Hilâl KAPLAN
Ak Parti, hem kemikleşmiş seçmen sayısını %40'lara çıkarmış görünen hegemonik bir parti, hem de Kürtlerden milliyetçilere, İslâmcılardan gayrimüslimlere pek çok kesimi kendine çekebilen bir kitle partisi. Ayrıca geçmiş on yılda siyaset alanını vesayet güçlerinden demokrasi içi yollarla temizleyen Ak Parti, önümüzdeki on yılda, beklendiği gibi hakimiyetini korursa devlet alanını baştan inşa etme ve rejimi bugünün ve toplumun ihtiyaçlarına göre modifiye etme fırsatını elinde bulunduruyor. Bu yüzden Ak Parti'nin 2015-2019 arası süreçte yapacakları çok önemli. Ve yine bu yüzden, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasıyla fiilen yarı-başkanlığa geçecek Türkiye'de yeni başbakanın kim olacağı çok önemli.
Erdoğan'ın başdanışmanı ve Ak Parti milletvekili Yalçın Akdoğan, kuruluşundan itibaren Ak Parti'de olan, parti içi dinamiklere hakim bir isim. Bir açıklamasında, önümüzdeki sürece ilişkin ipuçlarını veriyor:
'Belirlenecek isme geçici bir Başbakan ve yönetime geçici bir yönetim olarak bakmak doğru değildir (...) 12 yıllık bir müktesebat, birikim var. Aynı hareket, aynı kadro ve ruhla, aynı dinamizmle 2015 seçimlerine de gidecek. Tek fark, hareketin lideri Cumhurbaşkanı olarak sürecin bir parçası olacak. 2015 seçimleri elbette önemli. Ondan sonra 4-5 yıllık kesintisiz bir dönem var. Ondan sonra hem genel seçimler, hem Cumhurbaşkanlığı seçimi aynı yıla denk geliyor. Güven ve istikrar içinde Türkiye çok ciddi hamleler yapabilir. Türkiye için altın yıllar olacaktır, 2015-2019 arası.'
Bu açıklamadan çıkan sonuçlar:
1. Üç dönem şartından taviz yok. 2015 genel seçimlerine kadarki süre bir geçiş olarak tasarlanmadığına göre, kuruluştan beri partide olan isimler Başbakan olamayacak. Başka alanlarda hizmete devam edecekler. Nefse oldukça ağır geldiğini tahmin ettiğim bu durum parti içinde herhangi bir maraza yol açmazsa, bu Ak Parti'nin siyasî olgunluğunun sanılandan da yüksek olduğunu, bir makam ve şahıs partisi olmadığını kanıtlayacaktır.
2. 'Tek fark, hareketin lideri Cumhurbaşkanı olarak sürecin bir parçası olacak' sözünden hareketle, Erdoğan'ın genel seçimlere ve sonrasında muhtemel bir anayasa değişikliği referandumunda halkın önüne partiyi temsilen olmasa da, onun ideallerini paylaştığını gizlemeyen bir Cumhurbaşkanı olarak çıkacağıdır. Belki de 'Yeni Türkiye' idealini anlatacağı mitinglerle kitlelerle etkileşimini sürdürecektir. Bu yüzden yeni Başbakan'dan, Erdoğan'ın halkla irtibatı derecesinde bir performans beklemeye gerek olmayacak. Ancak yine de hitabeti kuvvetli, teşkilatları etkileyecek, onları hareketlendirecek br ismin olması şart.
3. Yeni Başbakan, Erdoğan'ın sağladığı güven ve istikrar duygusunu konsolide etmek zorunda. Dolayısıyla gerek paralel devletle mücadele gerek ekonomik istikrarı sürdürme, gerekse devleti reform yeteneği ve tabanı değişime angaje etmek noktasında aktif olmalı.
Bu üç madde göz önüne alındığında, tüm şartları kendinde barındıran kişi olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ndan başka bir seçenek kalmadığını düşünüyorum.
Öncelikle Davutoğlu, birikimli bir entelektüel ama halkın dilinden anlamayan, elitist bir isim değil. Bilakis hem hitabet hem de insanlara dokunma noktasında başarılı bir sınav verdiği görülüyor. Başbakan'ın sesindeki rahatsızlıktan ötürü katılamadığı Konya mitingindeki performansı buna örnek gösterilebilir.
Ayrıca, hem güçlü bir kişilik olduğu, hem de her konuda Erdoğan'la uyum içerisinde olduğu bilindiği için 'emanetçi' algısı orataya çıkmayacak, partinin karizmasına halel gelmeyecektir.
Dahası, Ak Parti'nin üzerinde yükseldiği sac ayaklarından birisi olan kişilikli dış politikanın teorisyeni ve yürütücüsü olarak, bu hususta da temsil kabiliyeti yüksek bir performans sürdürmeye devam edecektir. 'Ortadoğu'ya bataklık dedirtmeyeceğiz' başlıklı konuşmadaki ruhu kitlelere aktarabilecek az isim vardır.
Sykes-Picot düzeni yıkılırken, İslâm coğrafyası diktatörlüklerle kuşatılmış olduğu için bir asır gecikmiş yüzleşmeleri ancak ve ne yazık ki kanlı biçimde gerçekleştirirken Türkiye'nin eli kolu bağlı oturması hem tarihine hem de insanlığa ihanet olurdu. Türkiye, kurucu aktör olmaya çabalarken, hem bunun ‹nimet'lerinden yararlanacak hem de kaçınılmaz bedellerle yüz yüze gelecektir. Gazze'den Arakan'a kadar bayrağımızın tanınırlığı ve anlamı yükselişe geçtiyse, bunu kişilikli dış politikamıza borçluyuz.
Davutoğlu Başbakan olursa, Batı ile gerilen ilişkilere mutlaka yumuşatıcı bir katkısı olacaktır. Ancak buna, bazı yazarların önemsediği kadar kıymet vermiyorum doğrusu. Türkiye, Mısır'daki darbeye darbe, Suriye'deki katile katil dediği, Gezi'den beri ABD'nin devreye soktuğu operasyonel gücü ifşa ettiği için aylarca Erdoğan'la telefonda konuşmayan Obama, Cumhurbaşkanlığını seçimini müteakip 'tıpış tıpış' Erdoğan'ı aradı. Güçlü olduğunuz müddetçe Batı size sırtını dönmeyi karşılayamayacağı bir lüks olarak görecektir. Davutoğlu da Erdoğan gibi gerektiğinde 'one minute' demeyi bileceği için, bence bu hususta da doğru isim kendisidir.
Ülkemiz için hayırlısı ne ise, o olsun.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019