Süleyman YAŞAR
Dün Türkiye İstatistik Kurumu bu yılın ikinci çeyrek büyümesini açıkladı. Buna göre; Nisan- Mayıs- Haziran’da Türkiye ekonomisi Türk Lirası olarak sabit fiyatlarla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,8 oranında büyüdü. Ama dolar olarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,7 oranında küçüldü. Böylece son bir yılda milli gelir 799 milyar dolardan 772 milyar 337 milyon dolara geriledi. Böylece kişi başına gelir 10 bin 390 dolardan 9 bin 901 dolara düştü. İşte kişi başına gelir, on bin doların altına gerileyince, Türkiye orta gelirli ülkeler arasından çıkıp fakir ülke kategorisine doğru yol aldı.
Hani “orta gelir tuzağına yakalanmayalım, orta geliri aşalım” derken bırakın orta geliri aşmayı, orta gelirde bile kalamadık. Aşağıya doğru gittik.
Peki, “niye böyle oldu” sorusu akla gelebilir.
Hemen cevaplayalım; Türkiye dış ticarete konu olan sanayi ve tarım ürünü yerine lüks alışveriş merkezi, lüks konut, lüks lokanta, lüks otomobile paraları yatırınca ihracat geriledi. Döviz kazançları azaldı. Bu nedenle ikinci çeyrekte ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,1 oranında azalırken, ithalat yüzde 1,6 oranında arttı. İşte ekonomide döviz cinsinden küçülmenin nedenini ithalat ve ihracat sayılarındaki bu gelişme bize açıklıyor.
Şimdi bazıları Türk Lirası olarak büyüdük, sevinmeyelim mi peki, diye soracaklar. Evet sevinebilirsiniz. Ama yatırımcılardan pek sevinen olmadı bu türden büyümeye. Çünkü dün milli gelir rakamları açıklandığında BİST 100 endeksi düştü. Dolar Türk Lirası karşısında en yüksek düzeyine çıktı. Demek ki kendi paranla büyümeye yatırımcı pek sıcak bakmıyor.
***
Vergiden bunalan okuyucu mektubu
Vergi ve sosyal güvenlik borçları nedeniyle çocuklarıyla zor durumda kalan, aile huzuru bozulan bir okuyucumuzun yayınlanmasını istediği mektubunu çocuklara ve aileye çok önem verdiğini sık sık belirten mevcut iktidarın gereğini yapması için bilgilerine sunuyoruz:
“1992 Yılında ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun oldum. 1998 yılında limited şirket kurarak küçük çaplı taahhüt işleri yapmaya başladım. Ancak ilerleyen yıllarda ülkemizdeki ve dünyadaki ekonomik krizlerden etkilendim ve işlerim kötü gitmeye başladı. Özelliklede ülkemizdeki anayasa fırlatma olayından sonra tamamen iflas ettim.
Bu arada vergi ve SSK borçlarımı da ödeyemez hale geldim. Zamanla bu borçlar faizleriyle beraber katlanarak çok büyük meblağ haline geldi. Bu arada tabii ki hiçbir ihaleye giremedim, ticaret yapamadım. Hiç bir bankayla çalışamadım. Her yönden tamamen kilitlendim. 1 Temmuz 2012 de çıkan yeni TTK göre de şirketim kapanacakmış veya kapandı. (Şirketim faal olmadığı için veya münfesih olduğu için.) Ama borçlar da ortaklara kalacakmış. Çıkan vergi barışı yasası da bana çözüm olmadı. Çünkü borç bayağı artmış indirimden dahi ödeyecek gücüm kalmamıştı. Şu anda da çok zor durumdayım. Çünkü yaklaşık on beş yıldır vergi borcuma faiz işleniyor ve borcum katlanıp gidiyor. Ödenecek gibi de değil. Ben ise hiçbir şekilde ticaret yapamıyor, ihalelere giremiyor, hiçbir bankayla çalışamıyorum.
Ancak maaşlı olarak çalışarak hayatımı idame etmeye çalışıyorum. Onda bile sıkıntı yaşıyorum. Maaşıma gelen hacizlerden dolayı ya işime son veriliyor ya da kesintiden dolayı ben ve ailem mağdur olup geçim sıkıntısı yaşıyoruz. Bu sefer de aile içi kavgalar başlıyor. Dolayısıyla aile huzurum diye bir şey kalmıyor. Bütün aile bireylerinin bundan dolayı psikolojileri bozuk ve her gün aile içinde tartışmalar oluyor. Her yerde haciz var üzerimde. Şimdi bu durumda ben bu borcu nasıl ödeyeceğim.
Ben ve benim gibi Türkiye’de binlerce kişi var. Verilere göre Türkiye de yaklaşık 250 bin kapanacak şirket var. Bu olaydan dolayı da yaklaşık 1.500.000 kişi mağdur olacak. Bizleri tekrar ekonomiye kazandırma adına bizlere yeni bir şans, yeni bir sayfa açılamaz mı? Şirket kapanınca, ticaret yapamayınca kişilere kalan bu borçların ödenmesi zor olmayacak mı? Bu konuda bir çalışma yapılarak benim durumuma düşen (Türkiye de yaklaşık bir milyon beş yüz bin kişi var) insanlar için bir çalışma yapılarak bizleri bu borçlardan kurtaracak bir formül bulunamaz mı? Bizleri tekrar ekonomiye kazandıracak bir yasal düzenleme yapılarak bu borç ve hacizlerden kurtarılarak bizler için yeni bir şans ve beyaz sayfa açılabilir mi?
Ben ve benim gibi olanlar gerçekten vergi yüzsüzü değiliz. Bizler ailelerimizle beraber çok mağdur durumdayız. Her yerden haciz var. Maaşlı olarak çalışamıyoruz. Hemen maaşımıza haciz geliyor, İşveren de bu durum karşısında işimize son veriyor. Hiç bir şey yapamıyoruz. Dolayısıyla bu borçları da ödeyemiyoruz. Bu konuyu gazetenizdeki köşenizde dile getirmenizi sizden rica ediyoruz.” E.D.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2016
13.07.2016
4.02.2016
2.02.2016
1.02.2016
10.06.2016
31.05.2016
27.05.2016
18.05.2016
17.05.2016