Kurtuluş TAYİZ
Suruç'taki feci katliamdan bir hafta önceye gidelim. KCK "ateşkes"i bozduğunu ilan etmişti. Gerekçeler komikti. "Askeri baraj" kamuoyunda günlerce alay konusu yapıldı. Silaha sarılmak için elle tutulur bir gerekçe bulamayan örgüt barajların "askeri amaçlı" olduğunu ileri sürerek iki yıldan fazla bir zamandır süren "çatışmasızlık" sürecini bozdu. Ama ellerinde sadece böyle uyduruk bir bahane olduğundan bir süre şantiye basıp, araçları ateşe vermekle yetindiler. Kan dökmek için daha ciddi bahanelere ihtiyaçları vardı ki, o da Suruç katliamıyla kendilerine sunuldu. "Üst akıl" örgütün silaha sarılmak için sahici bir gerekçe bulamadığını görmüş olmalı ki, PKK'ya altın tepside Suruç katliamını sundu. "Askeri baraj" diyerek etrafta komik demeçler veren HDP eş başkanları da bu katliamdan sonra medya karşısına geçerek Kürtleri silahlanmaya çağırdı. PKK, Suruç katliamıyla birlikte şantiye basma yerine kanlı eylemlere başladı. Adıyaman'da bir asker, Diyarbakır ve Urfa'da üç polis, Adana ve İstanbul'da ise iki sivili katletti.
Son bir haftada yaşadığımız olaylar dizisi aslında yakın tarih Türkiye'sinin birebir kopyası. Türkiye'de siyasete müdahale "ihtiyacı" duyulduğu her seferinde, el altında tutulan Kürt kartı ve PKK masaya sürülüyor. "Askeri baraj" gibi uydurma bahaneler tutmayınca sahici katliamlarla örgütün şiddet üretmesinin önü açılıyor. 1990'larda bahane JİTEM ve Hizbullah'tı, bugün IŞİD ve AK Parti'nin "askeri barajları!"
Meclis'e 80 milletvekili taşımayı başaran partinin eş başkanlarının da Türkiye'yi iç savaşa sürüklemesi için "gerçekçi" bahanelere ihtiyacı var. Bu gerekçe dün Kobani'ydi, bugün Suruç. Dağdaki de, şehirdeki de aynı oyunun parçası. Ne Cemil Bayık'ın, ne Demirtaş'ın birbirinden farkı var.
Bu tablo karşısında devletin ise bir çözümü maalesef yok. Hükümet, PKK'ya silah bırakması için son bir çağrıda daha bulunacak. Önceki günkü güvenlik zirvesinden çıkan sonuca göre çözüm sürecinin kaderi PKK'nın bu çağrıya vereceği yanıta bağlı. Bekleyip göreceğiz fakat PKK'dan sürpriz bir adım beklemek aldatıcı olur. Örgüt silah bırakmaya yanaşmayacağı gibi Türkiye'yi iç savaşa sürüklemek için elinden geleni yapıyor. Devletin öncelikli sorumluluğu vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamak. Ülkenin istikrarını korumak. Kimse kendini kandırmasın; kamu düzenini sağlamayı başaramayan bir hükümet ne çözüm sürecini yürütebilir ne de bu konuda herhangi bir başarının sahibi olabilir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 'Ajans' kime bağlı?
15.05.2019 - Erdoğan'ı devirip, Sevr masası mı kuracaksınız?
10.05.2019 - Gidişat nereye?
1.05.2019 - Demirin soğumasını istemiyorlar
22.04.2019 - Seçimleri geride bırakırken...
19.04.2019 - Çözüm seçimin yenilenmesinde
17.04.2019 - Gerçekleri bu kadar kolay çarpıtmak da az hüner değil
15.04.2019 - ABD, İstanbul seçimleri ve Fırat'ın doğusu
12.04.2019 - Yeniden sayım yerine yeniden seçim
11.04.2019 - Dört koldan kıskaç ve anlamı
8.02.2019
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
hayrettin geçkin
Sevgili Tıraş, Yazınızı büyük bir dikkat ve büyük bir sevinçle okudum. Yazılarınız her zaman bir eksiğime dokunuyor, bir eksiğimi tamamlıyor. Sağol dostum. Yazılarına ihtiyacaım olduğunu bilmeni isterim. Ama birkaç şey de söylemek istiyorum. Türkiye tarihinde ilk kez bir tepki karşısında devlet pes etmiş, güçlerini geri çekmiştir. Bunu düşünmemiz lazım. Öte yandan bu olaylardan bir iktidar hayali kurmak kuşkusuz gülünç olur. Bu olayların chpye transfer edilme girişimine pirim vermemek gerek. çünkü bu da attatn inip eşeğe binmek olur.
mehmet tıraş
İlk önce beni onura eden düşüncelerinden dolayı çok teşekkür ederim şair dostum..Yorumuna da aynen katılıyorum bu doğru söylüyorsun bir halk hareketi..Şua Ahmet Altan T24 de bir bu eylemleri yorumlayan bir yazı yayınladı,okumanı tavsiye ederim selam ve sevgilerimle..