Cemil KOÇAK
Hüseyin Cahit Yalçın, uzun ömründe başından çok şey geçmiş bir gazetecidir. Siyasî duruşu ise, dönemden döneme değişim geçirmiştir. İttihatçılıktan Atatürk’e muhalefete, oradan yeniden CHP’ye geçiş yapmıştır. İz bırakmış bir yazardır.
İTTİHAT TERAKKİ GAZETECİLİĞİNDEN SAKINCALI YAZARLIĞA
Hüseyin Cahit Yalçın’ın yazdığı gibi, aslında kendisi de İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin üyesi olan “Millî Mücadele’nin şefi”, gerçekten de “en sadık, en fedakâr maiyetini İttihatçılar arasında buldu.” Ancak “şef”in maiyeti arasında Yalçın bulunmuyordu! Yalçın, mütarekede Malta’dan dönüşünde İstanbul’da yeniden gazeteciliğe başladı. Kısa zamanda da Ankara Hükûmeti’ne muhalefeti ile tanındı. Takriri Sükûn Kânunu’ndan sonra Yalçın’ın Tanin gazetesi de 17 Nisan 1925 tarihinde kapatıldı. Hatırlanmalıdır ki, bu gazete döneminde İttihat ve Terakki’nin yayın organıydı. Cumhuriyetin ilânına ve Hilâfetin kaldırılmasına karşı tavır almış olan Yalçın, Ankara İstiklâl Mahkemesi’nde yargılandı ve Çorum’da süresiz sürgün cezasına çarptırıldı. Yalçın henüz Çorum’da iken, bu kez de İzmir suikastı davasıyla ilgili görülerek Ankara İstiklâl Mahkemesi’nde yargılandı ve beraat etti. Yasa değişikliği ve biraz da siyasî uzlaşmanın sonucunda Çorum sürgünlüğü sona erdi ve Yalçın yeniden İstanbul’a dönebildi. Ancak yazı hayatına devam edebilmesi siyasî bakımdan artık mümkün değildi.
Gümrük komisyonculuğu yaptı
Yalçın bu aşamada basın hayatından tamamen çekilmek zorunda kalacaktır. Önce roman tercüme etti. İsmail Müştak’la birlikte gümrük komisyonculuğu yaptı. Geçimini sağlamak için “üniversitede serbest bir demokrasi kürsüsü” istedi. Ancak talebi, dönemin Millî Eğitim Bakanı tarafından “profesörlere verilen maaşa lâyık olmadığı” gerekçesiyle reddedildi. İdadî mektebi müdürlüğü talebi de yine aynı âkıbete uğradı. Ancak İçişleri Bakanı Şükrü Kaya aracılığıyla Yalçın’ın durumundan haberdar kılınan Başbakan İsmet İnönü, onu Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası yönetim kurulu başkanlığına getirdi. Bu bilgiler Rauf Mutluay tarafından yayına hazırlanan Yalçın’ın siyasal anılarında yer alıyor.
Ataması siyasi soruna yol açtı
Ancak bu son bilginin ayrıntıları tahkike muhtaç: Bu banka 1925 yılında kurulmuş ve 1932 yılında Türkiye Sanayi Kredi Bankası’na dönüşmüştü Elimizdeki bir belge, bu atamanın siyasî sorunlara yol açtığını gösteriyor. Yalçın, anlaşılan gerçekten de hükûmet tarafından 1932 yılında yeni kurulmakta olan Türkiye Sanayi Kredi Bankası idare meclisine üye olarak atanmak istenmişti. Fakat bu atamanın gerçekleşip gerçekleşmediğini tam olarak saptayamadım. Yalçın, anılarında görevlendirilmiş olduğunu yazdığına göre, öyle olmuş olmalıdır.
Atatürk’ün emri ile atıldı
Fakat Yalçın’ın bu görevi kısa sürdü. Birinci Türk Dil Kurultayı’nda dilde reform görüşünü ılımlı bir biçimde eleştirince, “Atatürk’ün emri ile” işinden atıldı. Haftalık Yedigün dergisine politika haricinde yazılar yazdı. Akşam gazetesinde de (Akşamcı) müstear imzasıyla günlük fıkralar… Ancak bu da uzun sürmeyecektir. İstanbul belediyesinin uygulamalarına ilişkin bir eleştiri yazısı, İstanbul valisi ve belediye başkanı Muhiddin Üstündağ ile mahkemelik olmasını gerektirince, Yalçın Akşam’daki yazılarına son vermek zorunda kalacaktır.
Yalçın’ın başını derde sokacak olan “Biriken Para” adlı yazısı üzerine, Üstündağ, değişik gazetelere birer mektup göndererek, yazının sahibi olduğunu iddia ettiği Yalçın’ın siyasî kişiliğine ve kimliğine dikkat çekince, Yalçın, Üstündağ hakkında hakaret davası açmıştı. Üstündağ da Yalçın aleyhine açtığı bir hakaret davası ile mukâbelede bulunmuştu. Yalçın yıllar sonra, ama Üstündağ hâlâ vali, belediye başkanı ve CHP İstanbul il başkanı iken, dava nedeniyle mahkemede yaptığı savunmanın tamamını kendisinin o sırada yayınlamakta olduğu Fikir Hareketleri dergisinde yayınlayacaktır.
Sonunda Yalçın, Üstündağ ailesinden gelen rica üzerine davadan ve tazminat talebinden “kayıtsız şartsız” vazgeçtiğini belirten bir dilekçeyi mahkemeye sunacaktır. Yalçın, Üstündağ’ın aleyhine açtığı hakaret davasındansa beraat edecektir. Davanın üzerinden yıllar geçtikten sonra devir değişecek, İstanbul valisi ve belediye başkanı, CHP İstanbul il başkanı Muhiddin Üstündağ, 1 Aralık 1938 tarihinde yani Atatürk’ün ölümünden sadece birkaç gün sonra hakkında pek çok yolsuzluk davası açılarak görevinden alınacak; buna karşılık Yalçın 31 Aralık 1938 tarihinde CHP Çankırı milletvekili olarak Meclise katılacaktır!
İsmet Paşa’ya teşekkür mektubu
Elimizdeki belge, Yalçın’ın Başbakan İsmet Paşa’ya yazdığı kişisel mektuptur. 22 Şubat 1933 tarihli mektubunda Yalçın, atamaya ilişkin olarak şöyle diyordu:
“Basvekil Ismet Pasa Hazretlerine, 22 Subat 1933
Muhterem Paşa Hazretleri,
Yeni teşekkül eden [Türkiye] Sanayi Kredi Bankası İdare Meclisi azalıkları için Heyeti Vekile’ce kararlaştırılan iki namzetlikten bendenize ait olanın Reisicumhur Hazretleri tarafından tasdik buyurulmamakta olduğunu duydum. Bu muamelenin zatı devletlerini ne kadar üzeceğini tamamile müdrikim. Bana karşı göstermekte olduğunuz civanmerdane ve insanca hareketlerin, sizin için bir can sıkıntısı menbaı olmasına meydan bırakırsam kendimi af edemem. İşin zatı devletlerinde en kolay ve üzüntüsüz şekli ne ise, onu tercihte hiç tereddüt buyurmamanızı bilhassa istirham etmeyi, bu gibi hâdiselerle sarsılmasına imkân olmayan hürmet ve şükran hislerimin icabatından telâkki ederek, tazimlerimi arz eylerim efendim hazretleri.
Hüseyin Câhit [imzâ: Câhit]”
Mektubun altı kısmında yer alan paraftan metnin bizzat Başbakan İsmet Paşa tarafından okunduğu anlaşılmaktadır. Başbakan, mektubun altına kendi el yazısıyla “R[eisi]C[umhur] H[a]z[retleri] ile görüşeceğim. Kendisine cevap vereceğim.” notunu düşmüştür. Ancak bu mektubun etkisini ve sonucunu bilemiyoruz. Yalçın Başbakan tarafından himaye edilmek istenmekte, fakat Cumhurbaşkanı aksi görüşü savunmaktadır. Anlaşılan Başbakan bu görüş ayrılığında bir şekilde ağır basmış olmalıdır.
YALÇIN’IN SAVUNMASI
Yalçın, dâvâdan beklentilerini mahkeme huzurunda şöyle ifade ediyordu: “Memlekette mutlakiyet devrinden kalma meş’um bir hatıra vardır ki, kanunun yalnız âciz ve biçarelere hüküm geçirebildiğini, büyüklerin daima kendilerini kurtarmak yolunu bulduklarını zihinlere fısıldar. Müddei Umuminin sarih şahit ifadelerine bile zıd manalar vererek, beni mes’ul tutmak sureti ile valinin cezasını düşürmek yolundaki akıllara durgunluk getiren talebi, bu eski ve fena ananeyi maatteessüf baltalayacak mahiyette değildir. (…) Mahkemeye müracaat ettiğimi duyunca gülümsemiş olanlara hak verecek misiniz? Son istibdat günlerine gelinceye kadar bazı paşalar ve beyler, kimsesiz halka karşı birer derebeyi kesilmişlerdi. Halk hayatından, namusundan emin değildi. Çünkü o serirler arkalarını mabeyne dayamış oldukları için, ne kanuna ehemmiyet verirlerdi, ne [de] cezadan korkarlardı. Eğer bana alelâde bir fert böyle bir tecavüzde bulunsaydı, hiç ehemmiyet vermezdim. Fakat hakaretin kuvvetine, mevkiine güvenen, kendisine kanunun hiçbir şey yapamayacağını zanneden ve ancak bu cesaretle bir vatandaşın haysiyetini kırmaya, ocağını söndürmeye kalkan bir belediye reisi ve validen sâdır olması, beni adalet kapısına yapışıp, hak isterim diye bağırmaya sevk etmiştir. Çünkü bugün bizler bir padişah kölesi değiliz. İnkılâbın doğurduğu bir halk cumhuriyetinin hür vatandaşlarıyız. Onun içindir ki, Cumhuriyetin kanunlarına dayanarak adalet istemeye kendimde hak ve kuvvet buluyorum. Bir vali ile alelâde bir ferdin huzurunuzda müsavi olacağına iman ettiğim içindir ki, kendimde bu cesareti buluyorum. Siz inkılâp Türkiyesi’nde bütün o eski tegallüb ve tahakkümler için yer kalmadığını bu dava ile efkârı umumiyeye bir kere daha gösterecek bir mevkide bulunuyorsunuz. Vaziyetiniz zordur demeye dilim varmaz. Çünkü hâkim için kanun haricindeki mülâhazalar dolayısı ile zorluk yoktur. Bu hâkimlik hayatına girerken, burada leziz dünya nimetlerine kavuşmayacağınızı biliyordunuz. Sizin hâkimlik mesleğinde aradığınız nimetler ve ikballer, yalnız adalete ve vatana hizmetten ve bu hizmetin mükafatı olarak vicdanınızın duyacağı zevk ve iftihardan ibaretti. Arkanızda faziletkarane geçmiş, namuslu, müstakim ve müstakil bir hâkim hayatı var. Önünüzde de aynı şerefli yol size açıktır.”
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları







































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016