Melih ALTINOK
MHP’ye muhabbet beslemediğimi ve yeni anayasa yapacağımız bir süreçte parlamentoda olmamalarının faydalı olacağını kıvırmadan söylememin, kimi “solcuları” ve “demokratları” bu denli huzursuz etmesini gerçekten kaygıyla izliyorum.
Pazartesi akşamı Ali Kırca’nın programında, nerdeyse “AKP gitsin de MHP’ye razıyız” noktasına gelen Selahattin Demirtaş’ı izlerken de çok üzüldüm.
Solun gerçekten ayaklarını yerden kesecek bu tehlikeli ilişkiye girmesinin temel nedeni kuşkusu ki AKPfobi ve genel olarak İslamofobi.
Ama arkadaşlar elbette ki bu saplantılarını kamusal alandaki tartışmalarda açık açık dillendirmedikleri için, son zamanlarda çantalarından eksik etmedikleri itidal kılıfıyla kamufle ediyorlar.
İlk dillendirdikleri iddia ise hepimizin fazlasıyla aşina olduğu o klişe umacı. MHP’nin parlamento dışında kalması halinde, güya Bahçeli ile birlikte baltalarını rafa kaldıran ülkücülerin tekrar sokağa çıkacağını iddia ediyorlar.
Doğrudur, merkez, siyasi fraksiyonların aşırılıklarını törpüler. Bu öngörü, bir süredir parlamentoda olan MHP’nin Başkent’teki siyasi söylemleri için de kısmen söz konusu. Ama altını çizerek söylüyorum yalnız parlamentoda ve o da kısmen.
Çünkü bu kabulde ısrarcı olanlar, militan tabanını yoğun olarak genç-erkek nüfusun oluşturduğu MHP’nin, Ülkü Ocakları vb. aktif örgütlülükleriyle üniversitelerde ve güçlü olduğu taşrada yarattığı milliyetçi baskıyı görmezden geliyor.
Oysa mesela Erzurum’da, Samsun’da demokrat, solcu ya da Kürt bir öğrenciyle konuşsunlar bakalım; Maraş’ta herhangi bir etkinlikten linç edilmeden kurtulmayı şans sayan bir STK aktivistini dinlesinler, yine aynı sakızı çiğneyebilir mi dersiniz?
Kısacası MHP zaten sokakta ama siz başınızı çağdaş tekkelerinizin penceresinden çıkartmadığınız için göremiyorsunuz.
Katı milliyetçi ideolojilerinin sorunlarından ziyade beyaz çorap ve bıyık yasağı gibi imaj çalışmalarına odaklanan Bahçeli’nin, müesses nizam için bir denge unsuru olma vasfından hiçbir zaman kurtulamayan partisinin ontolojisini reddetmeye çok hevesli olduğu tesbiti bence bazılarımızın hüsnükuruntusundan ibaret.
MHP gibi statik bir partinin oy aldığı, reflekslerinin temelinde katı milliyetçilik olan kesimleri elinin tersiyle itip demokratlara yönelme macerasına soyunması kolay mı?
MHP’deki tadilat, yapısal bir dönüşüme değil, partinin konjonktürün gerekliliklerine uygun olarak silahlarını revize etmesinden ibaretti.
Bu noktada Adana’da görüştüğüm AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’in Bahçeli’nin son birkaç yıldır itidal çağrılarını yazılı, hamasi nutuklarını ise meydanlarda canhıraş sözlü ifade etme taktiğine dair tesbitlerini önemsiyorum.
Çelik’e kulak verelim: “Klasik MHP analizlerini unutun. Genel olarak Orta Anadolu muhafazakârlığından beslenen MHP son dönemde bu bölgelerde oy kaybedip sadece kıyılarda varlık gösterebiliyorlar. Okyanus ötesini adres gösterdikleri açıklamalarında da görüldüğü üzere ulusalcı kesimlere yöneliyor. Politikalarında geleneksel, yerli bir içeriğin izi bile yok. Düpedüz tipik Rus milliyetçiliğinin Avrasya’ya uyarlanmış hali ile karşı karşıyayız.”
Kızılelma koalisyonunu akla getirircesine MHP’ye ısınan sol çevreler, milliyetçilikle mücadele edenler dünyanın neresinde, faşizan ideolojilerin temsilcisi bir parti Meclis dışında kalır da sokağa taşar diye telaşlanmıştır, ona arka çıkmıştır, bir düşünmeliler bence.
Yoksa “E bari MHP’yi iktidar yapmak için çalışın da tümden demokrat olsunlar” diye kendilerine takılanlara meze olmaktan öteye geçemezler.
Farkında mısınız AKP’nin meşhur seçim sloganı doğrulanıyor. Kimi Türkiyeli solcular, demokratlar, ve Kürt siyasiler, yıllardır mücadele ettikleri MHP baraj altında kalmasın diye çırpınıyorlar. Yetmiyor, “Ziyanı yok faşistler olmadan da anayasa yaparız, milliyetçilik daha da güçlenmek için form değiştiriyor” diyen solcu yazarları lanetliyorlar.
AKP sayesinde bir hayal daha gerçek oluyor işteJ
CHP’ye bak MHP’yi gör
MHP’deki kaset skandallarına gelince.
Dış odakların Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti kurma emelleri için MHP’yi tasfiye etmeye soyundukları türünden komplo teorilerini bırakıp, Türkiye’deki siyasetin iç dinamiklerine odaklanmadığımız sürece bu iğrenç siyaset tarzı kaderimiz olmaya devam edecek.
Bugün MHP’yi dizayn etmek isteyenlerin kimliği ve amaçlarını merak edenler, çok değil bir yıl önce CHP’ye yapılan kaset operasyonuna baksınlar. Kimler, partinin söylemelerini demokratlaştırarak değil de, içe kapanmacı, yerel, Kemalist perspektifini cilalayarak AKP karşısında güçlü bir CHP alternatifi yaratmaya çalışıyorsa bugün MHP’ye gözünü dikenler de onlardır.
Nasıl CHP’de “yenileşiyoruz” derken Ergenekon sanıklarını milletvekili adayı yapacak bir yönetim kurulduysa, sosyal demokratlara yaraşır şekilde “ne marşı kardeşim” demek yerine ahalinin gözü “10. yıl marşını bırakalım 100. yıl marşı yazalım” diyen aklı evvellerle boyanmaya çalışıldıysa, MHP’de arzulanan da bu yönde bir değişim.
Statüko, MHP’de Bahçeli’nin gerçekleştiremediği revizyonu hızlandıracak, partiye sonradan dâhil olan Engin Alan ve Ümit Özdağ gibi isimlerin yönetime getirilmesinin yolunu hazırlıyor.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019