Mensur Akgün
Briceno Barrios Venezuelalı bir göçmen. Geçen yıl Nisan ayında Amerika’ya bir şekilde girmiş, iltica talebinde bulunmuş ve geçtiğimiz günlerde de ICE, yani Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza güçleri tarafından yakalanıp memleketine geri gönderilmiş. Gönderilme nedeni suçlu olması, suçu ise yasal olmayan bir şekilde ülkeye giriş yapmak.
Oysa girdikten sonra belli bir süre içinde iltica başvurusunda bulunduğu ve bu işe bakan özel mahkemelerdeki duruşmalara çıktığı için suçlu değil. Ama önüne günde 3 bin kişiyi göz altına alma hedefi koyan, onları dokuz ay iptidai şartlar altında yaşamakla bin dolar alıp memleketlerine dönmek arasında seçim yapmaya zorlayan Trump Yönetimi için bunun önemi yok.
Politico’da yazdığına göre ECI görevlileri Adalet Bakanlığı’na bağlı mahkemelerin girişinde yüzlerinde maskelerle bekleyip duruşmadan çıkanları yasal haklarını göz ardı ederek sudan nedenlerle tutuklayabiliyor, bağlı oldukları İç Güvenlik Bakanlığı’nın kendi sayfasında yayınlanan verilere göre de 27 Ekim tarihi itibariyle 527 bin sığınmacıyı zorla, 1 milyon 600 binini “iknayla” geri gönderebiliyor.
Bunun yerleşikleri mutlu etmediğini, MAGA’cılara gurur vermediğini, Amerika’ya göç etmek isteyenleri caydırmadığını söylemek zor. Ancak yasal olduğunu ve uluslararası hukuk açısından artık bir jus cogens haline dönüşmüş olan non-refoulement, yani sığınmacıyı kaçtığı yere geri göndermeme kuralının ihlali anlamına gelmediğini söylemek de öyle.
Amerika kendi içinde de dışında da önemli bir değişim geçiriyor, giderek daha fazla demokrasinin, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün, fırsat eşitliğinin ülkesi, beşiği olma anlatısından, pratiğinden uzaklaşıyor.
Ve belli ki bu değişim daha da hızlanacak, Amerika kendine biçtiği imajını tamamen terk edecek. Ulusal Muhafızlar daha çok kullanılacak, güvenli şehirler yaratma adına hukukun üstülüğünden daha fazla taviz verilecek. Dışarıya karşı da daha çok saldırganlaşacak, uluslararası normları daha çok ihlal edecek.
Trump Panama’dan Kanalı, Danimarka’dan Grönland’ı isterken, Kanada bizim yeni eyaletimiz olsun derken, eski Başbakanı’nı aşağılarken şaka yapmadı. Gazze’yi Gazzelilerden arındırmak, etnik temizliği teşvikle gerçekleştirmek konusunda da az ısrarcı olmadı.
Her ne kadar yeni savaşlar istemem dese de İran’ı bombalamaktan imtina etmedi. 2 Eylül’den bu yana da uyuşturucuya karşı mücadele bahanesiyle yargısız infazlar gerçekleştirmeye başladı. 14 tekneyi hiçbir savaş hukuku kuralının, hatta Amerikan yasalarının kabul etmeyeceği şekilde vurdu, en az 57 kişiyi öldürdü. Çeşitli vesilelerle de bunu yapmaya devam edeceğini dünyaya duyurdu.
Şimdi sırada Venezüela var. Amerika bariz bir şekilde rejim değişikliğini hedefliyor. Temmuz ayında Moduro ile uzlaşma politikasından vazgeçti ve başına konan ödülü 25 milyon dolardan 50’ye çıkardı. 15 Ekim’de de Trump örtülü operasyonlarlar için CIA’yi yetkilendirdiğini açıkladı. Ardından ağır bombardıman uçakları Venezuela kıyılarına yakın uçuşlar yapmaya başladı, sekiz muharip gemi de bölgeye konuşlandı.
Yakında Gerald Ford uçak gemisinin yanındaki iki destroyerle birlikte Karayipler’e ulaşacağı ve bu vurucu gücün boş oturmayacağı söyleniyor, Amerika’nın Venezuela’ya yapacağı askeri müdahalenin başarılı olup olmayacağı tartışılıyor. Fakat neredeyse kimse bu ülkeye karşı yapılacak muhtemel operasyonun meşruiyetini, hukuki temelini konuşmuyor. Anlaşılan yönetimin uyuşturucu ticareti iddiası tatmin edici bulunuyor.
Venezuela da Çin’den ve Rusya’dan destek bekliyor. Halbuki onlar Amerika ile uzlaşmak, etki alanları üstünde bir tür mutabakata varmak peşinde. Rusya’nın önceliği zaten Ukrayna. Çin ise uzlaşmak, Busan buluşmasında Trump’la kararlaştırdıkları gibi gümrük vergileri ve ambargolar üstünden açılan ticaret savaşını bitirmek derdinde. Avrupa derseniz zaten uzunca bir süredir ilkeden, normdan ve hukuktan pek söz etmiyor.
Dünya da giderek daha büyük bir hız ve iştahla kaba gücün hâkim olduğu Hobbsçu bir anarşi durumuna doğru sürükleniyor. Meşruiyet Makyavelist yöntemlerle sağlanıyor. Normlar her alanda erozyona uğruyor.
Dünya Ticaret Örgütü için için çöküyor. İnsancıl hukuk Karayiplerden Gazze’ye can çekişiyor. 1921’en bu yana geliştirilen 1951 sözleşmesiyle evrim geçiren küresel sığınma rejimi de Amerika’nın ve tabii ki Avrupa’nın uygulamalarıyla korkarım son demlerini yaşıyor…
Yazarlar
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTekstilde 17 bin kişi daha işten atıldı 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanToparlanın Avrupa Birliği’ne girmiyoruz... 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Avrupa 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUArada hadise/ler var; MHP ile AK Parti bağı kopar mı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYemenici’nin uyarısı ne kadar haklı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYASAYIN ABDULLAH ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ, DEMOKRATİK CUMHURİYET, DEMOKRATİK TOPLUM VE DEMOKRATİK SİYASET.. 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBriceno Barrios ve diğerleri… 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRCasuslukla suçlanan isim anlattı: AKP’li bakanlarla Londra’da toplantı organize etmiş 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhuriyete ikinci yüzyılında yeni kalıp arayışı 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm süreci iktidar bilmecesini nasıl çözecek? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİbrahim Kalın'la Heidegger'in Kulübesi'ne Yolculuk 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025
12.10.2025
8.10.2025
1.10.2025
10.09.2025
7.09.2025
27.08.2025