Hasan Bülent KAHRAMAN
Türkiye modernleşiyor. Doğal.Modernleşme tamamlanan, biten bir olgu değil. Kendi tabiriyle söylersek, ereksel (teleolojik) bir şey modernleşme. Bir ereğe ulaştığımızda bitmeyecek. Yerine başka hedefler ikame edilecek ve bu serüven sürecek.
Mesele modernleşmenin ne olduğu. Neredeyse 200 yıl önce bir karar verdik. Modernleşmeyi aklımızı beğenmemek olarak tarif ettik. Kendi aklımıza sahip çıkmıyorduk çünkü, Batının aklını ve o aklın üretimini daha fazla beğeniyorduk. 'Doğru' diye onu kabul ediyorduk. Bunu böyle bilelim: bizim modernleşmemiz aklımızı beğenmediğimizde başladı.
Haklıdır, haksızdır; doğrudur, yanlıştır bir tarafa. Bu yola girdik ve uzun bir zaman yürüdük. Batıyı benimseyerek, Batılılaşmayı modernleşmenin özü haline getirerek akıllayeni bir bağ kuracaktık. Artık akıllı olacaktık daha da önemlisi akılcı davranacaktık. Yani,akıl yeni hayatımızın ideolojik eksenini de tayin edecekti. Akılcılık bir ideolojiydi. İki yüz yıldır, ben size söyleyeyim, asıl ideolojimiz budur. O kadar ki, din bile bu çerçevede yeniden tanımlandı, yorumlandı, şekillendi.
Akılcılık adına gelenekleri bir kenara bırakabiliyorduk, mesela. Görenek, geçmiş, bellek, tamamı bunların, akıl dışı veya akıl/ cılık öncesi çağların kalıntıları kabul ediliyordu. Hepsini atmalıydık, kurtulmalıydık hepsinden. Ancak akılcılıkla teknolojiyi benimseyip uygulayacaktık, sanayileşmemiz akılcılığın bir uzantısı olacaktı. Kalkınma, büyüme, gelişme hepsi...
Eğitim sistemimizi buna göre örgütledik. 'Yeni Adam'ı, 'Yeni İnsan'ı bu eğitimle ve bu anlayış çerçevesinde biçimlendirmeye çalıştık. (Düşününüz, Yeni Adam 1930'lardan bir dergi. Yeni İnsan 1980'lerden... Az şey mi söylüyor bu tespitler?...) Az yol almadığımızı söyledik. Daima 10 yılda, 30 yılda, 50 yılda, 80 yılda şu kadarını yaptığımızı vurguladık. Ve gerçekten yaptık.
Gene de üç günlük bayram süresince trafik kazalarında ölen insan sayısına bakınca, tercih dönemi içinde üniversitelerin tanıtma faaliyetlerine bakınca, mesela yürünmeyen kaldırımları, mesela bir otomobilin hayli hayli zorlanarak çıktığı şehrin ıssız bir sokağındaki hız kasisinin yüksekliğini görünce bu akıl ve akılcılık ilişkisinde nerede durduğumuzu ve ne 'yaptığımızı' sorgulamak zorunlu.
Beyler, ağalar, paşalar bunlar bir gecede olmadı. Buraya çok uzun süren bir yolun sonunda geldik. Kentlerimizde metro yok, yeni başlıyor. Kentsel dönüşüm dediğimiz gerçeği yeni öğreniyoruz. Kişi başına düşen gelirimizi artırdık. Ama artık daha fazla yükseltemiyoruz. Şu çöken, bitmiş dediğimiz Yunanistan'ın kişi başına geliri yılda 30 bin dolar. Hollanda'da 45 bin dolar.
Galiba bütün bunların bir sonucu var. İnsani gelişmişlik düzeyinde bir türlü daha yukarılara çıkamıyoruz. Bu gerçeği iyi bellemek gerek. Evet, sonuç buysa bir de neden var: liyakat sistemini hiç mi hiç bilmiyor, kullanmıyoruz. Ben ülkeyi karalamaktan, dövünmekten nefret edenlerdenim. Ama bu gerçeği de iyice kavramak şart. Liyakat sistemini kurmayınca kapitalist sistem işlemiyor. Boş ve kuru bir yöntem kabuğu olarak kalıyor. Buna liberal sistemin, dolayısıyla liberal demokratik siyasal sisteminişlemediğini de ekleyelim, o şartlarda. Özet: liyakat sisteminin kullanılmaması, şeki şüphesi olmaksızın, akıl dışı bir alanda hapsolmak demek.
Akılları pazara çıkarmışlar herkes kendi aklını beğenmiş, almış. Ne dersiniz, aklımızı beğenelim mi yani?...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bilge ve bilgin Mete Tunçay
19.08.2025 - Sol dönüşüm ve kültür
18.08.2025 - Taşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP
17.07.2025 - Türkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti
20.06.2025 - ‘Radikal şıklar’, Kürtler ve Sırrı Süreyya ‘gerçeği’
13.05.2025 - Şark kültürü ve Sırrı Süreyya Önder: Küçük bir değini
5.05.2025 - ‘Demokrasi sosyal’ ve ‘ilk insan’
6.03.2025 - Avrupa, Avrupa’ya düşman
26.02.2025 - Muhalefetsiz toplum üstüne düşünceler ya da muhalefetin boğduğu muhalefet*
13.02.2025 - CHP’de sosyal demokratik bir dönüşümün zorunlulukları ve olanakları
6.01.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































faruk tuncay
Tuzluçayır nereye düşer, Kartal neresidir, 1974-80 arası karakol destekli faşistler kaç Tuzluçayırlı öldürmüştür, bu cami-cemevi ucubesinin dikildiği arazi neresidir, faşist geçmişi olan sünni bir bölgenin ortasına cem evi dikip karıştır barıştır yapmak nasıl bir saygısızlıktır bilmeden ahkam kesmek nasıl da kolay!