Serdar ESEN
HDP, bir süredir üzerinde en çok konuşulan siyasi partilerden biri durumunda. HDP denildiğinde de "Türkiyelileşme" konusu akla gelmekte, üzerinde derin tartışmalar yürütülmektedir.
“Türkiyelileşme” sözcüğünden anlaşılan HDP’nin Türkiye’nin tüm toplumsal kesimlerine hitap edebilen, tümünü kucaklayabilen bir parti olmasıdır. Bazı kesimler HDP’yi ısrarla “Kürt partisi” olarak görmek ve göstermek isterken, HDP gerek parti programı, gerek söylemleri ve seçim bildirgesi ile salt Kürtlerin değil, tüm mağdur kesimlerin partisi olduğunu ortaya koymaktadır.
Parti programında HDP şöyle tanımlanıyor;
“Ezilenlerin ve sömürülenlerin; işçilerin, emekçilerin, yoksulların, farklı ulus, dil, kültür ve inançlardan tüm halkların, göçmenlerin, mültecilerin, kadınların, köylülerin, gençlerin, emeklilerin, engellilerin, LGBT bireylerin, küçük esnafın, dışlanan ve yok sayılan bütün halkların ve inanç topluluklarının, yaşam alanları tahrip edilenlerin buluştuğu ortak mücadele partisidir”.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş’ın söylemleri halktaki HDP algısını değiştirmeye başlamıştı. Demirtaş’ın dili, tarzı aracılığı ile Kürt seçmen dışındaki yurttaşlar ile oluşturduğu pozitif ilişki genel seçimler öncesinde de sürdü. HDP’ye uzak duran pek çok kişi Demirtaş’a ve giderek de HDP’ye destek vermeye başladı. Bunun sonucu olarak 7 Haziran seçimlerinde HDP dışından, Kürt olmayan farklı kesimlerden HDP’ye önemli miktarda oy verildiği görüldü.
2014 Yerel Seçimleri'nde 2,8 milyon dolayında olan HDP oyları, 7 Haziran’da 6 milyona çıkmıştır. Bu oy artışının önemli bir bölümü daha önce AKP’ye oy veren Kürtler'den gelirken, küçümsenmeyecek bir miktar oy da (bir milyondan fazla) diğer kesimlerden alınmıştır. Kürtler dışındaki kesimlerden gelen oyların “AKP’yi durdurma” gibi bir amacı olsa da, bu oyların HDP’nin radikal demokrasi ve çoğulculuk anlayışına da verildiği açıktır. Öte yandan, büyük kentlerdeki Kürt işçilerin HDP’ye oy verirken, ağırlıkla onun radikal demokrasi, çoğulculuk, farklılıkların bir arada eşit olarak yaşaması politikalarına oy verdiği araştırmalarla ortaya koyulmuştur.
“Türkiyelileşme” aslında çoğulculuk demektir. “Çoğunlukçuluk” anlayışına karşı, tüm farklı kesimlerin de haklarını, taleplerini savunmak anlamına gelmektedir. HDP programı toplumdaki tüm mağdur kesimlerin taleplerini dile getirirken, tam da çoğulculuktan, radikal demokrasiden yana bir tavrı sergiliyor. Dolayısıyla “Türkiyelileşme” ya da çoğulculuk HDP için olmazsa olmaz bir kavramdır.
HDP’nin oylarının çok büyük bölümünü Kürtler'den aldığı bir gerçektir. Ancak HDP, Kürtler'den aldığı oyların sınırına yaklaşmıştır. Bundan sonra oylarını arttıracaksa, bu artış büyük ölçüde Kürtler dışındaki diğer mağdur kesimlerden gelecektir. HDP’nin bu kesimlerden oy alarak ana muhalefet, hatta iktidar olabilmesi, çoğulculuk ilkesini sürdürmesi ve geliştirmesine bağlıdır.
HDP’nin “Türkiyelileşme” politikası ile siyasette önemli bir aktör konumuna gelmesi kuşkusuz ki bazılarını rahatsız etmektedir. Bu gelişmeden rahatsız olan kesimlerin başında “milliyetçiler” gelmektedir. Tüm etnik kimlik ve inançların mağduriyet temelinde HDP’de birleşmesi, AKP ve MHP’nin politikaları önünde engel oluşturmakta, “Türk milliyetçiliği” veya “İslam milliyetçiliği” yaparak oy toplamalarını zorlaştırmaktadır.
Öte yandan Kürtler içinde de bir kesimin, HDP’nin milliyetçilik karşıtı politikalarına ve çoğulculuk anlayışına karşı çıktığı bilinmektedir.
HDP 7 Haziran’da hem zihinlerdeki barajı, hem de seçim barajını yıkarak çok önemli bir başarı elde etmiştir. Ancak asıl zor dönem bundan sonrasıdır. Ya çoğulculuk yolunda ilerleyerek gelişecek, Kürtlerle birlikte tüm mağdurların umudu olarak bir sonraki seçimde ana muhalefet haline gelecek; ya da içeriden ve dışarıdan paçasını çeken milliyetçilere teslim olarak marjinalleşecektir.
HDP’nin “çocukluk hastalıklarını” aşarak, tüm farklılıkların, mağdurların sesini, radikal demokrasiyi Türkiye siyasetinde hak ettiği yere taşıyacağını umuyorum.
http://www.bursaport.com/makaleler/serdar-esen/hdp-ve-turkiyelilesme-uzerine-1691.html
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.02.2018
17.09.2016
13.03.2016
21.12.2015
9.02.2015
26.11.2015
11.11.2015
27.10.2015
11.10.2015
23.09.2015