşi Prof. Ayşe Buğra, Fox'ta İsmail Küçükkaya'ya konuktu. Mahkeme kararlarına uyulmaması halinde, 'kimin gücü kime yeterse' kanununa tabi orman hayatına döneceğimizi söyledi.
Beğenilmediği için uygulanmayan AYM ve AİHM kararları gördük yaşarken.
Yargı kararlarına niye uymak gerektiği üzerine uyarılar yapıldığını da gördük.
Enis Berberoğlu örneğindeki gibi, hem de ikinci kez verilen bir AYM kararıydı. Anayasa emrine rağmen uygulatıp uygulatmamayı tartışmakla uğraştırıldığımızı gördük.
Yine dün, Independent Türkçe sitesinde Can Bursalı haberleştirdi. Soma davasının tutuklu son üç sanığı da biz yaşarken, 5 gün önce tahliye edildi.
Bu da maden ocağı patronu Can Gürkan dahil 4 sanığın, olası kastla 301 kez öldürme ve 162 kez yaralama suçundan aldığı cezanın bozulmasıyla mümkün oldu.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, itiraz üzerine kendi kararını ve suçun niteliğini değiştirdi. Bu da Daire'nin değiştirilen üç yeni üyesinin oylarıyla mümkün oldu.
Dört sanığa, bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçlarından ceza verilmesi istendi.
Davayı yeniden görüşecek mahkeme de yeni duruşma günü belirledi ve son tutuklular ertesi gün serbest kaldı.
Berat Albayrak giderken demişti. "At izi it izine karıştı, Hak ile batılı ayırmak zorlaştı."
Şairin dediklerinin hepsi değilse bile bazı kötülükler biz yaşarken meydana geldi.
Fakat Abdullah Gül haklıydı, herkes her şeyi biliyor.
Arka planda neler döndüğüyle ilgili şayialar ayyuka çıktı, akıl almaz duyumlar dolaşıyor.
Görünen köy kılavuz ister mi?
Kötüye gidiş düzeltilecekse, buna niyet edildiyse nereden başlanacağı belli.
Adalet terazisini kim şaşırtıyorsa memleketin de, Adalet ve Kalkınma Partisinin de altını o oyuyor.
Hem milletin hem iktidarın hayrına olan, önce oraya bakmaktır. İktidarı yıpratan odağı başka yerde aramak değil.
İktidara layık muhalefet arayışı
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Geçmişteki hiçbir aktör, bugünkü CHP kadar kötü bir görüntü sergilemedi” dedi.
Memnuniyetsizliğinin nedeni ise şu cümlesinde:
“CHP’nin tek işi, terazisinin kefelerine yerleştirdiği partileri dengede tutarak, kurduğu kirli ittifakın bozulmasını engellemeye çalışmak.”
Muharrem İnce de CHP’nin ‘dostlarıyla iktidara gelmek için Millet İttifakını bir arada tutma, denge gözetme politikası’ndan şikayetçi. Taviz ve sapma olarak görüyor.
Erdoğan, şundan da İnce kadar rahatsız:
“CHP’nin başındaki zatın herkesi kapı dışarı ederek sergilediği diktatörlük ise tek parti devriyle yarışır seviyeye geldi.”
Cumhurbaşkanı’nın, Bay Kemal’den bir şikayeti daha var:
“CHP yönetimi siyasi tükenmişliklerini perdelemek için sokak siyasetine sarılmaktadır. Ha CHP ha HDP hiçbir farkları yok, terör örgütlerinin beslemesi bunlar.”
İnce’nin CHP’den ayrılma gerekçeleri, bu kriteri de karşılıyor:
“ABD’den demokrasi dilenenlerle yolumu ayırıyorum. Mustafa Kemal deyip Atatürk diyemeyenlerle yolumu ayırıyorum. 50 yıl CHP’ye küfredip, bugün sahte CHP’li olanlarla yollarımı ayırıyorum. FETÖ’cüleri, Sorosçuları koruyanlarla yolumu ayırıyorum. Ne işimiz var Libya’da deyip Mavi Vatan’ı kavrayamayanlarla yolumu ayırıyorum. Erdoğan ‘yürekleri yetse beni de istifaya çağıracaklar’ derken istifa çağrısı yapamayanlarla yolumu ayırıyorum...”
Erdoğan’ın istediği her tepkiyi veriyor. Görmek istediği yerli ve milli muhalefet gibi konuşuyor.
Tek eksiği, CHP’nin terk ettiği başörtüsü yasağını savunmak. ‘İrtica geldi, Atatürk devrimleri elden gidiyor’ yaygarası ile yargı ve asker vesayeti özlemi de eklendi mi tamamdır.
İktidar medyası, verimli olacağına dair bir umut taşımasa İnce’yi parlatır mı?
Ama memnuniyet sağlaması, beklentiyi tam karşılamasına bağlı.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
1.11.2025
31.10.2025
28.10.2025
16.10.2025
14.10.2025
11.10.2025