Mehmet Ocaktan
Devletin gerçekten bir sahibi yokmuş… Peki buna şaşırdık mı? Kesinlikle hayır… Önce, memleketi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen, yeryüzünde bir benzeri daha olmayan ucube bir sisteme mahkum ettik.
Sonra Osmanlı’dan bu yana güçlü bir geleneğe sahip olan devletin bütün kurumlarını tek merkezde toplayarak işlevsiz hale getirdik. Yargıyı da yasamayı da tek merkezde toplayarak bütün denge ve denetim mekanizmalarını yok ettik ve devleti kelimenin tam anlamıyla sahipsiz bıraktık.
Her ne kadar şeklen devleti yöneten bir hükümet olsa da ülkeyi gerçekten kimin yönettiğinden emin değiliz.
Yıllardır derin bir ekonomik kriz yaşıyoruz, açlık sınırının altında yaşama mücadelesi veren emekliler, asgari ücretliler feryat ediyor. Küçük esnaf ve fabrikalar kapanıyor, insanlar işsiz kalıyor, çünkü ekonominin bir sahibi yok.
Orta öğretimden üniversiteye kadar her alanda derin bir kalitesizlik yaşanıyor. Liyakat ve ehliyeti siyasal ve ideolojik bagajlarımıza kurban ettiğimiz için milyonlarca gencimizin umutlarını, hayallerini yok etmiş bulunuyoruz. Çünkü eğitimin bir sahibi yok…
Alaturka sistem yüzünden hesap verilebilir olmayı yok ettiğimiz için binlerce hektarlık ormanlarımız yanıyor, söndüremiyoruz. Çünkü ormanlarımızın bir sahibi yok…
Büyük bir deprem yaşıyoruz, şehirlerimiz yıkılıyor, binlerce canımız gidiyor ama devlet ilk üç gün ortalarda yok. Bu beceriksizlikten dolayı şehircilik bakanlığı dahil, kimseden hesap sorulamıyor, ayrıca kimse de kendini sorumlu hissetmiyor. Çünkü şehirlerimizin bir sahibi yok, şehircilik bakanlığı ise ortalarda yok…
Bütün medeni memleketlerde olduğu gibi fikirlerini özgürce beyan etmek isteyenler, anayasal protesto haklarını kullananlar yaka-paça gözaltına alınıp tutuklanıyor ama kimsenin sesi çıkmıyor. Hiçbir kanıt ve belge olmadan siyasetçiler, belediye başkanları, gençler tutuklanıp hapse atılıyor ama yargının üzerindeki siyaset gölgesi her geçen gün daha da katmerli hale geldiği için hak arama imkansız hale geliyor ve adalete olan güven giderek yok oluyor. Çünkü memlekette hukukun ve adaletin bir sahibi yok…
Maalesef bu kadar yokları art arda sıraladığınızda, ortaya kocaman bir devletsizlik hali ortaya çıkıyor. Bu yüzden de çete-mafya bozuntuları memlekette cirit atıyor. Geçmişte kriminal suç örgütleri, daha çok geleneksel yöntemlerle çalışıyorlardı. Şimdilerdeki yeni nesil çeteler ise daha sofistike ve dijital yöntemlerle çalışıyor. Adları bile değişik; Daltonlar, Redkitler, Barış Boyun grubu, Anucurlar, Camgözler, Gündoğmuşlar, Atız-Casper’lar gibi mesela…
Normal bir hukuk devletinde, ülkenin her yerini pıtrak gibi saran suç örgütlerinden asla söz edilemez. Bizde ise her gün piyasaya çıkan yeni nesil çeteler devletin içinde inanılmaz skandallara imza atıyorlar. Ama ne hikmetse iktidarımızın, yeni ‘vesayet’ odakları oluşturmak gibi çok daha önemli işleri var…
İşte şimdi Türkiye, günlerdir üst düzey kamu yöneticilerinin elektronik imzalarını kopyalayarak yüzlerce kişiye sahte diploma düzenleyen yeni bir çeteyi konuşuyor. Sadece 400 kişi, bu şekilde ‘profesör’ ve ‘doçent’ unvanı alırken hiçbir şekilde müdahale edilmemesi “bütün bunlar olurken devlet neredeydi” sorusunu akıllara getirdi.
Bilindiği gibi KARAR gazetesi, e-Devlette yaşanan sızıntıyı 2023 ve 2024 yıllarında manşetleriyle ısrarla gündeme taşımış ancak yetkililerden konuya ilişkin kamuoyunu tatmin edici bir açıklama gelmemişti. Şimdi öğreniyoruz ki ‘kişisel verileri ele geçirmek’, ‘bozmak yok etmek’ ve ‘sahte belge üretmek’le suçlanan 65 kişilik çete, bu yöntemle aralarında II. Abdülhamit’in torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu’nun da olduğu hukukçudan mühendise, öğretmenden eczacıya, yüzlerce kişiye sahte akademik derece sağlamış.
Nereden bakarsanız bakın, adeta yol geçen hanı olmuş bir devlet yapısıyla karşı karşıyayız. Kim bilir devletin içine sızmış ve halen icra-i devlet eden daha ne kadar kriminal yapı var Allah bilir…
Aslında biz bunları zaten biliyoruz, iktidar da biliyor ama uzun süredir ülkeyi hukukun icaplarına göre yönetmeyi, adaletli olmayı, ehliyet ve liyakati unuttuğu için memleketin dikişleri atmaya devam ediyor ve devlette yönetim krizi daha da derinleşiyor.
Bilelim ki memlekette sıradan insanların bile ‘adalet’ arar hale geldiği, yani hukukun buharlaştığı bir ortamda çetelerle mücadele etmek de eğitimde kaliteyi arttırmak da dar gelirliler dahil, bütün bir toplumun ekmeğini büyütmek de asla mümkün olmayacaktır.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanHukuk ve kurumlar yok olursa devlet sahipsiz kalır 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRDiploma çetesi Milli Emlak’a da sızmış! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025