Yasin AKTAY
Yüksek Öğretim, özellikle YÖK kurulalı beri Türkiye’nin en önemli sorun alanlarından biri. Aslında YÖK’ten önce de, hatta 1933 Üniversite Reformu’ndan beri üniversite rejimin en önemli vesayet kurumu olarak tasarlanmış. YÖK’ün kuruluşu bu vesayetin daha etkili, verimli ve aktif kılınması amacına uygun olarak güncellenmesi işleminden başka bir şey değildir. 1933’te yapılan üniversite reformu da daha bilimsel, daha özgür ve çağın ihtiyaçlarına daha uygun bir bilim amacını hiç bir şekilde gütmüyordu. Aksine yapılan ideolojik ağırlığın sün derece fazla olan inkılapların ideologluğunu ve militanlığını yapacak nesiller yetiştirmekti amaç. Darülfünun o amacı gerçekleştirmekten çok uzaktı ve aslında her karşılaştırmada sonradan kurulacak olan üniversiteden çok daha bağımsız, çok daha bilimseldi.
Üniversitelere bu misyonu yüklediği halde, tek partili rejimin üniversite sayısını artırmak, yüksek eğitimi yaygınlaştırmak gibi bir arayışı hiç bir zaman olmadı. Daha fazla üniversite, kolay kontrol edilemeyecek ve istenmeyen yükselişi durdurulamayacak halk demekti. O yüzden daha kurulalı 15 yıl geçmeden Ankara DTCF’nde 1946 yılında aralarında Behice Boran, Niyazi Berkes, Muzaffer Şerif gibilerinin de bulunduğu ciddi akademisyen tasfiyeleri yapıldı.
Sonradan da askeri vesayet ne zaman darbe teşebbüsünde bulunsa üniversiteler bir tür kolordu gibi düşünülüp, görevlendirildi. Üniversite hocaları genellikle askeri vesayet doğrultusunda örgütlenip ses verdi, öğrenci olayları da tasarlanan darbelerin yolunu döşeyen taşlar olarak kurgulandı.
12 Eylül sonrasında da 28 Şubat sonrasında da üniversitelerin Türkiye’ye özgü rolleri tipik bir biçimde sergilendi. Üniversiteler hiç bir şekilde üniversitelerin dünyadaki misyonuna uygun bir rol ve performans arayışında olmadı. Aksine, rejimin ideolojik hedeflerine uygun nesiler yetiştirmek gibi saçma sapan bir misyon benimsediler ve uyguladılar. O yüzden kılık kıyafet her zaman üniversitede üretilecek bilgiden ve düşünceden daha önemli sayıldı. Üniversitenin kendisinden ziyade üniversiteyi okuyacak kişilerin kimliğiyle ilgilenildi. Çünkü üniversite eğitiminin sağlayacağı sınıfsal avantajlara kimin sahip olacağı kontrol altına alınmalıydı.
Her isteyen elini kolunu sallayarak üniversiteye girememeli, giren herkes de rejime sonsuz sadakatinden emin olunmadığı sürece mezun olamamalıydı. Başörtüsü dedilerse ondan dediler, sakal dediler ondan, katsayı dedilerse yine ondan dediler. Sadece katsayı uygulaması bile tam bir matematik deha gerektiren zeka ürünü bir uygulamaydı. YÖK’ün koca koca profesörleri aylarca bir araya gelip o buluşu yapmışlardı ya!
YÖK’te beklenen yasa değişikliği bir türlü gerçekleşmedi. YÖK, yasal zeminde aynı YÖK. Ama son zamanlarda gezdiğim, gördüğüm bütün üniversitelerin uğraştığı konulara bakıldığında, sorunun yasada değil zihniyette olduğu çok daha iyi anlaşılıyor. Son zamanlarda üniversitelerin tamamen araştırmanın, eğitimin, öğrenci kalitesinin ve katılımının daha da iyi sağlanması yönünde arayışlara ve çabalara yoğunlaştığını bizzat görüyorum. Hakkari’den Muş’a, Siirt’ten Edirne’ye üniversiteler, yüksek öğretimin bugünkü pazarında daha iyi nasıl yer alabileceklerini, nasıl bir fark ortaya koyabileceklerini araştırıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi’nin Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesinin Dekan ve öğretim elemanlarının bir toplantısına misafir oldum. Gördüklerimin üniversite ideali adına beni müthiş heyecanlandırdığını ve umutlandırdığını söyleyebilirim. Tartışılan konular tamamen bilginin günümüzün gelişen iletişim ve küreselleşme çağında nasıl en etkili biçimde aktarılabileceği, öğrenci katılımının en verimli biçimde nasıl sağlanabileceğine odaklanmış.
İnternet olanakları kullanılarak oluşturulan bir sistem söz konusu olduğu için öğrencinin devam mecburiyeti yok. Öğrenci kendisini hazır hissettiğinde ilgili derse ait dokümanlar üzerinden çalışmasını gerçekleştirebiliyor. Her dersin hocası tarafından hazırlanan bir ders kitabı ve ders kitabının ayrıntılı ve açıklayıcı biçimde anlatıldığı videolarla öğrencinin daha interaktif bir eğitim sürecinden geçmesi sağlanıyor.
Teknoloji destekli eğitim-öğretim ilk aşamada öğrenci kararlılığını ciddi biçimde etkilemedi ancak örgün eğitime göre caydırıcılık daha az, program daha esnek olduğu için öğrencilerin eğitim süreçlerine daha aktif katılımları konusunda bir fırsat oluşturulabilir.
İstanbul Üniversitesi AUZEF bu fırsatı oluşturabilmek için akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar için de uygulamalar üretmiş durumda. Öğrenci bu uygulamaları telefonuna indirdikten sonra kendisini hazır hissettiği her an ilgili derse ilişkin dokümanları okuyabiliyor, derse ait videoları izleyebiliyor. AUZEF yönetimi öğrenciler arasında yaptığı bir anketle bu uygulamalara ilişkin talepleri tespit etmiş. Örneğin öğrenciler internet paketi kota aşımı sorununu sıklıkla ifade ettikleri için AUZEF bu sorunun çözümüne dönük teknolojik çözümler üretmiş.
Dersler için kullanılan metin formatının ilgili yerlerine çok kısa bir süre içerisinde küçük videoların eklenmesi de sağlanarak dersin hocasının gerekli gördüğü yerlerde daha açıklayıcı olması sağlanmış olacak.
İstanbul Üniversitesi AUZEF Dekanı Prof. Dr. Alper Cihan oluşturdukları sistemi «diploma odaklı değil öğrenme odaklı bir sistem» olarak tanımlıyor.
Üniversite hocalarının, hiç bir ideolojik gündemle boğuşmadan sadece bilim ve üniversite işine odaklanmış olduklarını görmek, ne yalan söyleyeyim, beni gerçekten tek kelimeyle coşturdu.
Demek yasa her şey değilmiş. Ama yine de elimiz değmişken ona da el atmakta fayda var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019