Ayşe HÜR
Bu yazı sadece ve sadece 'kafa kesme'ye dair. Kılıçtan geçirme, çarmıha germe, yakma, boğma, zehirleme, işkence ile öldürme, ölüme terketme, kitle imha (fiziksel olsun kimyasal olsun) silahlarla öldürmenin tarihçesine dair değil...
İşgal ettiği bölgelerde, soygun ve talan yapmak, Şeriat kanunlarını katı bir şekilde uygulamak, toplu tecavüz etmek, kadınları seks kölesi olarak satmak, çocukları askerler yapmak için toplamak ve kendi görüşlerine uymayanları halkın gözü önünde işkence ederek öldürmek, kafalarını kesmek, ciğerlerini, yüreklerini söküp yemek, organlarını kaynatıp çorba yapmak, cesetlerle, kesik kafalarla fotoğraf çektirmek… IŞİD’den ya da kısa adıyla İD’ten (İslam Devleti) bahsettiğimi anlamışsınızdır. (Yazıda IŞİD demeye devam edeceğim çünkü çok daha iyi bilinen bir kısaltma.)
Bu hafta, bazı okurlarımın isteği üzerine, ‘kafa kesme’nin tarihçesine dair bir yazı hazırladım. Tekrarlıyorum : Bu yazı sadece ve sadece ‘kafa kesme’ye dair. Kılıçtan geçirme, çarmıha germe, yakma, boğma, zehirleme, işkence ile öldürme, ölüme terketme, kitle imha (fiziksel olsun kimyasal olsun) silahlarla öldürmenin tarihçesine dair değil…
SADECE SOYLULAR
M.Ö 1200’lerde Mısır Kralı II. Ramses’i bir elinde balta diğer elinde esirin saçlarını tutarken gösteren fresk veya M.Ö. 600’lü yıllardan kalma bir Asur taş kabartmasındaki kafa kesme sahnelerini veya Eski ve Yeni Ahit’te geçen Judith’in kendisine göz koyan Asur Generali Holofernes’in kafasını kesmesi veya Kral Herod’un üvey kızı Salome ve onun annesinin kışkırtması üzerine Vaftizci Yahya’nın başını kestirmesi gibi sembolik örnekleri bir yana bırakırsak, Antik çağdan beri kafa kesmek çok yaygın bir cezalandırma yöntemiydi. Örneğin Keltler öyle çok kafa keserlerdi ki, Romalılar Kelt bölgelerini işgal ettiklerinde kültürel şok yaşamışlar ve kafa kesmeyi Keltlere yasaklamışlardı. Hayır, yöntemi barbar bulduklarından değil, kafa kesme cezasını sadece şerefli kişilere yakıştırdıklarından… Nitekim Roma İmparatorluğu’nda, sadece Roma vatandaşlarına (en çok da iktidara kafa tutanlara, örneğin siyaset adamı Pompey veya hatip Çiçero gibilere) bu ceza uygulandı. Halktan kişilerin payına ise kılıçla veya bıçakla karnını deşmek veya çarmıha gerilmek düştü.
II. Ramses (üstte), Asur tableti (aşağıda)
KILIÇ VEYA BALTA
Kafa kesme işinin sembolizmi de vardı. Bu işin kılıçla veya baltayla yapılması kafası kesilen kişiye onurlu bir ölüm sunma anlamına geliyordu. Çünkü bu iki alet, keskin olması ve uzman birinin kullanması kaydıyla, diğer kesici aletlere göre hızlı ve acısız bir ölüm sunuyordu. (‘Acısız’ diyorum ama kafası kesilen birinin duygularını öğrenme şansımız henüz olmadı. Ama bilimsel bir gerçek şu ki, kafa, kesildikten sonra 12 saniyeye kadar bir süre, bilinç emareleri gösteriyor.)
Bu yolla ölüme gönderilen aristokratlar ya da savaşçılar idamı gerçekleştirecek kişiye yüklüce paralar verirlermiş ki, işini bir kerede tamamlasın…Yine de Britanya’da Robert Devereux adlı soylu veya İskoçya Kraliçesi Mary’nin başı ancak üç vuruşta kesilebilmiş. Daha şansızları da varmış. Salisbury Kontes’i Margaret Pole 10 darbede başını teslim etmiş…
Sommerset Dükü’nün idamı (1471)
FRANSIZLARIN GİYOTİNİ
Fransızların bu alandaki katkısı elbette giyotin. 1789 Fransız İhtilali’ne kadar soylular kafası kesilerek, halk ise asılarak öldürülürdü. İhtilalciler halka, soylularla eşit şartlarda ölme hakkını bahşettiler ve Giyotin’i uygulamaya koydular. İcatçısının adını taşıyan alet, insan hatalarından arınmış, hızlı ve acısız ölüm sunuyordu. Ama giyotin en çok İhtilal’in evlatlarını hedef aldı. Mayıs 1793-Temmuz 1794 arasındaki Terör Dönemi’nde öldürülen 40 bini aşkın kişinin en az 15 bini giyotinle can verdi. (Diğerleri esas olarak klasik yöntemle asılarak öldürülmüştü.) Üstelik aleti icat eden Mösyö Giyotin’in ‘Aydınlanmacı’ amacına ters olarak, öldürmeler kentin en büyük meydanlarında binlerce kişinin huzurunda uzun ve ürkütücü şovlar halinde yapılmıştı.
Fransız anarşisti Auguste Vaillant giyotin önünde (1894)
Şehir devletlerinin İtalya adıyla birleşmesini sağlayan Garibaldi’nin adamlarını, kestikleri kafalarla futbol oynarken gösteren Tavianni Kardeşlerin ünlü filmi Kaos’u yıllardır unutamam.
Bu arada Avrupalı sömürgeciler kafa kesme işini sömürgelerinde son derece aşağılayıcı şekilde yaptılar. Kafaları sopalara geçirip teşhir etmek mağlubu aşağılamanın en kaba sembolüydü.
Kafa kesme Britanya’da 1747’ye, Finlandiya’da 1825’e, Norveç’te 1905’e, Danimarka’da 1892’ye kadar resmi cezalandırma yöntemi oldu ama giyotin, Cezayir, Belçika, Yunanistan, İtalya’da 1875’e kadar, Lüksemburg, Monaco, İsviçre’de 1940’lara kadar, İsveç, Tunus ve Vietnam’da 1960’lara kadar kullanıldı. Anavatanı Fransa’da ise 1977’ye kadar hukuk sisteminin parçasıydı. Almanların 17. Yüzyıldan beri kullanılan ve Naziler döneminde 16.500 kişinin kafasını uçuran Fallbeil’i (‘düşen balta’ diye tercüme edebiliriz) ise Batı Almanya’da son kez 1949’da, Doğu Almanya’da 1967’de kullanıldı.
Bir Britanya askeri, komünistlere sempati duyduğu için öldürülen Çinli ve Malezyalı iki köylünün kesik kafasını gösteriyor (1948)
ÇİN VE JAPONYA’DA FARKLI YAKLAŞIMLAR
Buna karşılık Çin’de kafa kesmek idama veya zehirlemeye göre daha az şerefli bir ölüm yöntemi sayılıyordu. Çünkü Konfüçyüs düşüncesine göre vücut anababanın bir armağanıydı ve öteki dünyaya bütünlüğü bozulmuş olarak gönderilmesi atalara saygısızlıktı. Bu yüzden ancak çok ağır suçlarda kafa kesme cezası uygulandı Çin’de. 1949’da Komünistler iktidara gelince, her türlü öldürme biçiminin yerini kurşuna dizmek aldı.
Buna karşılık Japonlarda kafa kesme 19. yüzyıla kadar yaygın bir cezalandırma yöntemiydi. Bir çeşit askeri-feodal bey olan Samuraylar savaştan kaçan askerlerin kafasını keserlerdi. Ayrıca resmi dilde ‘seppuku’, konuşma dilinde ‘hara-kiri’ diye bilinen ritüelinin de parçasıydı kafa kesme işlemiydi.
1894’te Mançurya’daki esirlerin kafasını kesen ve bu töreni izleyen Japon askerleri
İSLAM’DA KAFA KESME
İslam dünyasında düşmanın nasıl cezalandırılacağına dair ilk örnek Hazreti Muhammed tarafından verilmişti. Peygamberin ilk hayat hik?yesini (sire ya da siyer) yazdığı ileri sürülen (sürülen diyorum çünkü eseri ortada yok, sadece daha ileriki tarihlerde ona yapılmış atıflar var) İbn-i İshak’ın (ö.768) anlattığına ve daha sonra başka yazarların da tekrarladığına göre Hendek Savaşı’nda Mekkelilere yardım ettikleri gerekçesiyle, 15 Nisan 627 tarihinde ‘Cebrail’in emir üzerine’ şehirde kalan Beni Kurayzalıların mahallesi sarılmış ve Muhammed “şehri terketmenizi istiyorum” demiş. Teslim olmalarına rağmen Kureyza erkekleri (İslam kaynaklarında sayılar 400 ila 900 arasında değişiyor) kafaları kesilerek öldürülmüş, kadın ve çocukları köle edilmiş, malları müsadere olunmuş. En çok kafa kesen Peygamberin damadı Ali imiş. Ali o gün öyle yorulmuş ki, sürekli kılıç tutan elini değiştirmek zorunda kalmış. Hazreti Muhammed de çadırından bu işlemleri izlemiş. Bu olay, işin ‘sünnet’ faslı.
KURAN’DAKİ AYETLER
Kafa kesme (ve de bugün İslamcı terör örgütlerinin sıkça başvurduğu fidye istemenin) Kuran’da da yeri var. Muhammed Suresi’nin (ki Kıtal (yani savaş) Suresi diye de bilinir) 4. Ayeti şöyle diyor : “Savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun; sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin; Allah dilemiş olsaydı, onlardan başka türlü öç alabilirdi, bunun böyle olması, kiminizi kiminizle denemek içindir. Allah, kendi yolunda öldürülenlerin işlerini boşa çıkarmaz.”
Enfal Suresi’nin 12. Ayeti de şöyle buyuruyor : “Hani Rabbin meleklere: ‘Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; Ben kâfirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına diye vahyediyordu.”
Enfal Suresi’nin 50. Ayetinde tevile müsait de olsa ‘boyun vurma’nın faziletleri anlatılıyor : “Melekler, o kâfirlerin yüzlerine ve sırtlarına vura vura ve ‘Tadın bakalım cehennem azabını!’ diye diye canlarını alırken hallerini bir görmeliydin. ” Benzer ifade Muhammed/27’de vardır.
Bu arada boyun vurmak Zeyd İbn Eşlem’e dayandırılan ve Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai İbn-i Mace gibi başlıca hadis yazarları tarafından sahih diye nitelenen şu hadisteki ölüm şeklinin yanında çok ‘insani’ idi aslında: “Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup insan Resulullah (sav)'ın yanına gelip: ‘Ey Allah'ın Resulü! Biz hayvancılıkla uğraşıp sütle beslenen insanlarız, köylüler değiliz’ dediler. Bu sözleriyle, Medine'nin havasının kendilerine iyi gelmediğini ifade ettiler. Resulullah (sav), onlara develerin ve çobanın [bulunduğu yeri] tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sütlerinden ve idrarlarından içmelerini söyledi. Gittiler, Harra bölgesine [çöle] yarınca, İslam'dan geri döndüler. Hz. Peygamber (sav)'in çobanını da öldürüp develeri sürdüler. Haber, Hz. Peygamber (sav)'e ulaştı. Resulullah (sav), derhal arkadaşlarından takipçi çıkardı [yakalanıp getirildiler]. Gözlerinin oyulmasını, ellerinin kesilmesini ve Harra'nın bir kenarına atılmalarını ve o şekilde ölüme terkedilmelerini emretti.”
Ayetlere dönersek, peki ne demek “Savaşta inkar edenlerle (kafirun) karşılaştığınızda” 'Savaşta zaten birileriyle çatışırken, ya o sizi ya siz onu öldürürsünüz, yaralarsınız, ya da esir alırsınız. Neden ‘karşılaştığınızda’ denmesine ihtiyaç duyulmuş' Adeta savaş ortamını bahane ederek, egemenliğinizi, hukukunuzu inkar eden herkesin (öyle ya siz Allah’ın askeri iseniz, onun düzenini dünyaya yaymam için görevlendirildiğinize inanıyorsanız, size karşı çıkan herkes ‘kafir’ tanımına sokulabilir pekala) kafasının kesilmesine olanak sağlayacak bir muğlaklık söz konusu.
Bu ayetleri, ‘cihat’ adına öldürmeyi emreden, meşrulaştıran diğer ayetlerle (Hac 39, Maide 32, 35 ; Tevbe 5, 111 ; Nisa 89, Bakara 216 ve 256 gibi) birlikte ele alınca, bir duruma ‘savaş’ veya ‘cihat’ adını takarsanız, bir eylemi ‘inkar’ diye adlandırırsanız, bir kişiyi ‘kafir’ diye etiketlerseniz o kişinin boynunu vurmanız Allah’ın hoşuna bile gider Kuran’a göre…
MURABİTLERİN CESETTEN MİNARELERİ
Bazıları Kuran’daki pek çok ayetin indiği dönemle ilgili olduğunu (yani ayetlerin tarihsel bağlamı içinde değerlendirilmesi gerektiğini) söyleyerek bu eylemlerin ‘İslam’a aykırı olduğunu’ iddia etmeye çalışıyor ama İslam tarihi boyunca diğer öldürme biçimlerinin yanısıra kafa keserek öldürme işi sık sık uygulanmış. Örneğin Batı Sahra’dan İspanya’ya kadar uzanan İslam devleti Murabitlerle Kastilyalılar arasında 1086 yılında yapılan Zallaka Savaşı’nda galipler 24 bin Kastilyalı’nın kafasını kestikten sonra, ölü bedenleri üstüste yığmış, bu ‘insandan yapılmış minare’nin üstüne çıkan bir müezzin ezan okumuş. Murabitleri Muvahhidler izlemiş, savaşlarda yenilen Kastilyalıların kafalarından minare yapılmaya devam edilmiş.
Etiyopya Kral ve kesik kafalar (18. Yüzyıl)
MOĞOLLARIN KESİK KAFA KULELERİ
Osmanlı’ya geçmeden, ‘Yasa’ denilen kanunları Osmanlı’nın hukuk kaynaklarından biri olan (diğeri Şeriat) Moğollar için bir parantez açalım. Moğolların uyguladığı öldürme metodları içinde belki de en az vahşi olanı kafa kesmeydi. Ama bu konuda öyle ‘kült olaylara’ imza atmışlardı ki, ‘kafa kesme’ deyince akla Moğollar gelir olmuştu. Örneğin Cengiz Han’ın 1215’te Pekin’i aldıktan sonra kestiği kafalar, 1220’de Semerkand’da kestikleri, oğlu Cuci’nin Horasan’da kestikleri, örneğin Cengiz’in torunu Hülagü’nun 1258’de Bağdat’ta kestiği kafalar, 1387’de Cengiz Han ailesine damat olarak giren Timur’un 1387’de İsfahan’da kestiği kafalar (ki tarihçi Hafız Ebru, her biri 1500 kafadan 28 kule saymıştı)… Cengizoğullarının ve Timur’un dini konusunda sayfalar dolusu yazılır ama özetin özeti Musevilik dışında neredeyse her din (öncelikle Şamanizm, Manicilik, Budistlik, Nesturilik, Müslümanlık) onların şu veya bu dönem, şu veya bu düzeyde dini olmuştur. Bu yüzden Cengiz Han ve ardıllarının kafa kesme ritüellerini dinlere değil de geleneğe dayandırdığını düşünebiliriz. Bu arada Moğollara göre çok barışçıl bir tolum olan Tibetlilerin destanlarında da öldürdükleri Moğolların sağ kulaklarını nasıl kestiklerini okuyabilirsiniz…
OSMANLI’NIN KISA TECRÜBESİ
Moğol hukuku ile İslam hukukun bir karışımını uygulayan Osmanlılar da birbirinden korkunç öldürme biçimlerinin yanısıra (şu adreste bu konuda iyi bir derleme var: Okumak için tıklayın) kafa kesme pratiğini uyguladılar ama çok sık değil. Örneğin 1389’da I. Kosova Savaşı’ndan sonra Sırp Kralı’nın ve esirlerin kafası kesilmişti. 1444’te Varna Savaşı’ndan sonra Macaristan Kralı Vladislav’ın kafası, 1453’te Konstantinopolis fethedildikten sonra son Bizans imparatorunun kafası kesildikten sonra diyar diyar gezdirilmişti. 1456’da Bosna Kralı Stephen ve oğullarının kafası kesildi, 70 yıl sonra Boğdan’da 2 bin kafa kesildi ki bu en kitlesel kafa kesme olaydı.
Cumhuriyet dönemindeki tek kafa kesme olayı, 23 Aralık 1930’de kendini Mehdi sanan Mehmet adlı bir Nakşibendi’nin Menemen’de Yedek Asteğmen Kubilay’ın kafasını kesmesiydi neyse ki… (Bu olaya ilişkin yazımı okumak için tıklayın)
SUUDİLERİN DEVAM EDEN PRATİĞİ
Kafa kesmeye, tarih boyunca hiç ara vermeyen ülkeler hepsi de İslam ülkeleri olan Irak, Katar, Yemen, İran ve Suudi Arabistan. Bunlardan ilkinde, 2000’lere kadar kafa kesme cezası vardı ama artık yok. Diğer üçünde kafa kesme hala hukuk sisteminin parçası ama uygulama epeydir yapılmıyor. Suudi Arabistan’da ise tecavüz, zina, cinayet, dinden dönme (irtida), büyücülük, silahlı soygun, uyuşturucu madde ticareti ve uzun süreli kullanımının cezası olarak uygulanıyor, hem de kamusal alanda. İdamlar, Riyad, Cidde ve Dahran gibi büyük şehirlerin merkez meydanlarında, Cuma namazından sonra gerçekleştiriliyor. Mahkûmlara çoğunlukla beyaz elbiseler giydiriliyor, gözleri siyah bantla kapatılıyor, elleri arkadan bağlı olarak yüzleri Mekke’ye dönük olarak idam fermanları okunuyor, ardından cellat bir kılıçla işini bitiriyor. Kafa kesme cezası kadınlara da uygulanıyor. Örneğin 2010 yılında 47 kadının kafası kesilmişti.
(Suudi Arabistan’da cellat kıtlığı yüzünden idamların kılıçla değil kurşunla yapılması düşünülüyormuş ama ulema bu yöntemin İslam’a uygun olmadığını düşünüyormuş.)
İSLAMCI ÖRGÜTLERDE DEĞİŞEN EĞİLİMLER
Sünni İslam’ın model ülkesi Suudilerin asırlardır uyguladığı usule IŞİD’in katkısı ne derseniz cevap vermeden önce kısa bir hatırlatma yapalım: Hatırlarsanız İslam dünyasındaki (özellikle Filistin’deki) radikal hareketler 1970’lerde uçak kaçırırlardı. Çünkü o yıllarda göklere egemen olmak sembolik açıdan çok önemliydi. 1980’lerde arabalara bomba koymak moda olmuştu. Çünkü o yıllarda otomotiv sektörü tüm dünyaya egemen olmak üzereydi. 1990’larda intihar saldırıları yaygınlaştı, çünkü o yıllarda ‘insan hakları’, ‘insan bedeninin dokunulmazlığı’ gibi kavramlar Batı’da çok revaçtaydı. 2000’lerde Batılıları kaçırıp karşılığında fidye almak moda oldu, çünkü artık terör örgütlerinin modernizasyon için paraya ihtiyacı vardı.
Şubat 2002’de Pakistan’da Leşker-i Cengvi adlı Sünni örgütün Wall Street Journal muhabiri Daniel Pearl’i öldürmesiyle başlayan furya 2003 Irak Savaşı’nın ardından patlama yaptı. Özellikle Irak’ta İslamcı teröristler, Amerikalı, Türk, Kürt, Arap, Koreli, Bulgar, İngiliz, Nepalli yüzlerce kişiyi kaçırdılar, fidye alamadıklarını (150’yi aşkın kişiyi) öldürdüler. Bunların bir bölümünün kafası kesildi ve bunların videoları internette yayımlandı.
Bütün bunlar olurken, Seyit Kutup, Mevdudi gibi modern tefsirciler ve onların tilmizleri Kuran’ın tarihsel değil evrensel bir metin olduğunu İslamcı eylemcilere öylesine ikna edici bir şekilde anlatmışlardı ki bu gün sadece IŞİD değil, Ebu Musa El Zarkavi’nin Tevhid ve’l Cihad’ı ile Ebu Abdullah El Hasan bin Mahmud’un Ensar El Sunna’sı kafa kesme eylemlerini açıkça Kuran’a ve Sünnet’e dayandırıyor. Kimin kafir, kimin inkarcı, kimin fitneci olduğuna elbette elinde silahı tutan karar veriyor. Bu kararlara yıllardır hem geniş kitlelerin hem Sünni ulemanın zımni veya açık onay vermesi ise olayları kolektif suç haline getiriyor.
IŞİD’İN GELENEĞE KATKISI
IŞİD’in bu barbar geleneğe katkısı, en vahşi, en barbar usullerle gerçekleştirdikleri toplu ya da tekil idamları toplumu terörize etmek için bir çeşit süper şova dönüştürmesi. AKP’li bakan Emrullah İşler’e göre “en azından işkence etmeden öldürüyor” diye takdir edilen IŞİD, Müslüman rehineleri topluca kurşuna dizer veya topluca kafasını keserken özel bir şova ihtiyaç duymuyor ama Batılı rehinelere Ebu Gureyb’de ABD’lilerin Iraklı tutuklulara giydirdiği turuncu elbiselerin bir benzerini giydiriyor, ellerini arkadan bağlayıp diz çöktürüyor ve önce bazı açıklamalar yaptırıyor. Ardından kafalarını kısa bir bıçakla kesiyor. IŞİD’den kaçan bir İngiliz teröristin dediğine göre öldürme işi için eğitim tavuk keserek yapılıyormuş. Öldürmelerin kılıç veya balta ile yapılmaması, Antik çağdan beri beri bu silahların ‘soylu’ aletler olarak görülmeleriyle ilgili. Bıçak maktulü aşağılamak ve ölüm işlemini acılı hale getirmek için ideal. IŞİD, bu son derece vahşi töreni adeta bir belgesel gibi filme çekiliyor ve Batı’nın icadı olan iletişim araçları ile ‘e-cihat’ kapsamında tüm dünyaya ilan ediliyor.
Tarihçi olarak soğukkanlı olmayı başarabiliyorum ama sıradan bir insan olarak baktığımda, Kuran’da ‘eşref-i mahlûkat’ olarak tanımlanan insanoğlu, benim gözümde dünyadaki varlıklar içinde en acımasızı, en vahşisi, en şerefsizi. Bu açıdan bir insan olarak barbarlığıyla beni dehşete düşüren IŞİD, bir tarihçi gözüyle bakınca insanoğlunun barbarlık tarihinde bir zerre bile değil henüz. IŞİD’in katliamları sayısal olarak, bırakın kadim barbarları, Batılı modern barbarların (Nazilerin, Stalincilerin, Maocuların, Amerikalıların) katliamlarının ve de 2003’ten beri Irak’ta Sünni ve Şiilerin birbirine yönelik katliamlarının yanında devede kulak kalır. Ama IŞİD’in katliamları niteliksel olarak İslam dininin toplumları medenileştirmek açısından diğer inanç sistemlerinden hiçbir üstünlüğünün olmadığının, Ortadoğu toplumlarının büyük çoğunluğunun hala barbarlık döneminde yaşadığının anlık ama çok sarsıcı, mide bulandırıcı görüntüsünü yansıtan eşsiz bir ayna…
Özet Kaynakça: David Kertzer, Ritual, Politics, and Power, New Haven: Yale University Press, 1988), Richard Clarck, “The History of Beheading”, http://www.richard.clark32.btinternet.co.uk/behead.html ; “Execution by beheading (Decapitation), http://www.capitalpunishmentuk.org/behead.html ; Timothy R. Furnish, “Beheading in the Name of Islam”, Middle East Quarterly, Spring 2005, s. 51-57.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016