Hüseyin ÇAKIR
Küreselleşme ve 4. Sanayi Devrimini anlamadan, bu süreçlerin içine girmeden, ne işletmeler, ne eğitim-öğretim, ne de siyaset alanında başarılı olmak zor ve imkânsız hale geliyor.
Dijital Dönüşüm dediğimiz şey 3. Sanayi Devrimini başlattı. 4. Sanayi Devrimi dijitalleşme temelinde en ileri teknolojileri üretim içinde derinlemesine yerleşiyor. Makine, ürün, sistemler, süreçler ve insanlar, sensörler ve uyarıcılar yoluyla birbirine bağlanıyor ve tüm süreç boyunca birbirleriyle iletişim kuruyorlar. Bütün bunlar nesneler interneti olarak tanımlanıyor. Hayatımızdaki bütün eşyalar ve kullandığımız bütün nesneler birbiriyle konuşuyor. Uzun uzun yapılan işlemler artık yapay zekâ ve makine öğretisine emanet.
Bu süreç Türkiye ve dünyayı olumlu ve olumsuz etkiliyor ve yönlendiriyor; birbiriyle çelişen kapitalizmleri ortaya çıkartıyor.
FARKLI KAPİTALİZMLER
Kapitalizm gelişirken, burjuvazi, ticaret, vergi hukuku para değeri ve bütün bunların devlet sınırları içinde standart olmasını istedi. Ulus devlet sınırları böylece çizilmiş oldu. Devlet ve devletlerarası hukuk, uluslararası ticaret hukuku, devlet yönetim sistemleri 1. 2.ve 3. Sanayi devrimlerinin gelişmesinin önünü açacak biçimde düzenlendi. Demokrasi, insan hakları, 3. Sanayi devrimiyle birlikte evrensel ilkeler haline geldi.
Küreselleşme ve 4. Sanayi Devrimi, üretim, ticaret, sermaye hareketleri alanında ulus devlet ötesi, küresel ağlar ilişki içinde hareket ediyor. Ulus devlet modelini aşan bu küresel faaliyetlerin ulus üstü, hukuk oluşumu sürüyor.
Bu süreç erken kapitalist ülkelerle geç kapitalist ülkeler arasında sistem farklılıklarını ortaya çıkarttı. Geç kapitalistleşen Doğu Asya, Avrasya, Latin Amerika, Kuzey ve Güney, eski Sovyet coğrafyasında, Çin ve Rusya’da olduğu gibi kontrollü demokrasi, kontrollü kapitalizm olarak tanımladıkları, otoriter, anti demokratik sistemle 4. Sanayi devrimini yakalayacaklarını düşünüyorlar.
16 Nisan referandumuyla Türkiye’de bu kategoriye direksiyonu kırdı.
Batı kapitalizmi bugün demokrasi, insan hakları, temel hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü değerlerini“insanlığın değerleri” olarak savunuyor, bütün dünyanın bu değerleri savunmasını istiyor. Avrupa Birliği (AB) böyle bir düşüncenin gelişimi sürecinde ortaya çıktı. AB kriterleri, batı kapitalizminin geldiği en yüksek demokrasi ve demokratikleşme noktası olarak kabul ediliyor. Bu model sosyal ve demokrasinin kurum ve kurallarının kurulduğu ve işlediği bir model; bu modelin birçok unsuru biçimsel kaldı, dijital dünyanın gelişimine yanıt veremiyor. Bu nedenle Batı demokrasisi siyasal alan olmak üzere birçok alanda tıkanmış ve krize girmiş durumda. .
KAPİTALİZM GELİŞİYOR, SİYASET DARALIYOR
Sosyal demokrat, sol, sosyalist iktidarlar 50 yılda kapitalizmi, reformlar yoluyla demokrasinin geliştiği, sosyal devlet modeli haline getirdiler. Demokrasi, demokratik değerler, insan hakları, hukukun üstünlüğü, çoğulcu ve katılımcı demokrasi bu 50 yılda oluştu. Kapitalizm bu demokratikleşme dönemde çok gelişti, bu değerlerin savunucusu oldu. Kuşkusuz sosyalist ve kapitalist sistem rekabet ve çelişkisi bu gelişmede itici rol oynadı.
Bugün başta sosyal haklar, bireysel hak ve özgürlükler, temel eğitim hakkı, seçimli demokrasi, kimi zaman biçimsel de olsa hukuk devleti, gibi kurumlar ve haklar öyle veya böyle bütün devletler tarafından kabul edilmiş durumda.
Siyasal olarak, sosyal demokrat ve sosyalist partilerin ideolojileri, reformcu politikaları başta AB olmak üzere batı demokrasisinin bugünkü noktaya gelmesinde belirleyici olmuştur.
Kapitalizmin sosyalleşmesinde önemli rolü olan Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) Programları enternasyonal nitelikli olmuştur. Sosyal demokrasi, sol ve sosyalist hareketin en gelişmiş programı kabul ediliyor. Uzun tartışmalardan sonra 2006’da Hamburg Programı kabul edildi. Program 21. Yy. şöyle tanımlıyor:
“21. yüzyıl tam anlamıyla küresel olan ilk yüzyıldır, insanlar dünya çapında birbirine daha önce hiç olmadıkları kadar muhtaçtır.
Dünya bütünleşiyor. Dijital iletişim araçları ve diğer teknik yenilikler mekânın ve zamanın anlamını kökten değiştirmiştir.
Tarihte ilk kez dünya çapında, insanoğlunun büyük bir kısmının dâhil olduğu bir iş bölümü yaşıyoruz. Küreselleşme, sınırların ve pazarların açılması yalnızca teknik yeniliklerin değil, siyasal kararların da sonucudur.
Küreselleşme açlığın, yoksulluğun ve salgınların üstesinden gelme olanağını getirir. Dünya ticareti çok sayıda insana yeni iş ve refah getirir. Fakat küresel kapitalizmin belirleyici özelliklerinden biri de demokrasi ve adalet eksikliğidir aynı zamanda.
Böylelikle özgür ve dayanışmacı bir dünyaya giden yolda bir engel oluşturur. Eski adaletsizlikleri körükler, yenilerini yaratır. Bu yüzden ülkemizde, Avrupa'da ve dünyada küresel kapitalizme sosyal bir yanıt verecek olan bir siyaset için mücadele etmekteyiz.
Küresel kapitalizm büyük ölçüde sermaye biriktirmesine karşın bu sermaye yoluyla mutlak bir refah artışına neden olmaz.
Zincirden boşanmış finans piyasaları, uzun vadeli sürdürülebilir bir ekonomiye ters beklentiler ve spekülasyonlar yaratır.
Hızlı ve yüksek bir rant tek hedef haline geldiğinde sıkça istihdam olanakları yok edilir ve yenilikler engellenir. Sermaye esasen katma değere ve refaha hizmet etmelidir.”
SDP, Hamburg Programı’nda “Fransız Devriminin temel talepleri özgürlük, eşitlik, kardeşlik, Avrupa demokrasisinin temelleridir.
Eşit özgürlük hedefi modern çağda adalet ile özdeş tutulduğundan beri, özgürlük, adalet ve dayanışma, özgürlükçü demokratik sosyalizmin temel değerleridir.
En büyük ulus devletler dahi küresel sermayenin yatırımları için yarışan basit birer şirket yerleşim yeri haline dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Ulus devletler bu yüzden birleşmeli ve etkilerini birlikte artırmalıdır.
Avrupa bu yolu seçmiştir. Sosyal bir Avrupa dünyanın diğer kıtalarına da örnek olabilir.
Dünyada hiç bir zaman bu kadar bilgi bulunmamıştır. Teknik ilerleme inanılmaz bir hız kazandı. Biz sosyal demokratlar insanların geleceklerini barışçı, adil ve dayanışmacı bir biçimde düzenleyebileceklerine inanıyoruz.
İçinde yaşadığımız zamanın net ve gerçekçi bir analizinden yola çıkarak yaşamaya değer bir geleceğe ilişkin tasarımlarımıza varıyoruz. 20. yüzyılın ulus devletlerine ve eski sanayi toplumuna dönmenin bir yolu yoktur.
21. yüzyılın büyük görevi küreselleşmenin demokratik siyaset yoluyla şekillendirilmesi ve düzenlenmesidir.
Demokrasimiz bir güven bunalımı geçirmektedir. Geleneksel parti bağları zayıflamaktadır.”
Program tartışmaları başladığında dünya çok değişmişti, kabul edilişinden 10-yıl sonra değişim öyle hızlandı ki, programdaki ilkeler ve tanımlamalar eskimiş oldu.
İngiltere İşçi Partisi’nin 3.Yol programıyla girdiği dünyayı anlama arayışı da hüsranla sonuçlandı.
Özetle sosyal demokrat, sol sosyalist partiler başta işçi sınıfı hareketine dayanan Batı’da ve bütün dünyada, ideolojik, politik olarak evrimci-reformcu rollerini yitirdiler. Bu nedenle muhafazakâr ırkçı partiler yükselişe geçtiler. 4. Sanayi devriminin yaratacağı, sosyal, ekonomik çelişkiler yeni siyaseti ortaya çıkartacak. Sosyalizmin ve sosyal demokrasinin deneyiminden, yeni siyasetin yararlanacağı çok şey var.
Sonuç olarak dijitalleşme ve 4. Sanayi devrimini aynı hızda gerçekleştiremeyen ülkeler arasında eşitsizlik artacak, geride kalan ülkelerde rejimleri ve sistemleri otoriter yönetimleri üretmeye devam edecek.
Türkiye 24 Ocak 1980 kararlarından bu yana Batı kapitalizmi dünyasına entegre olma- olmama kavgasında gidip geliyor, bu aynı zamanda demokratikleşme ve otoriterleşme gidiş geliş kavgası. AB ve Batı dünyası kurumları ve değerlerinden koptukça, “öteki kapitalist” dünyaya doğru gidiyor.
Muhalefetin bir de bu gözle dünyada ve Türkiye’de olup bitene bakması, iktidara alternatif olabilmek için önce kendini yenilemesi ile işe başlaması gerekiyor diye düşünüyorum.
Yoksa “benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” döngüsünde dönüp durulur.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018