Hasan Bülent KAHRAMAN
Hani meşhur hikâyedir. Adamın biri "peygamberim" demiş. "O zaman emret bu duvar konuşsun" demişler. Müddeinin işaretiyle konuşmuş, dile gelen duvar "bu adam yalancıdır" demiş. Kıyas, mantık gibi konularla uğraşanların iyi bildiği bu hikâye amansız bir açmaza işaret eder.
Benzeri bir açmazı Suriye konusunda yaşıyor, Türkiye. Karşı olduğu Esed'eKürtler de karşı. Ama Türkiye onları, yani Kürtleri değil, Esed'e yandaş, Kürtlere karşı olan grupları destekliyor. Kendisine karşı büyük bir çıkmaz oluşturuyor Türkiye. Kürtler kaybetse Esed kazanacak, Esed kaybetse Kürtler kazanacak.
Oysa her şey gün gibi aşikâr. Türkiye'nin güneyinde, Irak'tan sonra, koşulları ve niteliği hayli farklı da olsa, bir Kürt özerk bölgesi kuruldu. Nasıl kurulmasın? Bölgeyi ele geçiren kuvvetler, Esed karşıtı Kürtler. Suriye'nin parçalı etnik coğrafyasında, yıllardır yakındıkları Esed'e destek veren birlikleri devirdikten sonra orada özerk bir bölge kurmayıp ne yapacaklar?
Böyle bir modelin devamlılığı mümkün olur mu olmaz mı, bilemem. Ama bir gerçek var ki, yüzlerce yıldan sonra, Kürtler bölgede artık daha fazla inkâr edilemeyecek bir aktör konumuna geliyor ve dünya buna adım adım tanık oluyor. Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti var. Şimdi Suriye'de benzeri bir model ortaya çıkıyor. Barzanioluşuma destek veriyor. Türkiye ne yapacak bu şartlarda? Kuşatıldığı hissiyle mi yaşayacak yoksa yeni bir politika mı geliştirecek?
Öncelikle berraklaşmak zorunda Türkiye. Ya, bütün köprüleri yakar, Kürtlere karşı bir politikayı her şeye rağmen sürdürür ya da bu anlayışı nasıl Kuzey Irak'ta bıraktı, Barzani'yle yakınlaştıysa bu defa da Suriye Kürtleri ile sürdürür, onlarla Irak'takine benzer bir ilişki içine girer.
İfade edelim, itiraf edelim, bugüne kadar Suriye'deki Kürtlere karşı böyle bir anlayışın veya yönelimin içinde olmadı Türkiye. Çünkü gene dile getirelim, bugüne kadar öyle yumuşak güç politikası falan değil, bal gibi güç/ erk politikasıizledi. Esed'e bunca karşı olmasının altında yatan neden de biraz daha aydınlanıyor böylece: Esed giderse bölgede Türkiye yönetiminin "tehdit" diye algıladığı Kürtler de devre dışı kalacaktı. Sonuna kadar direndi, Türkiye. Bütün partileri kaybetmiş sayılmaz elbette ama çok farklı bir noktaya geldiği söylenebilir. Kimsenin de meçhulü değil bu durum.
Kilit rolü Esed oynadı. ABD belli bir noktadan sonra ona müdahale etmek istemedi. Rusya ve İran zaten arkasındaydı.Çin, uluslararası platformlarda daima onu destekliyordu. Türkiye yalnız kaldı. Şimdi Başbakanın "Batı güçlü Türkiye istemiyor" yakınmasının altında bu durumun ve yarattığı ruh haletinin bir tesiri var.
Ama ne olacağını söyleyeyim: Bütün büyük ülkeler gibi Türkiye kendi politikasını bir yandan sürdürecek ama bir yandan da pragmatizmin verilerini sonuna kadar kullanacak, bölgenin hâkim hale gelen güçleriyle yeni bir pozisyonda anlaşacak.
Türkiye bulanık değil berrak suları sever.
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/kahraman/2013/07/24/berrak-sulari-sevmek
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.08.2025
17.07.2025
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024