Fehim TAŞTEKİN
Petrol, geçen ekimde Amerikan rejiminin Başkan Donald Trump’ı Suriye oyununa sabitlemek için masaya sürdüğü bir karttı. Trump, Suriye’den askerlerini çekip alanı Türkiye’ye bırakma kararını, önüne konulan hidrokarbon haritasına baktıktan sonra değiştirip ‘petrole bekçilik’ için bölgede sınırlı güçle kalacaklarını duyurmuştu.
Ardından Amerikalı şirketlerin Deyr el Zor ve Haseke petrollerine el atmasını istemişti.
Suriye’nin hidrokarbon zenginliğinin yüzde 90’ını barındıran bu bölge, Kürtlerin omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) elinde. Bugün onda birinin dahi çıkarılamadığı petrol, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin giderlerini karşılıyor.
Nihayetinde petrol rezervlerinin işletilmesi ve satışı için ABD’li Delta Crescent Energy ile DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi arasında bir anlaşma imzalandığı açıklandı. Trump’ın çekilme kararını değiştirmesinde etkili olan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, 29 Temmuz’da Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda, Abdi’nin kendisine telefonda ABD’li şirketle anlaşmayı imzaladıklarını söylediğini aktardı. Memnuniyetini “Bu, bölgedeki herkese yardım etmek için en iyi yol” sözleriyle dile getiren Graham, oturuma katılan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya, “Bunu destekliyor musunuz?” diye sordu. Pompeo da, “Anlaşma beklenenden daha fazla zaman aldı. Uygulama aşamasındayız” yanıtını verdi.
Al Monitor’den Amberin Zaman’a göre, Delta Crescent Energy’nin Suriye’de faaliyet göstermesi için Hazine Bakanlığı’na bağlı Dış Varlıklar Kontrol Ofisi’nden (OFAC) lisans alındı.
Anlaşma çerçevesinde Fırat’ın doğusunda iki modüler rafineri kurulacak. Bunlar, rafineri ihtiyacının yalnızca yüzde 20’sini karşılayacak.
Anlaşma, özerk yönetimin, Suriye’nin canına okuyan Ceaser yaptırımlarından muaf tutulduğunu teyit ediyor.
***
Şam’ın hırsızlık olarak niteleyip şiddetle kınadığı anlaşma, Kürtlerle Amerikalılar arasındaki ilişkinin boyutunu değiştiriyor. Anlaşma özerk yönetimin Suriye’nin geleceğine dair tasavvurunu da etkileyebilir.
Amerikalıların petrol işine girmesi her şeyden önce Suriye devletini kendi petrolünden hepten mahrum bırakacaktır. Suriye hükümeti, bölgede kontrolünü yitirdiğinden beri Husam Katırcı gibi aracılar üzerinden petrolü satın alıyordu. Bu akış kesilecektir. Birincil amaç bu zaten. İkincisi Fırat’ın doğusundaki proje için istikrarlı bir finansman temin etmektir.
Kürtler anlaşmayı ‘siyasi tanınma’ olarak okuma eğiliminde. Askeri ortaklığa rağmen Amerikalılarla ilişkinin zemini hep kaygandı. Barış Pınarı Harekâtı’na yeşil ışık yakılması ortaklığın bir gece ansızın “vazgeçilebilir” hale gelebileceğini göstermişti. Petrolde ortaklık bu zemine sürüklenmeyi önleyecek küçük bir çapa atıyor. Ancak yine de özerk yönetimin tanınması talebini karşılamıyor.
ABD’deki seçimlerden sonra Suriye politikasının nasıl şekilleneceğini kestirmek zor ama şimdilik petrol, Amerikan askerlerinin kalış süresini uzatan bir etken.
Trump’ın gel-gitlerine rağmen Kongre’de önemli isimlerden destek gören, Pentagon, Dışişleri ve CIA’in tercihlerini yansıtan bir çerçeve var; Kürtler de bu çerçevenin sabitlenebildiği en önemli dayanak. Kürtler, Amerikalıların Afganistan, Irak ve Suriye’ye uzanan bütün müdahale süreçlerinde bulabildiği en organize ve disiplinli güç. Tek sorun PKK ilintisi. Kürtlerle ortaklık ABD’ye Suriye’de ayağına yer açma imkânı sundu. Şimdi Fırat’ın doğusunda elde ettiği kozla Suriye ve müttefiklerine kendi koşullarını dayatıyor.
***
İlişkiye petrol faslının eklenmesi Şam’a karşı kozun gücünü artırırken Kürtleri de kendi özgün alanından çekip ucu açık Amerikan planlarına zorlayacaktır. Bu ilişkinin boyutlanması Kürtlerin yerelde kurduğu ortaklıkları, Şam’la diyalog şansını ve geleceğe dair genel yol haritasını etkileyecektir. Amerikan varlığı Şam açısından çok temel bir tehdit. Bu yüzden ABD ile ilişkinin kesilmesi müzakerelerin ön koşuluna dönüşüyor. Kuşkusuz Şam ve müttefikleri, petrol anlaşmasını, Fırat’ın doğusunu koparma komplosunda yeni bir aşama olarak görecektir. Kürtlerin elini güçlendiren bir şey müzakereleri peşinen çökerten bir etkene de dönüşebilir.
Petrol meselesi sadece Suriye’nin geri kalanının Kürtlere bakışını biçimlendirmiyor aynı zamanda Kürtlerin yereldeki ortaklıklarını da teste sokuyor. IŞİD’e karşı Amerikan ortaklığı Kürtlerin Arap bölgelerine inmelerini sağladı. Fakat bir tarafta IŞİD tehdidi diğer tarafta Amerikan yardımı ile temin edilmiş bir Arap rızası yol ayrımına geliyor. Ve petrol Kürtlere karşı farklı düzeylerde bir bilenmeyi besliyor.
Anlaşmanın tetikleyici etkisi Şam ve Moskova’da da görülecektir. Rusya’nın Kürtlerle Şam arasında çakılı kalan müzakereleri daha ciddiye alması, Şam’a baskıyı artırması, Türkiye’nin uyarılarını da biraz görmezden gelmesi muhtemeldir.
Bunun normalde tetikleyeceği bir diğer cephe Türkiye. Türk-Amerikan pazarlığının neyi içerdiğini bilmiyoruz ama Ankara’nın Kobani’den başlamak üzere Kürt karşıtı koridoru Fırat’tan Dicle’ye kadar uzatmak istediği aşikâr. Bununla birlikte son zamanlarda başka bir pazarlığın döndüğünü de duyuyoruz. Ankara’nın anlaşmayla ilgili önceden bilgilendirildiği ve sessiz kaldığı aktarılıyor!
***
Amerikalılar ise Fırat’ın doğusundaki durumu hem Ankara hem Şam hem de yereldeki bozucu dinamiklere karşı sürdürebilir kılmak için farklı şeyler deniyor.
Özerk yönetime bütçe oluşturmak ve Şam’ı petrolden mahrum bırakmak bunun bir boyutu. Diğer boyutunda Kürtlerin Kürtlerle barışı yer alıyor. Kürdistan’ın diğer yakasından KDP lideri Mesut Barzani’nin himaye ettiği Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ni (ENKS) özerk yönetime ortak etme yönündeki girişim sürüyor. Haziranda Duhok Anlaşması temelinde sağlanan ön mutabakattan sonra ikinci aşamaya geçildi.
Amerikalıların Kürtler arası barışa yüklediği anlam basitçe Kürtlerin birliğinden ibaret değil. İlk bakışta ENKS’nin dahliyle özerk yapının ‘Apocu’ karakterini seyreltme amacından söz edilebilir. Türkiye’nin itirazlarını aşağı çekmek için Amerikalıların aklına gelen ilk şey buydu. Ankara’nın kategorik tepkisi, “Her kim PYD-YPG ile ortak olursa terörist muamelesi görür” yönünde. Yine de bunun bir pazarlık konusu olma ihtimali dışlanamaz. KDP çizgisi ile PKK çizgisinin yakınlaşması aynı zamanda Güney Kürdistan ile Rojava’yı ortak bir geleceğe hazırlama perspektifi içeriyor. ABD, Fırat’ın doğusuyla istediğini elde edemez ve Suriye içinde çözüm imkânsız hale gelirse uzun vadeye yayılmış bir kopuşa pencere açan bir senaryo. Ancak koşullar bu tür bir kurgunun çok uzağında.
O yüzden kısa vadede ne var diye bakmak gerekiyor. Amerikalılar uzun viraja girmeden önce Fırat’ın doğusunu siyaseten uyumlu hale getirecek başka bir şey yapıyor. Kürtler arası diyalog da bunun bir ayağı. İkinci ayakta Kürtler ile Arapları aynı amaca koşullandırma çabası öne çıkıyor.
Kürtler arası diyalog özerk yönetime destek veren Arapları ve Süryanileri kuşkulandırıyor. Beri taraftan Suriye ve Rusya yönetimleri de aşiretleri ayartmaya çalışıyor. Bu iki nedenle Mazlum Abdi, 22 Haziran’da Tabka’daki aşiretlerle, 4 Temmuz’da Rakka’daki aşiretlerle, 15 Temmuz’da Deyr el Zor’daki aşiretlerle ve 18 Temmuz’da Bakara aşiretiyle bir araya gelip sorunlarını dinledi. Arapların kuşkularını gidermeye ve özerk yönetime bağlılıklarını temin etmeye çalıştı. Amerikan planlamasındaki üçüncü ayağı başka bir yerde görüyoruz. PYD-ENKS diyaloğunun ardından muhalif Kürtler, Araplar ve Süryaniler arasında alternatif bir yapı ortaya çıktı. Acaba ENKS’nin dönüşü son 9 yılda sahayı tamamen cihatçı unsurlara kaptıran, İstanbul-Doha ve Riyad-Kahire eksenleri arasında parçalanan ve Cenevre sürecinde ortak hareket edemeyen muhalif güçleri Fırat’ın doğusunda yeniden toparlamaya dönük bir planın öncü adımı mı?
Bu soruyu sordurtan şey Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nda (SMDGUK) yer almış bazı grupların Kamışlı’da “Özgürlük ve Barış Cephesi” ismiyle ortaya çıkmasıdır. Yeni cephede ENKS, Suriye’nin Geleceği Hareketi, Demokratik Asuri Örgütü ve Cizre-Fırat Arap Konseyi yer alıyor. Suriye’nin bütünlüğüne vurgu yapan bu girişimde öne çıkan isim SMDGUK’un eski başkanı ve Suudilerin adamı Ahmed el Cerba. Suriye’nin Geleceği Hareketi’nin de kurucusu olan Cerba birkaç yıldır SDG içindeki ‘Arap lejyonu’ rolünü oynuyor. Yani Türkiye’nin ‘Milli Ordu’ etiketiyle kendi gündemine koştuğu muhalif güçlerin dışında kalanlar için Kamışlı yeni bir üslenme alanı olarak öne çıkıyor.
Bunlar Amerikan garantörlüğünde Kürtlerle gündemlerini ortaklaştırabildikleri ölçüde belki bir karşı ağırlık oluşturabilirler. Fırat’ın doğusundaki gidişatta Türkiye ile Libya’da da hesaplaşan Suud-Emirlikler-Mısır ekseninin rolü önemli.
***
Sadede gelirsek; petrol ayartıcı bir zenginlik. Ama Orta Doğu için ‘kötü bir talih’ ve ‘farklı bir esaret’ olduğuna dair anlatının da kaynağı. Petrolden önce Kürtlerin de bir ‘üçüncü yol’ anlatısı vardı. Hangi anlatı galip gelecek? Öngörüleni görmek bazen bir geceyi bazen 1001 geceyi gerektirir. Ayrıca Amerikalılar Rojava’nın dışına çıkarak daha geniş bir konseptte hem Kürt hem Türk tarafıyla görüşmeler yapıyor. Onlar ne anlatıyor? PKK ile yeni bir barış süreci mi? PKK’ye Rojava’yı bırak baskısı mı? Suriye’de yeni bir al-ver süreci mi? Yine kritik gelişmelerin arifesindeyiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025