Hasan Bülent KAHRAMAN
Belli ki, şaşırtıcıdan da şaşırtıcı bir 'şey' olarak ne Ekmeleddin Bey içinde bulunduğu projeyi anlayabilmiş ne de CHP şu dönemde yaptığı siyaseti bir yerlere oturtuyor ve anlayabiliyor.
Birincisi, Ekmeleddin Bey hala meydanlarda 'Başbakan mı seçiyoruz Cumhurbaşkanı mı' diyerek yaşananları kavrayamadığını ortaya koyuyor. İkincisi, madem pasif, daha farklı bir CB modelinden yanadır o halde, 'ekmek için Ekmeleddin' gibi manasız, neresinden tutsanız elinizde kalacak bir slogana neden sığınıyor hem CHP hem kendisi. Üçüncüsü, Ekmeleddin Bey 'çatı' adayı olarak ortaya çıktı. Ama her yerde CHP'liler kendisini karşılıyor, ağırlıyor, uğurluyor. MHP bu oluşumun içinde yok. Onlar hedeflerini daha büyük seçmişler, 'muhafazakar, mukaddesatçı, milliyetçi' bir CB adayını CHP'ye kabul ettirerek, taşrada bu partinin altını oymayı, boşaltmayı kararlaştırmışlar ve bu politikalarından da sonuç almışlar. Erdoğan'ın seçilmesinin engellenemeyeceği bir ortamda bu kadarı MHP'ye yeter. Ekmeleddin Bey'i 'seçtirememe' yenilgisini de böylece CHP'nin üstüne yıkacak, onun kucağına bir bomba daha bırakacaklar.
Durum ağır, vahim, umutsuz...
Bir başka yanına bakalım işin. İsteyen istediğini söylesin ve biz istediğimiz kadar 'yüksek' (!) analizler yapıp Ekmeleddin Bey'in aday gösterilmesinin önemli, CHP'yi bazı komplekslerinden arındıracağını söyleyelim, yazalım, taban denilen sosyoloji bunu böyle görmüyor, okumuyor, benimsemiyor. O komplekslerden arınmak, böyle bir adayı benimsemek ve o yoldan dönüşmek, öyle bir gecenin içinde bir adı ortaya atmakla değil, uzun zamanlara yayılan sistemli, kararlı, hepsinden önemlisi tabanla paylaşılan politikalarla mümkündür.
Bir örnek vereyim: CHP'nin 1960'larda Ortanın Solu politikalarına geçişi kendiliğinden değildir. O dönemdeki sol politikaların ağırlık kazanmasıyladır. Onu görünce CHP o politikaların bir türünü uygulamaya karar vermiştir. Solla ilgisiz bir parti olduğu ve haydi taklit demeyeyim de 'transfer' yoluyla diyeyim solculuğa karar verdiği için parti derhal kendi tabanından tepki görmüştür. O tepkilerin aşılması, 1965-72 arasında köy köy, kasaba kasaba, kent kent sürdürülen mücadeleyle mümkün olmuştur ve ne bölünmeler, ne kopmalar, ne yeni parti doğumları pahasına...
Aynı şey bugün için de geçerli. Eğer CHP bu defa da muhafazakarlığı hakim ideoloji veya sosyolojik gerçek olarak görüp kendisini 'transfer yoluyla' dönüştürüyorsa bunun için aylar, yıllar süren bir ideolojik hazırlık ve mücadele yapmak zorundadır. Yoksa, daldan eğmeyle, bükmeyle ideolojik değişikliğe gidilmiyor, geçilmiyor.
Buna Ekmeleddin Bey'in kişiliğini, kimliğini de ekleyelim. Değerlerinin mükemmel olduğunu yazdık, kabul ettik. Ne var ki, Ekmeleddin Bey'in, pederlerinden başlayarak, bugüne kadar sürdürdükleri çizginin ne olduğu, bu çizginin CHP ile ne kadar ters düştüğü, içinde yaşadığı duygu dünyasının hangi kaynaklardan beslendiği besbelli.
İnsan elbette babasının kabullerini benimsemeyebilir.
Ama Ekmeleddin Bey için bu böyle değil. Onun o çizgiyle ters düşen kabullerini bugüne kadar hiç duymadık. Şimdi bütün o kimlik 'bagajıyla' birlikte 'çatı'ya geldi, ama dediğim gibi, oradan çıktı CHP ile özdeşleşti, bütünleşti, ilk günden beri 'Kemalist, Atatürkçü, laikçi' olduğunu kanıtlamaya çalışıyor.
Bütün bunlar CHP-MHP projesinin gerçekten, çok üzücü bir şekilde, ne kadar çürük olduğunu gösteriyor. Bu son derecede hazin bir durum. Türkiye'de siyasetin kendisine ait alanı genişletmesi, ciddiyet kazanması, tek kutuplu, tek odaklı olmaktan çıkması, kurtulması için bu kanadın çok daha gerçekçi ve ciddi bir politika sürdürmesi gerekirdi. Oysa şimdi apolitik bir yaklaşımla politik alan daraltılıyor.
Müsebbipler bellidir, tiyatro oynayanlardır!
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2025
18.08.2025
17.07.2025
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025