Doğan AKIN
Refik Halid Karay, "Memleket Hikâyeleri"nde savaşlarla yoksul, çaresizlikle yoksun düşmüş Anadolu'dan kötücül hikâyeler anlatır. Memleket Hikâyeleri'ni değerler üzerine inşa eder bir yandan Karay, diğer yandan Anadolu'dan da bize haber verir ki, Tanrı'ya güven ama barutunu kuru tut! Zira hayat çetindir ve ihtimal insan evladı kötücül!
Karay'ın Memleket Hikâyeleri yazıldıktan neredeyse bir asır sonra zihnimde tekrar yürürlüğe girerken, yaşadıklarımız eşliğinde "Kimse şaşırmasın, bu biziz" diye geçiyor içimden. İktidarı, siyasetçisi, medyası, polisi ve yargısıyla biz.
Murat Belge, National Geographic arşivlerinden derlenen fotoğraflarla hazırlanan ve 2000 yılında "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş-İmparatorluk'tan Cumhuriyet'e İstanbul" başlığıyla açılan sergi ve aynı adla basılan albüm için kaleme aldığı yazıda, kendimiz karşısında duyduğumuz"Aa, bu benim!" şaşkınlığını çok güzel anlatır.
“National Geographic’in yayına başladığı yıllarda tanıtmaya başladığı dünya içinde, değişme konusunda bilinçli karar vermiş nadir ülkelerden biriydi Türkiye. Sergide, başkalarının algılaması için üretilmiş, ama bizim baş kahramanı olduğumuz bir şeyi temaşa ediyoruz. Bir zamanlar konusu olduğumuz şeyin ‘seyircisi’yiz şimdi. ‘Aa, bu benim!’ diyoruz...”
Ancak Belge, kararlı bir değişimin sonrasında mazideki kendini izleyişin şaşkınlığını tasvir eder. Peki bugün hemen her olayda kendisini tekrar eden bir toplumun yine de gördükleri karşısındaki sözüm ona şaşkınlığını nasıl açıklayabiliriz? Benim cevabım, doğruyu, hep başkalarına düşen bir rol gibi "oynamaya" alışmış bir toplumsal gelenekten geçiyor.
Medya mahkemelerinden yakınanlar ve yaptıkları
Siyaset ve medyaya bakın. Daha birkaç ay öncesine kadar insanların medya mahkemelerinde mahkûm edilmesinden yakınan cephenin yayınlarındaki köşelerde bugün medya mahkemeleri kuruldu. Daha birkaç ay öncesine kadar, gizli soruşturmalardan sızan iddialarla yargılanmakta olan insanları meydan konuşmalarında mahkûm eden iktidar sözcüleri, bugün masumiyet karinesinden söz ediyor. Özel hayatlarına tuzak kurulmuş insanların arsızca dikizlenmiş hayatlarını seçim meydanlarına açanlar, bugün kendileri için mahremiyeti kutsallaştırıyor.
Gelin; yolsuzluk, kara para ve rüşvet iddiasıyla yürütmek istediği soruşturma elinden alınan Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle yetkilendirilmiş İstanbul Cumhuriyet SavcısıMuammer Akkaş'ın durumuna, Şemdinli davasının savcısı Ferhat Sarıkaya'nın başına gelenlerin merceğinden bakalım. Sarıkaya'nın yanında ve karşısında kimler vardı, Akkaş'ın yanında ve karşısında kimler var, birlikte bakalım. Bakalım ve doğruyu savunma nöbetinin, bu ülkede gücü elinde bulunduranlara nasıl uğramadığını birlikte görelim.
Büyükanıt 'Tanırım iyi çocuktur' demişti
Malum, Şemdinli'de 9 Kasım 2005'te Seferi Yılmaz'a ait Umut Kitabevi bombalandı. Patlamanın ardından Şemdinli'de olağandışı bir gelişme yaşandı; ilçe halkı bombalamadan sonra jandarma binasına yürüyüşe başladı. Zira bombayı atanların kullandığı araç, bölge halkının iyi bildiği isimlere, jandarmaya aitti!
Umut Kitabevi'ndeki patlamada Mehmet Zahir Korkmaz adlı vatandaş hayatını kaybetti. Bölge halkını ayağa kaldıran bombanın ve fail olarak görülen astsubayların ardından savcı olay yerinde inceleme yaparken tuhaf bir gelişme daha yaşandı. “Tanju Çavuş” adlı uzman çavuş, savcının da içinde bulunduğu kalabalığa ateş açtı ve bu kez de Ali Yılmaz adlı bir kişi öldü.
Bu arada, kitabevi bombalanan Seferi Yılmaz'ın eski bir PKK'lı olduğu bilgisi yayılarak kamuoyuna "bu işi fazla kurcalamayın" mesajı verilmeye çalışıldı. Ancak Şemdinli halkı failleri aynı gün yakalayarak jandarmaya teslim etti. Yakalanan Astsubay Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile itirafçı olduğu anlaşılan Veysel Ateş tutuklandı.
Tam bu sırada o dönemde Genelkurmay Başkanlığı için gün sayan dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın Astsubay Ali Kaya için yaptığı unutulmaz açıklama geldi:
“Tanırım, iyi çocuktur!..”
Olaya el koyan Van Özel Yetkili Savcılığı, iddianameyi 5 Mart 2006'da tamamladı. SavcıFerhat Sarıkaya, 7 Mart'ta kabul edilen iddianamede “Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmekle” suçladı. Sarıkaya'nın iddianamesinde, Büyükanıt ve silah arkadaşları, "suç işlemek için örgüt kurmak, görevi kötüye kullanmak ve sahte belge düzenlemek"le de suçlanıyordu. Ne dersiniz, iddialar çok tanıdık değil mi?
CHP: Silahlı kuvvetlere karşı darbe girişimi
Sarıkaya'nın suçlamaları üzerine Büyükanıt ile birlikte Van Asayiş Kolordu Komutanı, Hakkâri Dağ ve Komando Tugayı Komutanı ile Hakkâri İl Jandarma Komutanı'nın dosyaları ayrılarak Genelkurmay Başkanlığı'na gönderildi. Bu dosyalar için Genelkurmay Başkanlığı'nda bir soruşturma başlatılmadı, ancak Sarıkaya hakkında muazzam bir kampanya başladı. O kadar ki, o sırada ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Deniz Baykal, Sarıkaya'nın Şemdinli olaylarıyla ilgili olarak hazırladığı iddianamede Kara Kuvvetleri Komutanı Büyükanıt'ın suçlanmasını "Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı 'darbe girişimi' ve yargının bu girişime alet edilmesi" olarak niteledi. Baykal'ın 7 Mart 2006'da Radikal'de yayımlanan sözlerini hatırlayalım:
"Hükümet yanlış işler yapıyor. Bunlardan biri de Büyükanıt'a yönelik iddianame. Genelkurmay Başkanı olacak biri hakkında dava açma girişimi yaşanıyor. Bunun arkasında ne var? Daha önce Van Başsavcısı, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü hakkında da bir iddianame hazırladı. Sorun hukuk sorunuydu. İddianamenin ciddiyeti yoktu. Aynı başsavcı, Kara Kuvvetleri Komutanı hakkında hukuki değeri ciddi şekilde tartışmaya açık bir iddianame hazırlıyor. Hukuki değil, siyasi niteliği var. Bu savcı iktidarın hoşlanmadığı önemli makamları yıpratmak için elinden geleni yapıyor. (...) Altında hangi niyetler var?
Silahlı Kuvvetlere karşı bir girişimle karşı karşıyayız. Genellikle silahlı kuvvetler darbe yapar diye bilinir. Öyle anlaşılıyor ki, bazen de silahlı kuvvetlere karşı darbe planlanıp, girişimde bulunulabiliyor. Üzücü olan, o girişime yargının alet edilmesi.
Bir müdahale var. Silahlı Kuvvetleri yönlendirme ihtiyacı var. Durum ciddi. Daha önce yargıya, eğitime müdahale edildi. Şimdi TSK'ya müdahale edilmek isteniyor.
Kadrolaşma hareketinde böyledir, ülkenin en temel kurumları sallanmaya çalışılıyor. Amaçları Türkiye'yi başka bir doğrultuya, başka bir rotaya çekmek. Anlayışları bu..."
Sarıkaya savcılıktan atıldı!
Van özel yetkili savcısı Sarıkaya, aleyhinde yürütülen kampanyanın ardından, göreve çağrılan (yine ne kadar tanıdık değil mi) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca (HSYK) savcılıktan atıldı! Savcılık mesleğinden ihraç edilen Sarıkaya'nın avukatlık yapma imkânı da elinde alındı.
Arada, Ergenekon ve Balyoz davası süreçleri yaşandı. Hükümete karşı müdahale hazırlıklarının ortaya çıkarıldığı bu süreçte, henüz hakkında hüküm verilmemiş çok sayıda insan da mağdur edildi. Misal Başbakan Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen cemaati hakkında yazdığı, ancak henüz yayımlanmamış kitabı nedeniyle tutuklanan ve 375 gün hapsedilen gazeteci Ahmet Şık için "bombadan tesirli kitaplar olabilir" diyebildi.
Gülen cemaati ve AKP'nin operasyonların aynı tarafında yer aldığı günlerdi. Başbakan'ın "Ne istediler de vermedik" dediği günler...
Malum, izleyen süreçte "özel yetkili mahkemeler ve savcılık" müessesesi kaldırıldı, yerine "ağır ceza mahkemeleri" ile "Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle yetkilendirilmiş savcılık" uygulaması getirildi. Bir başka deyişle, özel yetkili savcılık, TMK tarifiyle sürdürüldü.
Arada MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın sorgulanmak istenmesi, cemaate karşı eylem planı istemini içeren Ağustos 2004 tarihli MGK kararının altında Başbakan ve bakanlarının imzasının da bulunduğunun ortaya çıkması ve nihayet dershane kavgasının ardından Gülen cemaati ile AKP, Sünni İslamcı cephede görülmemiş ölçülerde birbirlerine girdiler.
Yine malum, İstanbul savcıları, 17 Aralık'ta yolsuzluk, kara para aklama ve rüşvet iddialarıyla büyük bir operasyon başlattı, iki bakan oğlu, İranlı işadamı Reza Zarrab'ın odağında bulunduğu iddia edilen kuşkulu para trafiği içindeki görüntüleri üzerine tutuklandı. Operasyonda, evindeki ayakkabı kutuları içinde milyonlarca dolar çıkan Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan da tutuklandı. Rüşvet ve yolsuzluk iddialarına adı karışan dört bakan, dokuz gün sonra da olsa, hükümetten ayrılmak zorunda kaldı.
'Tanırım iyi çocuktur'dan 'hayırseverdir'e
İkinci bir yolsuzluk operasyonunun haberini alan hükümet yüzlerce polis şefini görevden aldı, yargının talimatı altında "adli kolluk" görevi yapan polisi amirlerine bilgi vermeye zorlayan yönetmelik değişikliğini yaptı. Ancak Danıştay, Adli Kolluk Yönetmeliği'ndeki bu değişikliğin yürürlüğünü durdurdu.
Ardından, TMK 10. maddeyle görevli savcılardan Muammer Akkaş'ın, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu bazı isimler için ifade, gözaltı ve arama talimatlarını içeren yargı kararları eşliğindeki operasyonu başladı. Aslında başlayamadı, başlarken durduruldu. Değiştirilen polis müdürleri, savcı talimatı ve mahkeme kararlarını uygulamadılar, kimseyi gözaltına almadılar, hiçbir yerde arama yapmadılar, 2 Ocak'ta savcılığa çağrılan Bilal Erdoğan'a ifade tebligatında bulunmadılar.
Bu süreçte "doğru" bir kez daha el değiştirdi. Başbakan Erdoğan, "yüz karası, militan, marjinal savcı" dediği Akkaş için HSYK'yı göreve çağırdı. Sarıkaya için "TSK'ya darbe girişimi yapıldığını" öne süren CHP'nin geçmişteki söylemini bugün Akkaş için Erdoğan meydanlarda yineliyor. Başbakan "Yolsuzluk değil, milli iradeye karşı darbe girişimi var" iddiasıyla meydanlarda dolaşıyor.
Sarıkaya'nın iddianamesini "devlette kadrolaşma"nın sonucu olarak gören CHP'nin geçmişteki "tespitini" bugün Başbakan Savcı Akkaş için paylaşıyor. 11 yıldır tek başına yönettiği "devletin içinde, poliste ve yargıda çeteleşme olduğunu" söylüyor, "tezgâh, komplo, kirli operasyon, darbe girişimi" diyor.
Yaklaşık yedi yıl önce, Şemdinli davasının bir numaralı sanığı Ali Kaya için "Tanırım iyi çocuktur" diyen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı'nın tavrını, yolsuzluk iddialarının odağındaki isim olan Reza Zarrab için bugün Başbakan tekrar ediyor. Soruşturmanın en önemli şüphelisi için "Altın ihracatı yapan biridir. Ülke ekonomisine katkısı olduğunu biliyorum. Bu tür hayır işlerine girdiğini de biliyorum" diyor.
Medyayı da ekleyin bu tabloya. Bir yanda "Ortada hiçbir şey yok, darbecilerin hedefi hükümet" diyenleri, diğer yanda adı geçen herkesi henüz iddianame bile hazırlanmadan köşesinde "hırsız" ilan edenleri, geçmişten bugüne uzanan kırık çizgilerini unutmadan izleyin. Misal, nasıl oluyor da İslamcı Yeni Akit gazetesi, bugün Kemalist Cumhuriyet gazetesi gibi, "Gülen cemaati devlete sızdı" manşetleriyle karşımıza çıkabiliyor, durun ve düşünün.
Hata da var, mağduriyet de, müdahale de
Peki, Sarıkaya'nın iddianamesinde aşırılıklar yok muydu? Elbette vardı, ama adı üzerinde "iddianame."
Peki Sarıkaya'nın hataları olmadı mı? Elbette oldu, hem de çok büyük hataları oldu. Örneğin, yine Van'da "özel yetkili savcı" olarak "çete" iddiasıyla yürüttüğü yolsuzluk operasyonunda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Yücel Aşkın ile Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı'yı gözaltına aldırıp tutuklattı. Sonunda tek kuruş yolsuzluk çıkmayan o davaya ilişkin süreçte, suçlamayı onuruna yediremeyen Arpalı cezaevinde intihar etti. Sarıkaya'nın hayatında göreceği en büyük vicdan cezasıdır bu.
Peki Sarıkaya mağdur edilmedi mi? Elbette edildi. Askerin güç sahibi olduğu o dönemde HSYK tarafından savcılıktan atılarak, avukatlık yapma imkânı bile elinden alınarak mağdur edildi. Ancak 12 Eylül 2010'da yapılan anayasa değişikliğinin ardından HSYK tarafından meslekten çıkarılanlara görevlerine geri dönme olanağı sağlandı ve Sarıkaya'nın hakları iade edildi.
Bugün İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'ın, elinden alınan soruşturmada bazı hatalar olabilir mi? Elbette olabilir. Örneğin, yolsuzluk, usulsüzlük ve rüşvet iddialarıyla yürüttüğü soruşturmanın, Terörle Mücadele Kanunu ile tanınan yetkiye paralel bir içeriği olup olmadığı tartışılabilir.
Peki Akkaş mağdur edildi mi? Edildi, ediliyor. Yargıya açıkça müdahale eden Başbakan Savcı Akkaş'a meydanlarda "yüz karası" diye hakaret ediyor, Adalet Bakanı'nın başkanı olduğu HSYK'nın vaktiyle Sarıkaya'ya yaptığını Akkaş için tekrar etmesini istiyor.
Peki, Sarıkaya savcılıktan atılsa da, Şemdinli davası sonuçlandı mı? Bütün engelleme ve olayın üzerini askeri yargıda kapama gayretlerine rağmen, Şemdinli'de kitabevini bombalamaktan suçlu bulunan sanıklar 39 yıl 10'ar ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ne dersiniz; Savcı Akkaş'ın elinden alınsa da yolsuzluk iddialarıyla başlatılan soruşturmalar da sonuçlandırılır ve varsa sorumluluğu olanlar cezalandırılır mı?
Emin değilim. Zira bu kez, görevden alınan iddia makamına Başbakan oturdu ve meydanlarda "Yolsuzluk yok, darbe girişimi var. Savcı yüz karası. HSYK da suç işliyor. Yetkim olsa HSYK'yı ben yargılarım" diyebiliyor.
Evet, bütün bu hikâyeye çekilecek çizginin altında kalan biziz. İktidarı, muhalefeti, medyası, yargısı ve polisiyle, gerçekleri işimize geldiği gibi ayıklayan ve çarpıtan biz...
Ne olursa olsun, 12 Eylül darbesinin 30 yıl sonra da olsa yargılandığı bu ülkede, gün gelir yargıya vesayet dayatanlar da yargılanır mı dersiniz?
Bilmiyorum. Başbakan Manisa meydanlarında yinelediği "darbeci militan savcı" konuşmasından sonra "Beraber yürüdük biz bu yollarda" mısraını AK Parti andı olarak bir kez daha tekrar ettiriyor.
Ve bana her şey Şemdinli'yi hatırlatıyor...
Twitter: @DOGANAKINT24
http://t24.com.tr/yazi/semdinli-savcisindan-istanbul-savcisina-bir-memleket-hikayesi/8178
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018