İBRAHİM Ö. KABOĞLU
16 Nisan 2017’de oylanan ve 9 Temmuz 2018’de yürürlüğe giren Anayasa değişikliğinin bir yıllık uygulaması, meşruiyet ve meri’yet (yürürlük) sorununu ortaya koydu.
Meşruiyet sorunu, OHAL ortam ve koşullarında Anayasa kamuoyu oluşmadan yapılan değişiklikten kaynaklanıyordu. Bir yıllık uygulama ve İstanbul İBBB seçim sonuçları, yanlış olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CBHS) denen anayasal düzenin meşruluk sorununu derinleştirdi.
Meri’yet sorunu, değişen biçimiyle bile Anayasa’nın ihlalinden kaynaklanmakta. Bunun da nedeni, Anayasa değişikliği ve CBHS savunucuları.
Meri’yet sorununu yaratan asıl etken, “partili cumhurbaşkanlığı”.
Bu, 2017 Anayasa değişikliğinin en belirgin sonucu. Şöyle ki; “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” hükmü (md.101/son), Anayasa’dan çıkarıldı.
Böylece, CB’ye parti üyesi olma yolu açıldı.
Buna karşılık, Cumhurbaşkanı andı, Anayasa’da aynen yer almakta: “Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, …bağlı kalacağıma (…), üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma… namusum ve şerefim üzerine andiçerim” (md.103).
Madde 104 ise, Cumhurbaşkanı’nın yükümlülüğünü pekiştirdi: “Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme”.
Aktarılan ve diğer anayasal yükümlülükler, Cumhurbaşkanı’nın parti başkanı olması ile bağdaşmamakta; çünkü, tarafsız CB statüsü, parti (taraf) başkanlığı ile çelişiyor.
Bu nedenle, partili bir adayın, Cumhurbaşkanı seçildiği zaman parti üyeliği devam etse de, partili olmayan bir kişiye üye olma yolunu örtülü bir şekilde açsa da, CB seçilen bir kişinin parti genel başkanlığı, emredici Anayasa hükümleri ile bağdaşmamakta. Bunların başında da, “tarafsızlık” (andiçme) ve “Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin” yükümlülüğü gelmekte.
Parti genel başkanlığı ile “Cumhurbaşkanı’nın anayasal statüsü” arasındaki bağdaşmazılık, bir yıllık uygulama döneminde, çok yönlü olarak kendini gösterdi:
- Yürütme; hükümet ve bakanlar kurulu kaldırılarak, “Cumhurbaşkanı ve yürütme özdeşleşliği”, “tek kişi” yönetimi (monokrasi) sonucunu doğurdu.
- Yasama bakımından; Parti başkanı olması nedeniyle Cumhurbaşkanı’nın ön onay vermediği yasa önerisi, TBMM’de kabul görmedi. Kaldı ki, TBMM’ye ait olduğu halde, bürokratlara hazırlatılan metinler, milletvekillerince imzalanarak biçimsel olarak bir öneri metnine dönüştürülmekte.
- Yargı bakımından; Cumhurbaşkanı, HSK yoluyla yargı bütününü etkilemekte.
- Toplum bakımından, özellikle hak ve özgürlüklerin kullanılmasında kendini gösterdi. Bunun tipik örneği, CB’ye hakareti düzenleyen TCK md. 299’un ifade özgürlüğü ve haliyle yurttaşların demokratik özgürlükleri üzerinde “damokles kılıcı” gibi kullanılması.
TCK 125 ise, genel hakaret suçunu düzenliyor. Bu çifte standardın ötesinde, m.299’un düzenleniş biçimi de sorunlu. Bireylerin, cumhurbaşkanına yönelik eleştirilerin hakaret olup olmadığına yine yürütmenin karar vermesi, yasanın öngörülebilirliğini ortadan kaldırmakta.
Asıl sorun, Cumhurbaşkanı’ndan çok parti başkanı olarak gerçekleştirilen söylem ve eylemler nedeniyle yöneltilen eleştirilere karşı TCK md.299’un uygulanması.
Yerel seçimlerin de teyit ettiği üzere, Cumhurbaşkanı’nın parti genel başkanlığı, Anayasa’nın üstünlüğü ve anayasal kurumların düzenli ve dengeli işleyişini zaafa uğrattığından, “istismarcı anayasa değişikliğinin istismarcı uygulanması”, Türkiye devletini, anayasal özelliğinden uzaklaştırmış bulunuyor. Özetle, CBHS savunucuları, Anayasa’nın genel olarak yürürlükte bulunan normatif hükümlere değil sadece, kendilerinin koydukları maddelere de saygı duymuyor; Cumhurbaşkanlığı kararnameleri de tipik örnek.
Bu durum karşısında, “demokratik hukuk devleti” ve CB tarafsızlığı için öncelikli sorun, Cumhurbaşkanı’nın parti genel başkanı olma yolunun kapatılması.
Demokratik anayasaya dönüş için ilk adım, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasında vurguladığı üzere, CB’nin parti genel başkanlığından alıkonulması ile atılmalı.
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2024
13.06.2024
30.05.2024
27.05.2024
2.05.2024
11.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024
29.02.2024