Gökhan BACIK
Kriz kader değildir.
Her kriz birincil olarak devletin beceriksizliğinin sonucudur.
Enflasyon yükseliyorsa, işsizlik çift haneli ise, döviz kuru önceden tahmin edilenin üstünde oluşuyorsa, bunlar devletin beceriksizliğinin göstergelerdir.
Yalnız ekonomik krizi, salt devletin beceriksizliklerinin sonucu olarak görmek yanlıştır.
Bugünkü krizin oluşmasında piyasa aktörlerinin de beceriksizlikleri yani sorumluluğu var.
Yatırımcılar, iş insanları, banka genel müdürleri, büyük firmaların CEO’ları başta olmak üzere piyasa aktörlerinin de günümüzdeki krizin oluşumunda büyük rolleri oldu.
Ülkeye gelen ucuz yabancı parayı devletle birlikte toprağa gömen bu arada inovasyon, AR-GE gibi kavramları sektör dergilerinde laf olsun diye geçiştiren Türk sanayicisinden başkası değil.
Ancak sorun daha kapsamlı: İçinde bulunduğumuz kriz göstermektedir ki, çok yüksek düzeyde maaş alan yahut para kazanan ve iyi eğitimli Türkiye piyasasının önemli aktörleri entelektüel düzeyde ülke ve dünya ekonomisinin gidişini okumakta acınacak düzeyde yetersizdir.
Burada elbette entelektüel düzey ile piyasa aktörlerinin felsefe yahut sanat tarihi bilgisini kastetmiyorum.
Aksine, piyasa aktörleri yaptıkları işleri ve bu işler üzerine etkili politik, ekonomik faktörleri okumak, yorumlamak ve bunlara uygun karşı strateji bilgi geliştirme konusunda hayret verici düzeyde donanımsızdır.
Daha açık yazarsak Türkiye piyasasının önde gelen aktörlerin çoğu “bir yıl sonra dolar ne olur?”, “Türk dış politikası ekonomik olarak nasıl maliyet üretir?”, “Türkiye’de hükümetin takip ettiği siyasetin ekonomik maliyeti ne olur?” gibi basit soruları önceden analiz etmek ve muhtemel sonuçlarına göre stratejiler geliştirmek konusunda beceriksizdirler.
Nitekim, bu beceriksizlik yüzünden gelinen noktada “bankalarımız batmak üzere, firmalarımız kredi bulamıyor devlet bizi kurtarsın” söylemine sığınmış durumdalar.
Türkiye’nin Suriye siyasetinin bugünkü maliyeti üreteceğini, ülkedeki otoriterleşmenin ekonomiyi çok yönlü boğacağını, TL’nin yabancı para birimleri karşısında trendinin aşağı yukarı bugünkü gibi olacağını önceden kestiren düzinelerce ekonomist, akademisyen ve gazeteci var.
Peki, Türkiye piyasasının iyi eğitim almış, yüksek para kazanan ve tecrübeleri aktörleri neden bu kadar şeyi yanlış hesapladı?
Türkiye’de ve dünyada yüzlerce uzman Türk ekonomisinden dış politikasına yıllardır uyarılar dolu yazılar yazdı. Türkiye piyasa aktörleri hiç mi okumuyor?
İş dünyası bu konuları doğru analiz edecek entelektüel yeteneğe sahip değil ki işaretleri bir kaç yıl önceden görülen girdaba düşmekten kendilerini koruyamamışlar.
Taze bir örnek verelim: Geçen hafta Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Bu programın tek olumlu tarafı ortaya koyduğu ekonomik hedefler beklendiğinden daha gerçekçi.
Ancak, program verdiği rakamlar konusunda da çelişkilere sahip.
Dahası, programda hedeflerin nasıl yapılacağına dair bir cümle bile yok. “İşsizlik inecek”, “borç yükü azalacak”... Bunlar hedefler. Ancak bunlar nasıl olacak bilinmiyor? Açık yazarsak aslında ortada bir program yok.
Peki, piyasanın aktörleri neden OVP’yi alkışlıyorlar?
Cevabı basit: Program, bankaların borçlarını ilerleyen zaman içinde kamunun üstlenebileceğine dair bir niyet içeriyor. Piyasanın büyük aktörlerinin mutluluğunun nedeni bu.
Aslında bu mutluluk, piyasa aktörlerinin entelektüel sefaletinin göstergesi.
Türkiye’nin son beş yılını, dünya siyasetinin gidişatını yanlış okumuş ve en sonunda “kredi bile bulamıyoruz” diye devlet kapısına üşüşen Türkiye burjuvazisi “sizin bankaları kurtarabilirim” dediği için OVP’yi alkışlıyor.
Şunun altını çizelim: Devlet, 2010 yılından itibaren ekonomi, iç siyaset, demokratikleşme, Kürt sorunu, diş politika gibi alanlarda büyük hatalar yapıyor.
İş dünyası ise bu hataların pek çoğunu destekliyor yahut bu hatalı siyasetin sanki ekonomik sonuçları olmayacak gibi bir hayal dünyasında yaşıyor.
Bu hayal dünyasının acı sonucu da devletle beraber bütün yanlışlara ortak olmuş yahut susmuş özel sektörün devletten yardım dilemesi.
Peki “yardım” ne demek? Özel sektörün başta bankaların borcunun kamuya yani halka yüklenmesi anlamına geliyor.
Sokak dili ile ifade edersek Ayşe Teyze’nin tasarrufunun “Ayşe Teyze’nin dolarla ne işi var?” diyen genel müdürün idare ettiği bankalar gibi kurumların açıklarını kapatmak için kullanmak.
Ancak burada küçük bir ayrıma gitmek lazım: İstanbul sermayesinin, yani büyük sermayenin, geleneksel bir kurnazlıkla hükümetin açıkladığı OVP’yi alkışlamasını anlayabiliriz.
Çünkü hükümet, büyük sermayenin durumunu hafifletecek bazı adımlar atacağını söylüyor. Zaten en son yapılan faiz artırımı ile bankalara hayat öpücüğü verilmiş.
Ancak, Anadolu sermayesi neden bu kadar mutlu? OVP içinde doğrudan kendilerinin durumunu hafifletecek somut bir tane strateji var mı?
Beraber OVP’yi alkışladıkları Güler Sabancı’nın bankası Anadolu yatırımcısına ucuz kredi mi verecek?
Her gün Anadolunun bir kentinden iflas eden firma haberi geliyor. OVP bu firmalar hakkında bir çare öneriyor mu?
O zaman Anadolu sermayesinin ‘saf’ temsilcileri neden bu kadar mutlu?
Cevabını verelim: İdeoloji. Yani “AKP bizim partimiz o nedenle destek olmalıyız” düşüncesi.
Ancak ironik olarak da AKP hükümeti de bu nedenle Anadolu sermayesini ciddiye almıyor. Hükümet de şöyle düşünüyor: “Sivas, Erzincan, Konya, Kahramanmaraş bizim bölgemiz. Buraların insanı nasıl olsa bize oy verir.”
Ne var ki sıkıntı büyük ve ekonomi gemisi, İstanbul sermayesinin kurnazlığı ve Anadolu sermayesinin saflığı ile yürüyemeyecek kadar hasarlı.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
1.09.2025
24.08.2025
17.08.2025
3.08.2025
21.07.2025
14.07.2025
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025