Mehmet TIRAŞ
Bir meleği daha öldürdüler faili veya failleri bulunacak mı?
Türkiye’nin aydınlatılmayan 17 bin faili(belli) meçhul cinayeti var.
Faili meçhul cinayetlerin Tarihi Cumhuriyetle başlayan, yetmişli yıllara dayanan seksenli yıllarda sağ-sol terörü ile zirve yaparken…
Doksanlı yıllarda düşük yoğunluklu savaş diye adlandırılan PKK ile çatışmalar ülkenin Kürt coğrafyasına yerleşti.
Kürt bölgesinde silahlı çatışmalar sürerken ,kireç kuyularından insan cesetlerinin çıkartıldığı, yollarda ve viyadükler altında öldürülmüş insan cesetlerinin toplandığı ve gözaltında kaybedilen insanların akıbetleri de bilinmez oldu.
Faili meçhul cinayetler tam 1010 haftadır İstanbul Galatasaray lisesinin önünde Cumartesi günleri toplanan; adı da” Cumartesi Anneleri” olarak bilinen yakınlarını arayan insanlar soğuk -sıcak, kar boran demeden bütün baskılara ve şiddete rağmen mücadelelerini sürdürüyorlar.
Bugüne kadar faili meçhul cinayetler konusunda bir arpa boyu yol alınamadı, bir tane fail ortaya çıkartılamadı…
Nasıl çıkartacaksınız hırsız evin içindense…
Faili meçhul cinayetleri devletin içinde olan ve hukukun denetimine girmeyen “mafyatik karanlık yapılar tarafından işlendiğini ”;TBMM’de kurulan “Faili meçhul cinayetler” ve “Susurluk komisyon” raporlarından öğrendik.
Bir başka toplu cinayetleri, iş kazaları ile yaşıyoruz.
AKP’nin 22 yıllık iktidarında 32 bin işçi cinayet ekonomisi sonucu iş kazasından ölerek hayattan koparıldı ve hala da bu iş cinayetleri devam ediyor.
Her gün 6 işçi iş kazalarında ölürken,8 işçi de iş göremez duruma düşerek sakat kalıyor.
İş cinayetlerinde AB ülkelerinde birinci, Çin’den sonra da dünyada ikinci sıradayız.
İSİG Meclisi,Türkiye’de son bir yılda 66 çocuk,son 10 yılda da 616 çocuk işçi, çalışırken öldüğünü açıkladı.
“Erkekler tarafından katledilen kadın cinayetleri” seriye bağlanmış durumda.
Türkiye’de insanın kanını donduran ve önlenmeyen “her gün ortalama 4 kadın erkekler tarafından” katlediliyor.
Son on yılda 5 bin 400 kadın erkekler tarafından vahşice öldürüldü,öldürülmeye de devam ederken…
Siyasal iktidar kadın cinayetlerini önleyeceği yerde, kadınların sigortası olarak bilinen “İstanbul sözleşmesinden” çıktı.
Çocuk kayıp sayısı ise son 9 yılda yüz bini aşmış durumda.
TÜİK’in 23 Nisan 2024 Tarihli verileri; son 9 yılda kaybolan çocuk sayısı toplam “104 bin 531” olarak açıkladı.
Sadece 2014 yılında 17 bin çocuğun kaybolduğunu bu rakamın ise son 9 yıl içindeki en yüksek rakam olduğunu bildirdi.
Yılda ortalama 10 bin, günde ise ortalama 32 çocuk kayboluyor.
En acısı ve düşündüren yanı ise bu çocukların yaşayıp yaşamadığına dair akıbetleri bilinmiyor.
Peki, biz faili meçhul cinayetleri niye aydınlatamıyoruz?
Kadın katliamlarını, İş cinayetlerini niye durduramıyoruz?
Kayıp çocukları niye bulamıyoruz?
Depreme karşı sadece 6 Şubat Maraş depreminde 56 bin insanımızı kaybettik.
Bizde siyaset “insanların özgürlüğü, can güvenliği ve refahı” üzerine yapılmıyor da ondan.
Roboski katliamı,madımak faciası,Soma maden ocağında ve depremlerde ölen toplu cinayetleri ve katliamları şimdi hatırlayan var mı? Yok.
Biz toplum olarak hukuku ortak payda edinmeden, eşit vatandaşlık hukukunu hayata geçirmeden,AB standartlarında bir demokrasiyi hayata geçiremediğimiz sürece, yukarıda resmettiğimiz insanlık dışı dramatik olaylar, eksilmeden artarak devam edecek
Bir ülkede siyaset insanı değil de devleti kutsuyorsa o ülkede hiç bir şey değişmiyor.
Siyasetçi zenginleşirken,yoksulluk,açlık ve işsizlik bizde olduğu gibi vatandaşın değişmez kaderi olurken...
Hayatta kalanlar da canlarının sağlığı ile teselli oluyor.
Hukuk devletinde iktidarlar meşruiyetini “Vatandaşının can ve mal güvenliğini” sağladıkları için,itibar görür güven verir.
Siyasal iktidar hukutan uzaklaştıkça,nasıl ekonomi tepe takla olduysa,altında imzası olan uluslararası sözleşmeleri tanımayınca da savrulmaya başladı.
Bunun en son olumsuz örnekleri ”AİHM kararlarını tanımaması”,”İstanbul Sözleşmesinden” çıkmasıdır.
Siyasal iktidar hukutan uzaklaştıkça;faili meçhul cinayetleri aydınlatamıyor,kayıp çocuklarını bulamıyor,kadın ve iş cinayetlerini durduramıyor,depreme karşı vatandaşlarının can ve mal güvenliğini de alamıyor.”
Günlerdir siyasetin ve medyanın gündeminden düşmeyen vahşice katledilen Diyarbakır Bağlar ilçesi Tavşantepe mahallesinde 8 yaşındaki kız çocuğu Narin cinayeti; ülkede sıradan sayılan cinayetleri tekrar hatırlatmış oldu.
Bizde bu cinayetlerin fikri takibini yapalım dedik.
Bir meleği öldürecek kadar gözü dönmüş sosyal ortamın resmi de diyebilirsiniz…
Narin cinayeti de bunların bir parçası.
Ondan diyorum Narin cinayeti ”Ne ilk Ne de Son Olacak” ve medyanın gündeminden düşünce de unutulmaya yüz tutacak.
Unutulmaya unutulur da…
Dilerim 8 yaşındaki Narin Günar cinayeti faili meçhul kalmaz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025