Halil BERKTAY
Geçen günkü yazımın sonunda, beş temel soru sordum, haftalardır kafamın içinde ve bu köşede tartıştığım hemen herkese. Bari kendi cevaplarımı da vereyim.
(1) Devlete karşı, yani “dikey” olarak dahi “haklı şiddet”in genellenip teorileştirilebilecek düzeyde yaygın bir zemini kaldı mı ?
Birkaç bakımdan hayır. 1875-1914’teki Yeni Emperyalizm dalgasının yarattığı büyük kolonyal imparatorluklar çöktü. Politik ve ekonomik eşitsizlikler tabii yaygın. Ama zorlaya zorlaya çığrından çıkarılmamış somut ve doğru anlamıyla sömürge de, “gizli işgal” saçmalığını hortlatmayacaksak (Irak ve Afganistan hariç) işgal de hemen hiç yok. Diktatörlükler var ama “yumuşak güç” yöntemlerine hiç hayat hakkı tanımayacak kadar değil. Herhangi bir ülkenin kendi içinde, iktidarı sosyalist veya başka bir devrim uğruna, zorla ele geçirmeye kalkışmak, çoktan kabul edilirliğini yitirdi. Buna karşılık ve Soğuk Savaşın da sona ermesiyle, iç ve dış dinamiklerin beslediği demokrasi olanakları çok genişledi. “Başka çare olmadığı”na kimse inanmıyor. Çaresizlik denen şeyin ideolojik bir tercih olduğu açıklık kazanıyor.
Bu koşullarda, halk savaşında israr etmek çıkmaz sokak. Bu efsane sona erdi. Büyüsü bozuldu; bırakın yeni taban bulmayı, mevcut tabanını koruması mümkün değil. İnadı fazla uzatan örgütler ise mutlaka krize giriyor. Ne yapacağını şaşırıyor; programı ve talepleri bile yazboz tahtasına dönüyor. PKK’nın son bir-iki yılı bunun tipik örneği. Açtığı hiçbir kampanyayı sürdüremedi, arkasında duramadı. Ayrılık ve bağımsızlık mı istiyorlar, özerklik mi, Türkiye içinde demokratik hak ve reformlar mı; bunlar dahi netleşmiyor. Bir öyle bir böyle derken, saygınlık ve ittifaklarını yitirip darbe almaya devam ediyorlar. Silâhlı mücadele insanları ilk ağızda da olsa etkileyip hayranlık ve sempati toplamaktan çıkıyor; zıddına : kendi kendini kriminalize etmeye dönüşüyor.
Nabi Yağcı bir “BDP’yi kriminalize etme” eleştirisi yapmıştı. Yanlış. BDP, sürekli PKK’nın gölgesinde kaldığı için, özgün kimliği ve sesini bulamadığı için, KCK diye bir siyasî komiserler kademesinin denetimine boyun eğdiği için, savaşın yeniden başlamasına itiraz edemediği için, öncelikle kendi kendini kriminalize ve izole ediyor. Bunu diğer Kürt akımları da net bir şekilde görüyor ve söylüyor. Yirmi beş yıl sonra bugün, PKK’yı silâhlı mücadele yoluyla (başka türlü kabul edilmeyeceği iddia edilen) Kürt meselesini herkese kabul ettirdiği için onaylamıyorlar. Tersine, bir bütün olarak Kürt özgürlük hareketinin zaman içinde barışçı yollardan kazanacağı meşruiyeti yokettiğinin altını çiziyorlar.
(2) “Haklı şiddet”e sarılan, silâh kullanan ve bırakmayan bir örgütün, başka, silâhsız örgüt ve kişilerle “yatay” ilişkileri ne olur ?
Bunun cevabını, ancak demokrasiyi hor gören, ya da herhangi bir demokratik siyaset kültürü ve alışkanlığı olmayanlar bilemeyebilir. 20. yüzyıl başlarında “yatay” şiddet çok yeni bir şeydi. Sol partiler, hemen sadece devletten gelen şiddete karşı demokrasiye daha geniş bir alan açmaya çalışıyorlardı. Derken Faşist kara gömlekliler ve kahverengi gömlekli Nazi SA’ları, öncelikle devlete karşı bile değil, sol rakip ve düşmanlarına karşı şiddet kullanıp herkesi gafil avladılar, paralize ettiler, kamusal alanı ele geçirdiler, demokrasiye soluk alma olanağı bırakmadılar.
Kıssadan hisse, siyaset sahnesinde barışçı “normal politika” örgütleri silâhlı “anormal politika” örgütleriyle yan yana barınamaz; eşit ve âdil bir rekabet içinde olamaz; (onlar da askerîleşmedikçe ve bu militarizasyonu bütün sonuçlarıyla içselleştirmedikçe) kolay kolay hayat hakkı bulamaz. Milliyetçilik “sert” bir ideolojidir; kendi “doğru”larına inancı o kadar güçlüdür ki alternatif kabul etmez. Silâh ve şiddet devletle sınırlı kalmaz; yanlamasına da yayılır.
Balkan Savaşları öncesinde Osmanlı yönetimindeki Makedonya’da faaliyet gösteren IMRO (İç Makedonya Devrimci Örgütü), sırf Müslüman Türklere veya rakip Sırp ve Yunan milliyetçi komita’ları değil, Bulgarca konuşan nüfus arasında, kendi kralcı-milliyetçi “Büyük Bulgaristan” çizgisi dışındaki bütün diğer akım ve gruplar üzerinde de terör estiriyordu. Aynı şeyi Kıbrıs’ta EOKA-B, Yunan komünistlerine; geçenlerde devlet törenleriyle uğurlanan Rauf Denktaş’ın TMT’si ise Türk komünistlerine reva görmekteydi. IRA’nın Kuzey İrlanda’da, UÇK’nın Kosova’da yaptıkları hiç farklı değildi. Ermenistan-Azerbaycan savaşlarında da, iki taraf “cephe”de birbirlerine karşı Sumgait veya Hocalı katliamlarını gerçekleştirmenin yanı sıra, “cephe gerisi”nde kendi muhaliflerini tutturabildiğinde şiddetle ezip susturmaktan geri durmadı.
PKK ise, yıllardır biliyorduk ama şimdi iyice açığa çıktı çünkü artık herkes tek tek anlatıyor, devletle savaşmaya başlamadan önce diğer Kürt gruplarına karşı şiddet kullanarak, adam öldürerek kendine yer açmış, tekel kurmuş bir örgüt. Bugün herkesin gözü üzerindeyken bile, Kürt rakiplerini karalamak ve tehdit etmekten zerrece geri durmuyor. Bu sözel propaganda şiddetinin ardında ise, “kendine ait” saydığı bölge üzerindeki, son tahlilde silâhlı gücü, mutlak iktidar ve hegemonya özlemi yatıyor.
Bütün diğer siyasî partiler ve sivil toplum örgütleri, savaştan vazgeçmediği ve silâh bırakmadığı sürece, nasıl böyle bir örgüte güvenip onunla işbirliği yapabilirler ?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024