Fehim TAŞTEKİN
İsyan hakkı isyan ahlakıyla bağını kopardığında sular bulanıyor. ‘İnsani müdahaleci’ ve ‘demokrasi şampiyonu’ batılı tayfa, kendi siyasal sınırları içinde olsa fikren, vicdanen, belki hükmen mahkum edeceği figürleri ötekiler için demokrasi kahramanına dönüştürmede tereddüt etmiyor. Zaman zaman aklımızı zorluyor, vicdanımızı darda bırakıyorlar. Gürcistan’da, Ukrayna’da, Rusya’da faşizmin kodlarından beslenen liderler sırf Rus düşmanlığının bir eseri olarak, batılı siyasi çevreler ve ana akım medyanın omuzlarında yükseliyor. İsyanın kutsallığı ve saflığına sığınarak bütün zorbalara dair sözlerin en keskinini söyleme hakkına sahibiz. Kendi zorbalarımıza, ötekilerin zorbalarına…
Şimdi Rusya’da hafta sonu dondurucu soğuğun altında Federasyon Başkanı Vladimir Putin’e “Hırsız”, “Git” diye meydan okuyan Ruslar bu tayfayı epey heyecanlandırmışa benziyor. Yıldızı parlatılan eski blogger Aleksey Navalnıy.
Geçen yaz Tomsk’tan Moskova’ya uçtuğu sırada uçakta fenalaşıp hastaneye kaldırılmış, tedavi için Putin’in izniyle Almanya’ya sevk edilmişti. Alman yetkililer Navalnıy’nın noviçok ile zehirlendiğini duyurmuş, Şansölye Angela Merkel olayı ‘susturma amaçlı bir suç’ olarak nitelemiş, böylece Aleskander Litvinenko ve Sergey Skripal gibi isimlerin ardından gizemli vakalara bir yenisi eklenmişti. Kremlin suçlamaları reddedip bilgi paylaşımı istemiş ama talep karşılık bulmamıştı.
Daha önce 3.5 yıllık hapis cezası alan Navalnıy şartlı tahliye kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle tutuklanacağını bile bile döndü. Beklendiği gibi bir aylığına hapse gönderildi. İyi planlanmış bir dönüştü. Navalnıy’nın çağrısı üzerine 23 Ocak’ta 50’nin üzerinde kentte gösteriler düzenlendi.
Navalnıy’nın zehirlenmesi, ABD’de Demokratların iktidara dönüşüne paralel olarak Rusya’ya dönmesi, bir rezidans görüntüsünün “Putin’in sarayı” diye servis edilmesi gibi birbirini tamamlayan silsile, Kremlin’e bir komplo çıkarma fırsatı sunsa da iktidara karşı toplumsal hoşnutsuzluğun bir çıkış noktası aradığı da ortada.
Dün Hazal Yalın, Duvar’da, önceki günlü eylemlerin 2017’de Navalnıy’nın başını çektiği yolsuzluk karşıtı gösterilere kıyasla farklılaştığına değindi; belli şehirlerle sınırlı ve orta burjuvaziye dayalı liberal tabandan kırsalı da içine alacak şekilde coğrafi genişleme kazandığını ve iktidara sessiz rıza üreten emekçileri içine aldığına dair tespitlerini aktardı.
Rusların öfkesini bir magmaya çeviren nedenleri görmezden gelebiliyor miyiz? Ekonomik, siyasi ve özgürlüklere dair ağırlaşan tabloyu. Hayır. Zaten bir süredir farklı bölgelerde öfke kendini gösteriyordu. Şaşırtıcı olan bu öfkenin Navalnıy ile birlikte bu ölçekte kendini açığa vurmasıydı. Birikimini küçümseyemeyeceğimiz Rus siyasetinin Putin’li yıllar boyunca alternatif olarak Navalnıy’den başkasını çıkaramamış olması bir trajedi değil mi?
***
23 Ocak’taki manzaradan ‘kar beyazı’ bir devrim havası koklayanlar az değil. Aynı koku Kremlin’i sarsaydı herhalde durum farklı olurdu. Tutuklanmasının bir protesto dalgasını tetikleyebileceğini Putin gibi bir istihbarat gurusunun kestirememesi mümkün mü? Bir seçenek olarak Putin Navalnıy’nın dönüşünü görmezden gelip onu kendi halinde bırakabilirdi. Aksini yaptı. Belki onu tutuklamamayı bir güç zafiyeti olarak gördü. Ya da Navalnıy’nın iktidara karşı biriken öfkeyle balonunu şişirmesine izin vermeyi seçti. Sonradan kolayca patlatabilecek bir balon. Nasıl olsa Batı'nın yaklaşım tarzı Putin’in muhalefeti itibarsızlaştırma operasyonlarına müthiş malzemeler sunuyor.
Putin’in şu anda üzerinde durması belki işine gelmez ama insan Batılılara “Kimi parlattığınızı biliyor musunuz” diye sormadan edemiyor. Navalnıy aşırı milliyetçi, aşırı sağcı ve göçmen karşıtı ‘Rus Yürüyüşü’ne destek veren; “Büyük Rusya” ve “Yasadışı Göçe Karşı Hareket” gibi gruplarla ittifak kuran biri. Daha önce Yabloko Partisi'nde birlikte çalıştığı Azerbaycanlı bir kadına "kara kıçlı" lakabını takan, 2008’deki savaş sırasında Gürcülere “kemirgenler" deyip Rusya’dan sürülmelerini isteyen, Kafkasyalıları temizlenmesi gereken “hamamböcekleri” olarak gören, diş hekimi kılığında propaganda filmi çekip göçmen işçileri ‘diş çürükleri’ olarak gösteren, Orta Asyalı göçmenlere düşmanlığını gizlemeyen, Moskova’ya çalışmak için gelmiş farklı etnik kökenlerden Rusya vatandaşlarını kovmaktan bahseden yontulmamış bir ırkçı. Bu haliyle kimi Rus gazeteciler tarafından ‘kaba’ ve ‘maço’ olarak görülen, hatta Putin karşıtlarına “Rusya’nın geleceği bu adam olamaz” dedirten biri.
Yabloko’dan Engelina Tareyeva, Navalnıy’nın ilişkilerini insanların etnik kökenlerine göre temellendirdiğini ve sürekli ırkçı hakaretler savurduğunu söylüyordu. Liberal çizgideki Yabloko da sonunda çareyi Navalnıy’yı kovmakta buldu.
Navalnıy, Rusya’nın endemik bir meselesi olan yolsuzluk sadece Kafkasya’nın sorunuymuş gibi “Kafkasya’yı Beslemeye Son” sloganını kullanıyordu. Bu slogan altında düzenlenen gösterilere katılıp konuşmalar yapıyordu. Putin, Çeçenya’daki ikinci savaşla Kafkasya’da korku rejimini inşa etmişken Navalnıy bunu da yeterli görmüyordu. Resmettiği Kafkasya aynen şöyleydi: “Kuzey Kafkasya’da haydutların gelip Lezginka dansı yapacağı, dışarıya çıkıp havaya ateş edeceği, insanları kaçırıp öldüreceği, sonra ceza almadan geri döneceği ‘offshore’ bölgelerin yaratılmasına izin vermeyecek kanun ve düzen olmalı.”
Birkaç olumsuz örnekten hareketle Kafkasya’ya dair kriminal bir profil çizip akıl veriyordu: “Kafkasya’dakiler başka dinlere hoşgörünün olduğu laik bir Avrupa devletinde yaşamak istediğimizi anlamalılar.”
Tabii bu kadar Büyük Rusya'cı olup da Putin’in Abhazya, Güney Osetya, Ukrayna, Kırım ve Transdinyester’de yürüttüğü politikalara karşı çıkacak değil ya! Malum Batılılar bu konularda Rusya’ya ambargo dayatacak kadar hassas. Ukraynalılara tavsiyesi de şuydu: “Kırım Rusya’nın parçası değil diyerek kendinizi kandırmayı bırakın.”
***
Elbette Rusya’da yolsuzlukları ifşa etmek önemli bir cesaret. Ölümün kenarında dolaşmak gibi bir şey. Öyle fakat kendisi de yönettiği vakfın kaynaklarından zimmetine para geçirmekten mahkum! Taraftarları “siyasi karar” deyip geçiyor. Oligarklar arasındaki çatışmadan yararlandığına dair yorumlar var. Yolsuzluk dosyalarının başka türlü çıkması ne mümkün! Anti-Oligark olarak nam salıyor ama özel uçak ve hastana masraflarını karşılayan kişi Boris Zimin; babadan devamla bir oligark.
Neyse Navalnıy takdir edilesi cesaretiyle 2013’te Moskova Belediye Başkanlığı için yarışıp yüzde 27 oy aldı. 7 yılda bu yüzdenin artmış olması gerekir. Ama anketlere bakılırsa ülke genelindeki desteği hâlâ tekli rakamlarda. Levada’nın geçen kasımda yaptığı ankete göre Navalnıy’nın desteği yüzde 2. Katılımcıların yüzde 39’u Putin’i, yüzde 6’sı Vladimir Jirinovski’yi, yüzde 2’si Gennadi Zyuganov’u destekliyor. Aynı ankette “Önümüzdeki pazar seçim olsa kime oy verirsiniz?” sorusunu yanıtlayanların yüzde 55’i “Putin” diyor. Navalnıy yine yüzde 2’de. Taraftarları ise 2018’de başkanlık adaylığı için 1 milyon imza toplatıldığını belirtip anketin gerçeği yansıtmadığını savunuyor. “Sistemin dışına atıldı, yarışa sokulmadı, yasaklandı, siyaset yapıp örgütlenemedi” diye izah getirenler var ama yasaklı olmayan liderlerin Putin karşısındaki durumu da pek çaresiz. Yine Levada’nın “2020 Yılın Kişisi” anketinde Putin yüzde 33 ile birinci gelirken Navalnıy yüzde 5 ile beşinci sırada kalmış. Evet videolarını milyonlar izliyor, sosyal medyada çok görünür lakin iş liderliğe gelince göstergeler tersine gidiyor. Soru “Navalnıy’nın faaliyetlerini destekliyor musunuz?” diye sorulduğunda durum biraz değişiyor. Zehirlenme olayının ardından eylülde yapılan ankette Navalnıy’nın faaliyetlerini onaylamayanların oranı yüzde 20 idi. Ama yüzde 50 de onaylamıyor. Faaliyete ‘Evet’ ama oy vermeye gelince ‘Hayır’. Üstelik Rusların üçte biri zehirlenme olayının gerçek olduğuna bile inanmıyor.
Şimdi halk desteğini biraz yukarı çekebilecek iki yeni faktör var: Biri siyasi tutuklu haline gelmesi. Sokakta görüş bildirenlerin sözlerine bakılırsa Navalnıy’yı felaket olarak gören ama tutuklanmasına karşı çıkanlar da vardı. İkincisi Navalnıy tutuklanırken ekibinin yayımladığı bir video ciddi bir etki yaptı. 70 milyonun üzerinde izlenen videoda Putin’in Gelincek’te 1.3 milyar dolara saray yaptırdığı öne sürülüyor. Farklı kaynaklar ise devlet arazisine Kremlin’den torpilli bir oligark tarafından yaptırıldığını söylüyor. Resmi kanaldan “Ne Putin’e ait ne devlete” denilse de korona ile ekonomik sıkıntılar katlanmışken, yolsuzluk artan oranda gündem olmuşken Kremlin’den onaylı devlet arazisinde saray insanlara çok gelmiş olmalı.
Sokakta Navalnıy’nın çekebileceğinden çok fazla kalabalık oluştu. Bu kadarı Putin’in de öngörüsünü aşan bir sonuç olabilir.
Yine de Navalnıy’nın hesabına yazılan bir yükseliş, Putin’e gerçek bir rakip olması için yeterli gözükmüyor. Putin zaten küçümsüyor, adını bile anmayıp “blogger” deyip geçiyor. Putin, Navalnıy’ı dünyanın en ünlü siyasi mahpusu yaparken bu şekilde sanki üçüncü bir alternatifin çıkmasını önlüyor. Putin her şeye rağmen büyük bir kesim için devlete bağlılığı ve dizleri üzerine düşmüş Rus gücünün geri dönüşünü temsil ediyor. Navalnıy milliyetçiliğine rağmen bu toplumsal reflekse hitap edemiyor. Alternatif deyince ilk akla gelen Komünist Parti yıllarını ölü taklidi yaparak geçirdi. Putin onların halinden çok memnun. O yüzden Putin’in hesabı her ne ise de Navalnıy’nın yükselişi muhalefet güçleri açısından bir trajedi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025