Ali Türer

Ali Türer
Ali Türer
Tüm Yazıları
Çanakkale savaşı zafer mi, trajedi mi?
22.03.2015
2040

 Tarih’e neden ihtiyaç duyarız?

Değişim yolunda bize ayak bağı olan ön yargılardan, tabulardan, alışkanlıklardan kurtulmak,nereden gelip nereye gittiğimizi anlamaya çalışmak için mi; yoksa gelecek ile ilgili kurgumuza destek olacak anlamsal içeriklerbulmak için mi?Kurtarıcılar kitleleri arkalarında tutacak üretilmiş hikâyelere ihtiyaç duyarlar, bu yüzden de tarihi yeniden yazarlar. Bunu biliyoruz, peki ama bu bizimihtiyacımız mı?

Tarih alanında bilgi, yaşanmışınkarakteristik özelliklerini ve bunun çevrede, öncede ve sonrada yaşanan olaylar ile ilgili bağlantılarını açığa çıkarmak anlamına gelir. Anlam verme ise olanının bugün için ne anlam ifade ettiğini belirlemektir. Anlam verme sürecinde bilgiyi ihtiyaç duyduğunuz biçimde eğip bükersiniz, artık o bilgi değil yorumunuzdur.

Bilgiden yola çıkarak değerlerinizi belirleyeceğiniz yerde değerlerinizden (yani ön kabullerden) yola çıkarak bilgiyi yorumlamayı alışkanlık haline getirirseniz;sonra ortaya çıkardığınızı olanın yerine geçirip bir de buna inanırsanız,anlam dünyanız sanal hale gelir. Ortaya çıkan sizi tatmin ediyor, heyecanlandırıyor olabilir. Ama savunma mekanizmanız içinde ortaya koyduğunuz bu yorumsize doğru yolu göstermez. Bunun bedelini er ya da geç bir gün ödersiniz.

Osmanlı DevletiFransa’yı model alıp bir zamanlar zorla kontrolü altında aldığı milletleri de siyasi birliğe dâhil etmeye karar verdi(Tanzimat). Vatandaşlık temelinde kurulacak busiyasi birlikle çöküşün önüne geçebilirdi.Bunu denedi, ama olmadı. “Osmanlıcılık” denemesine son noktayı Balkan Savaşı koydu.

Meşrutiyet ile birlikte Türkçülük, ihtiyaç ve zorunluluk temelinde gelişen bir süreçti.Enver ve şürekâsı, etnik ağırlıklarından epeyce kurtulan devleti,Ermeni ağırlığından da kurtarmayı denedi. Siyasi birliğini ırk temelinde kurmuş Almanya’yı,bu rotada kendine model seçti.Birinci Dünya Savaşına Balkan Savaşında kaybedilen toprakların bir kısmını kurtarma hayaliyle,Almanya’nın müttefiki olarak girdi.

Çanakkale Savaşı 1. Dünya Savaşı içinde yaşanan en büyük savaşlardan biriydi. Sonuçta Almanya ve müttefikleri savaşı kaybettiler. Osmanlı Devleti ile İtilaf devletleri arasındaSevr Anlaşması imzalandı. Çanakkale’de 57 bin insanımızışehit vererek durdurmaya çalıştığımız İngiliz Donanması elini kolunu sallayarak boğazlardan geçti, İstanbul’u işgal etti.

Olay budur, peki buradan “Asrın Zaferi” nasıl çıkar?

Türk’ü, Kürt’ü, Ermeni’si ile Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Yemen’de ölen insanlarımızı, bu topraklarda yaşanan trajediyi (Ermenilerin yaşadıkları dâhil) anmalı, anlamaya çalışmalı mıyız, elbette.

Bir hayal ve ihtiras uğruna, yüz binlerce masum insan nasıl telef edildi; görmek,ibret almak için bunu yapmak zorundayız.Bu topraklarda kardeşçe, insanca,farklılıklarımıza saygı göstererek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek yaşamanın kıymetini bilmek için tarihe bakmak, tarihten ders çıkarmalıyız.

Tarihte yaşanan olayların bilgisini çarpıtıp, şoven duyguları kabartarak insanların aidiyet duygularından siyasi rant devşirmeye çalışmak; insanlar arasında kin ve nifak tohumları saçmak, insanları kamplaştırmak doğru değil. Bunu din adına da yapsan, ecdat adına da yapsan, millet adına da yapsan doğru değil. Bunun uzun vadede kimseye yararı da yok.

Her 18 Mart’ta bana bir hüzün çöker. Çanakkale’de şehit düşen dedem gelir aklıma, henüz dört yaşında yetim kalan babam gelir, hüzünlenirim. İbrahim dedem Balıkesir’den Çanakkale’ye savaşmaya giden, şehit düşen 2779 kişiden biriydi. 28 yaşındaydı şehit düştüğünde, bugün Çanakkale Şahindere şehitliğinde yatıyor.Abim mezarını bulmuş Fecebook’dan resmini göndermiş. Bir garip oldum. Babam sahipsiz büyümüş.  Babası sağ olsa belki daha iyi yetişecekti, muhtemelen biz de öyle.

Resmi söyleme göre Almanya 1. Dünya savaşında yenildiği için biz de yenik sayılmışız, aslında biz yenilmemişiz, muzaffer çıkmışız. Geçiniz efendim bu savunma mekanizmalarını.İyi ki dedem “asrın zaferi” ardından İngiliz Donanması’nın boğazlardan elini kolunu sallayarak geçip İstanbul’u nasıl işgal ettiğinigöremedi. Bir kez daha ölürdü har halde. Ama dört yaşında yetim kalan babam muhtemelen daha sonra bunu kendine sormuştur, acaba ne hissetti?

Enver ve ekibi Osmanlı’yı 1. Dünya Savaşına sürüklemeseydi belki bugün başka bir tarih yaşıyor olacaktık. Bir zafer varsa o da Kurtuluş Savaşı’dır. Balkanlarda, Çanakkale’de Sarıkamış’ta, Yemen’de onca insan kaybına rağmen; onca acıya, trajediye rağmen Anadolu insanı bu topraklarda özgür ve bağımsız yaşama iradesini dosta düşmana kabul ettirdi. İşte mucizebu!Ürünü de ortada.

Bırakın “asrın zaferi”aşkınlıklarını da Cumhuriyete nasıl sahip çıkacaksınız siz bize onu söyleyin. Baskıyla, milleti bir birine düşürerek; diktatörlüğü, yolsuzluğu, hukuksuzluğu meşru kılarak mı?

Beş gençten biri, üç üniversiteliden biri neden işsiz siz buna cevap verin.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar