Markar ESAYAN
Geçen salı günü bir telefon aldım. Arayan kişi kendisini tanıttı ve hayal meyal hatırladım. Bir vesile ile görüşmemiz olmuştu. Sesindeki tedirginliği hissettim hemen. O da daha fazla dayanamayıp başına gelen fena olayı benimle paylaşmaya başladı. Birkaç cümleden sonra artık ağlıyordu.
Güneyde bir beldede tatil yapıyor ve otelde tek başına kalıyordu. Başı örtülüydü. Kitap okuyarak ve inancına uygun kıyafeti ile denize girerek dinlenmeye, tüm senenin yorgunluğunu üzerinden atmaya çalışıyordu.
'Çok doldum ve aklıma sizi aramak geldi, kusura bakmayın' dedi. 'Geçmiş olsun, hayırdır ne oldu?' diye sordum, anlatmaya başladı.
Kaldığı otelin sahilinde güneşlenip denize girerken aynı yerde tatil yapan üç ailenin tacizine uğramıştı. Tabii ki başörtülü olduğu için... Bildiğiniz, yanında yetişkin çocukları olan, normal ailelerdi bunlar. Gün boyu, kıyafetinden ötürü bu yalnız genç kadını sözle ve jestlerle taciz etmişlerdi.
Başörtülü arkadaşım çok üzülmüştü. Onu en çok, tanımadıkları, yalnız genç bir kıza sadece başörtüsü yüzünden duydukları nefret sarsmıştı. Söz konusu olan gece karanlık ıssız bir sokakta karşınıza çıkan bir suçlu değil. Kendisiyle birlikte aynı otelde kalan, yanlarında çocukları ile tatile çıkmış insanlardı. Birer anne ve babaydılar. Ama hep birlikte böyle bir nefret ayinini sergilemekten alıkoyamamışlardı kendilerini.
Arkadaşıma bir tanık bulmasını ve hukuki işlemler için kendisine her türlü yardımı yapacağımı söyledim. Kabul etmedi. Ona kızmayın çünkü geçerli nedenleri var.
Çok ilginç bir olay daha yaşadım bir gün sonra.
Beşiktaş-Mecidiyeköy otobüsüne binmiştim. Maçka Teknik Lisesi'nin önündeki durakta durduğumuzda sakin otobüs birden karıştı. Yaşlı ve iyi giyimli bir kadın otobüse binerken, onun arkasından elinde bir dolu poşet olan yaşı yine epey geçkin köylü bir kadın aniden bağırmaya başladı. Hatta binerken onu ittirdi de. Şaşırdık tabii.
İki yaşlı kadın arasında ne yaşanmış olabilirdi? Köylü nine şiveli ağzıyla ağza alınmadık küfürler ediyordu diğer kadına. Kadın bu hakaretlere hiç cevap vermeden mermer bir sütun gibi sessiz kalarak çarprazımdaki koltuğa oturdu. Otobüs ahalisinin ilk izlenimi tabii küfür yağdıran köylü kadının aleyhine oldu. Köylü kadın sinirden kendinden geçmişti. Gerçek bir nöbet geçiriyordu.
İddiasına göre diğer kadın sözlü ve fiziksel şekilde durakta taciz etmişti onu. Kadın ise neden sonra kısık sesle 'Ben sadece...' dedi ama gerisini duyamadım.
Köylü ninenin söyledikleri çok can acıtıcıydı. 'Köylüyüz diye bizi hep aşağıladınız. Sen ancak boyanıp kurumlu kurumlu gezmeyi bilirsin. Ben köyde ekip biçmesem, köle gibi çalışmasam sen böyle yaşayabilecek miydin? Aç kalırdınız aç! Yeter artık hep ezdiniz, hep aşağıladınız. Kapıcınız olunca iyi. Durakta bizimle yan yana durmayı bile hazmedemiyorsunuz!'
Köylü kadın çok daha başka şeyler de söyledi, ama aklımda tutamadım. Çok bilinçli konuşuyordu. Adeta tarihine isyan ediyordu. Belki durakta bir yanlış anlama olmuştu, iyi giyimli kadının davranışını yanlış anlamıştı, bilemeyiz. Lakin belli ki hayatı boyunca böyle bir muameleye maruz kalmış ve artık bir otobüste, tam da Nişantaşı'nda canına tak etmiş ve boşalmıştı.
Değişimden yana olan (haliyle dezavantajlı) halk kitlesinin daha uysal ve sessiz, statükoya sahip sahip (haliyle imtiyazlı) kesimlerin ise daha saldırgan ve cüretkar olacağını varsayabiliriz. Bu doğaldır, çünkü henüz değişim tamamlanmamıştır ve tedirginlik egemendir. İşler ters giderse fazla göze batmamış olmak cezalandırılmamanın bir gereğidir. Kaldı ki reform devam ettiği müddetçe dezavantajlı kesimler avantaj kazanmaktadır, bu ise mümkün olduğu kadar az sorun çıkarma veya sürece yardımcı olma eğilimini besler. 'Kazanan' tarafta olmak başlı başına rehabilite edicidir.
Ama sürecin kendi imtiyazlarını törpülediğini düşünen statüko yanlıları hem sinirli olurlar, hem de hala düzenin yetkinleri onlardır. Dolayısıyla bu iki unsur daha saldırgan ve cüretkâr olmalarına yol açar.
Türkiye'de yaşanan da bu...
Başörtülü arkadaşım özel sebepleri ve kişilik özellikleri dışında sakin kalmasını buna da borçlu muhtemelen. Yaşlı köylü kadın ise yılların getirdiği bir birikimi daha fazla içinde tutamamıştı. Yaşlı kentli kadın ise otobüsün bir halk mekânı olması nedeniyle sessiz kalmış, yalnız oldukları duraktaki tavrını sürdürememişti. Köylü kadının otobüste nöbet geçirmesi ise yine bu kamusal güvene bağlı olmalı. Güney kasabasının da hangi siyasi kutba yakın olduğu, başörtülü kızın deplasmanda olduğu ortada.
Beni araması ise kendi mahallesinden olmayıp, onu anlayabileceğimi düşünmesinden muhtemelen. Ülkesine karşı ümidini kaybettiği o anda umutlu birkaç söz duyma ihtiyacından. Demek ki iyileşmek için birbirimize muhtacız.
Önümüzdeki mesele artık bu.
İki mekândaki iki insan tipi de bize ait. Ahlaki üstünlük kimde olursa olsun, kendilerini bir diğerinden ne kadar farklı hissetseler de onlar bizim insanlarımız. Kamusal alanda birarada yaşama zorluğumuz ortak ahlakı henüz üretememiş ve henüz bir toplum olamamışlığımızdan. Haliyle siyasetin, sivil toplumun sosyolojiyi rahatlatacak önlemler alması gerekiyor.
Bunu muhalefetten ve 'laik' ulusalcılardan beklemek çok anlamlı değil. Zira, durumu kabul etmelerinin yenilgiyi de kabul etmek anlamına geleceğini zannediyorlar. Yani normalleşme, bu kesimler için nihai yenilgi demek. Kutuplaşmadan şikâyet edecekler, ama asla normalleşmeyi arzulamayacaklar.
Hükümet ve STK'lar psikiyatristler ile çalışmalı ve bu travmayı ciddiye almalı. Asla bu depresyonu tahrik edecek yanlışlar yapılmamalı.
Kimsenin kaybetmediğini, herkesin kazandığını anlatmak durumundayız.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Operasyon çökünce...
9.05.2019 - Kızgın demiri soğutma yöntemleri...
2.05.2019 - Müzik ve terör örgütü listelerinin benzerlikleri...
24.04.2019 - Taşın altına elini yine Erdoğan koydu...
21.04.2019 - Millet İttifakı neye kuluçka oldu?
18.04.2019 - Organize kötülüğün peşini bırakmayacağız...
16.04.2019 - CHP'nin 2019 resmi
13.04.2019 - Mazbata fetişizmi neye delalet?
10.04.2019 - 31 Mart’ta Türkiye neyi başardı?
3.02.2019 - Bu seçimin adaletsizliği…
28.03.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Mustafa Kavaklı
3-Sayın Çelebi memura verilen komik zama veya iktidarın ithal bakanı Mehmet Şimşeğin Asgari ücret yüksek, Emekli maaşları yüksek gibi demeçlerinde veya yine Bim Ber San üyelerine verilen özel zamdan sonra hiç kaleminiz eleştiriden yana değil.. Evet birileri halktan, Düzceliden özür dilemeli ama bu Sayın Karslıoğlu değil..Düzcemde seçilmeden ve seçildikten sonraki söylevleri ile sonrasındaki eylemleri binbirini tutmıyan seçilmişler olmalı.
Mustafa Kavaklı
2- Demezlermi ya bu kadar açıklamadığınız belge dosya vardı’da.. Burdanda Rektörün Ünveristeyi, Devleti zarara uğrattığı anlamı çıkıyordu.. Sayın Vekilimizin sözleri ile, Çözüm neymiş… Şahsından Özür diliyecek, olcek bitcek..Demezlermi İnsana bir yıldır bunun içinmi gündeminiz hep Ünveriste oldu diye..Bunun içinmi her demecinizde iki kelimenin biri Rektör..
Mustafa Kavaklı
1- Ömer bey sizi dehşete düşüren olay birilerinin sayın Korkmaza asli görevini hatırlatmasımı.. Seçildiğinden beri elimde öyle belgeler varki diyen Sayın Vekilin 8 satlik uzun söyleşi sonunda gazetecinin sorusuna verdiği cevabı dikkatle okuyun…Çözülmeyecek mi peki bu iş ?Çok kolay çözülecek. Gazeteci, Nasıl..? Sayın Rektör gelecekler, oturacağız yaptıkları bütün haksızlıklardan ve bana yaptığı haksızlıklardan da özür dileyecekÜniversite ile ilgili bir problemimiz yok ama rektör ile var
Kavaka
1. R hocanın usulsüz ve milletin değerlerine ters (masonik) güçler yordamıyla ve de cumbaba emriyle R olması bizim ona temenna edeceğmiz manasına gelmez. Zaten koltuğa geçen mason kimseden de özür dilemez, köprüyü geçmiştir artık,onun için herkes ayıdır!Korkmaz burada yanılıyor.Buraya kadar hep yanındayız.Bununla birlikte R hocanın etrafındakilerin hırsız-menfaatçi-dini zayıf/bozuk adamlar olduğunu dinden haberdar herkes biliyor:burada kendinizi sorgulamanız gerekiyor kavaklı bey!
Kavaka-2
1e devam: R hoca tahta oturduktan sonra yaptığı icraatler bini aşmaya başlayınca sıkıntılar çıktı=sıkıntıları doğuran kendidir.Sizler de yanın yer aldınız organik olarak.Uyarırım:milletin alfabesini-kılık kıyafetini-kültürünü-DİNİNİ değiştiren masonik güçlerin ahfadına arka çıkmak Düzce halkı tarafından es geçilse de düzce dışında bazı illerdeki yansımaları gönül ferahlatıcıdır, bilesiniz.Olaylar bu küçük fındık pazarında sizlerin istediği gibi gidiyor,çnkü burada halk duyarsız.
Kavaka 3
Devam:Korkmazın esas görevleri arasındadır üniversitedeki devlet eliyle döndürülen entrikaları ayan etmek.Ama aynı zamanda dediğiniz gibi başkaca meselelere de değinmesi gereklidir, o ayrı.Mesele o değil.Mesele sizin arka çıkmanızdır.Ömer faruk bey son derece haklı fakat artık sesi kısık bir şekilde vaveyla etmektedir.Özet olarak:R hoca "klüp" üyesidir ve eşi de masondur. ÇYDD ve ADD ile evrak ve pratik anlamda bağları mevcuttur.Bunlar bizlerin onun önünde durmamıza yeter:susmayacağız!