Bu ülkede her şeyin çok basit ve pratik çözümleri var; ama bazıları anlamak istemiyorlar...

                                                ***

Mesela Kadıköy ahalisi sürekli olarak burun direklerini kıran kokudan yakınıyorlar...

Efendim, Kurbağlıdere’de metan gazı öylesine birikmişmiş, öylesine feci bir koku yayılıyormuş ki etrafa...

Hâlbuki Kadıköylüler meselelere birazcık geniş bir açıdan baksalar, bu “kokunun” onlar için bir “hatırlatıcı” olarak orada bulunduğunu anlayıverecekler...

Yaptıkları yanlış “seçim” hatırlatılıyor kendilerine...

Kadıköy’de bir CHP’liyi belediye başkanı olarak seçmek gibi bir hatayı yapmasalar, o dere bu kadar feci şekilde kokacak mıydı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendileri için, sürekli akıl ve dimağlarını açık tutacak böyle bir kokuyu orada bırakacak mıydı? Tabii ki, hayır...

                                              ***

Mesela bakın Aleviler, Türkiye realitesini anlamamakta nasıl direniyorlar?

Cemevlerimizi tanıyın diye kendilerini paralıyorlar...

Hatta bu konularda ikide bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne davalar açıyorlar...

Hâlbuki bu kadar didinmek yerine, bütün cemevlerini Sayın Cumhurbaşkanımızın fotoğraflarıyla donatsalar; Alevi dedeleri gidip teker teker AKP il teşkilatlarına kayıt yaptırsalar, cemevlerinin tanınmaması gibi bir mevzu olabilir miydi?

                                             ***

Mesela Cemaat’e bakın, dershaneleri kapatılıyor, bankalarına el konuluyor, kendilerine sempati duyan yüzlerce kişi içeri tıkılıyor, hâlâ mesajı anlamamak için inanılmaz bir direniş gösteriyorlar...

“Türkiye’de ve dünyada Müslümanlar’ın bir tane lideri vardır, o da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır; biat ediyoruz” deseler...

Tuttukları altın olacak, saadet içinde yaşayacaklar; şimdilerde iğne deliğine dönen devlet kapıları sonuna kadar açılıverecek önlerinde...

                                             ***

Mesela, Kürtler’in, HDP’lilerin bir türlü anlamadıkları Türkiye realitesini, Başbakan Yardımcısı Sayın Yalçın Akdoğan ne kadar veciz sözlerle açıklamış...

“Selahattin Demirtaş’ın ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ sözü çözüm sürecinde gerilimi başlattı” diyor Sayın Yalçın Akdoğan...

Yani şu münasebetsiz Demirtaş bu kadar parlamasa, şu HDP barajı aşmak gibi bir densizlik yapmasa; yani Kürtler kendilerine biçilen, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın başkanlık yolunun taşlarını döşeme” işini layıkıyla yerine getirseler, ülke hiç bugün içinde bulunduğu sıkıntıları yaşıyor olacak mıydı?

                                            ***

Bütün sıkıntılarımız bu ülkenin realitelerini anlamak istemeyenler yüzünden; illa birilerine kızacaksanız onlara kızın yani...