Gülay GÖKTÜRK
Bu defter böyle kapanamaz
23.02.2013
3140
Herkese bir yufka yüreklilik geldi ki, sormayın...
Darbe sanıklarına karşı hiç umulmadık çevrelerden yükselen aşırı hassasiyeti gördükçe şaşıp şaşıp kalıyorum.
Ortalıkta kalan birkaç "taş kalpli"den biri olmak hiç de hoş pozisyon değil inanın ama ilkeli olmak diye de bir şey var...
Hadi ilkeyi de bırakalım, tehlikeyi görmek diyelim...
Elbette ki ağır hasta sanıklar cezaevi koşullarında tedavi edilmekten kurtarılmalı. Denetimli serbestlik, hukuki durumu uygun olanlara elbette uygulanmalı. Tutuklama kararlarında, yargımıza şimdiye kadar hakim olan "tutukluluğun kural, tutuksuz yargılanmanın istisnai hal olduğu" anlayışı değişmeli...
Bütün bunlara tamam...
Ama AK Parti MKYK üyesi Osman Can'ın önerisini nereye koyacağız mesela? Yeni anayasaya ek madde koyup Balyoz, Ergenekon ve KCK davalarının düşürülmesi teklifi ne demek oluyor?
Bu bir af mı, yoksa nedamet mi?
"Böyle davalar açmak ve bunca insanı mağdur etmekle hata ettik, özür dileriz" anlamı taşımaz mı davaları düşürmek?
Henüz bitmeyen davaları düşürmenin -hele hele şu anda kamuoyunda hakim olan hava göz önüne alınınca- bu davaların "adli bir hata" olarak tarihe geçmesinden başka bir sonucu olamayacağını görmek çok mu zor?
Taş kalpli Yunanlılar
Geçtiğimiz aylarda Stelyo Berberakis, Balyoz Davası kararları etrafında yürüyen tartışmalara bağlı olarak, darbecilikle mücadelenin ne büyük bir kararlılıkla yürütülmesi gerektiğini bize Yunan tecrübesinden örnekler vererek hatırlatıyordu.
Onun kaleminden okuyalım:
Yunanistan'da 1967 darbesini düzenleyen 18 subay ömür boyu hapis cezası hükmü giymişti. (En son darbeci 5 yıl önce hapiste öldü.) Buna rağmen Yunanistan 1980 yılına kadar hâlâ "darbeci" olarak bilinen subaylardan bir türlü arınamadığı gibi; iktidara seçimle gelen muhafazakâr partiler her zaman "Balyoz Planı" benzeri endişeler içindeydi. Ancak 1981'de iktidara gelen Papandreu'nun ilk işi Yunan Silahlı Kuvvetleri içinde büyük bir "temizleme operasyonu" yapmak oldu.
Bu çerçevede ordunun tüzüğünde radikal değişiklikler yaptı ve Savunma Bakanlığı görevini de kendisi üstlendi. Buna göre; "(...) darbe hazırlıkları emrini alan ya da aldığı emrin olası darbelere yol açabileceği kanısına varan alt rütbeli subaylara, hatta erlere, bir üstlerinden aldıkları bu emri cumhurbaşkanına, başbakana ya da hükümet üyelerine bildirme yetkisi" verildi. Aynı yönetmeliğe göre, darbe ya da darbeye yol açabilecek emirleri alan ve bunu siyasetçilere bildirmeyen alt rütbeliler, bu emri aldıkları üstleri kadar "darbe yapmak ya da darbe teşebbüsünde bulunmak" suçu ile aynı derecede sorumlu gösterilecek ve ömür boyu hapis cezası hükmü giymeleri kaçınılmaz olacaktı.
Beyaz Kuvvetler aramızdayken...
Evet, Yunanistan'da 18 cuntacı hapiste can verdi; bizse Kenan Evren'i daha mahkeme heyeti önüne bile getirmedik. "Yaşı yetmişi geçmiş insanların hapiste sürünmesine" de gönlümüz bir türlü razı olmuyor. Bu kadarla da kalmıyor, bütün davaların birden düşürülmesini konuşuyoruz.
Üstelik Özel Harp Dairesi denilen örgüt bütün sırlarıyla birlikte halen yaşarken; "Beyaz Kuvvetler"denilen meçhul kişiler aramızda faaliyet göstermeye devam ederken gösteriyoruz bu yufka yürekliliği.
Ne diyeyim, toplu bir akıl tutulması mıdır, nedir?.
.
Ortalıkta kalan birkaç "taş kalpli"den biri olmak hiç de hoş pozisyon değil inanın ama ilkeli olmak diye de bir şey var...
Hadi ilkeyi de bırakalım, tehlikeyi görmek diyelim...
Elbette ki ağır hasta sanıklar cezaevi koşullarında tedavi edilmekten kurtarılmalı. Denetimli serbestlik, hukuki durumu uygun olanlara elbette uygulanmalı. Tutuklama kararlarında, yargımıza şimdiye kadar hakim olan "tutukluluğun kural, tutuksuz yargılanmanın istisnai hal olduğu" anlayışı değişmeli...
Bütün bunlara tamam...
Ama AK Parti MKYK üyesi Osman Can'ın önerisini nereye koyacağız mesela? Yeni anayasaya ek madde koyup Balyoz, Ergenekon ve KCK davalarının düşürülmesi teklifi ne demek oluyor?
Bu bir af mı, yoksa nedamet mi?
"Böyle davalar açmak ve bunca insanı mağdur etmekle hata ettik, özür dileriz" anlamı taşımaz mı davaları düşürmek?
Henüz bitmeyen davaları düşürmenin -hele hele şu anda kamuoyunda hakim olan hava göz önüne alınınca- bu davaların "adli bir hata" olarak tarihe geçmesinden başka bir sonucu olamayacağını görmek çok mu zor?
Taş kalpli Yunanlılar
Geçtiğimiz aylarda Stelyo Berberakis, Balyoz Davası kararları etrafında yürüyen tartışmalara bağlı olarak, darbecilikle mücadelenin ne büyük bir kararlılıkla yürütülmesi gerektiğini bize Yunan tecrübesinden örnekler vererek hatırlatıyordu.
Onun kaleminden okuyalım:
Yunanistan'da 1967 darbesini düzenleyen 18 subay ömür boyu hapis cezası hükmü giymişti. (En son darbeci 5 yıl önce hapiste öldü.) Buna rağmen Yunanistan 1980 yılına kadar hâlâ "darbeci" olarak bilinen subaylardan bir türlü arınamadığı gibi; iktidara seçimle gelen muhafazakâr partiler her zaman "Balyoz Planı" benzeri endişeler içindeydi. Ancak 1981'de iktidara gelen Papandreu'nun ilk işi Yunan Silahlı Kuvvetleri içinde büyük bir "temizleme operasyonu" yapmak oldu.
Bu çerçevede ordunun tüzüğünde radikal değişiklikler yaptı ve Savunma Bakanlığı görevini de kendisi üstlendi. Buna göre; "(...) darbe hazırlıkları emrini alan ya da aldığı emrin olası darbelere yol açabileceği kanısına varan alt rütbeli subaylara, hatta erlere, bir üstlerinden aldıkları bu emri cumhurbaşkanına, başbakana ya da hükümet üyelerine bildirme yetkisi" verildi. Aynı yönetmeliğe göre, darbe ya da darbeye yol açabilecek emirleri alan ve bunu siyasetçilere bildirmeyen alt rütbeliler, bu emri aldıkları üstleri kadar "darbe yapmak ya da darbe teşebbüsünde bulunmak" suçu ile aynı derecede sorumlu gösterilecek ve ömür boyu hapis cezası hükmü giymeleri kaçınılmaz olacaktı.
Beyaz Kuvvetler aramızdayken...
Evet, Yunanistan'da 18 cuntacı hapiste can verdi; bizse Kenan Evren'i daha mahkeme heyeti önüne bile getirmedik. "Yaşı yetmişi geçmiş insanların hapiste sürünmesine" de gönlümüz bir türlü razı olmuyor. Bu kadarla da kalmıyor, bütün davaların birden düşürülmesini konuşuyoruz.
Üstelik Özel Harp Dairesi denilen örgüt bütün sırlarıyla birlikte halen yaşarken; "Beyaz Kuvvetler"denilen meçhul kişiler aramızda faaliyet göstermeye devam ederken gösteriyoruz bu yufka yürekliliği.
Ne diyeyim, toplu bir akıl tutulması mıdır, nedir?.
.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015