Melih ALTINOK
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Orta Amerika ziyaretinde Colombiya'dan sonra ikinci durağı Küba oldu. Erdoğan ve aralarında kendisini izleyen gazetecilerin de olduğu heyet adaya gece yarısına doğru indi.
Havaalanı ve otelimiz arasındaki Türkiye heyeti onuruna az da olsa aydınlatılmış yolda ilerlerken içimi garip bir hüzün kapladı.
Zira Havana, unutulmuş şöhretini hatırlatmak için ihtiyarlığına aldırmadan giyimiyle ve tavırlarıyla "gençliğini taklit eden" bir aktristen farksız.
Ülke nüfusunun üçte birinin yaşadığı Havana kırsalla kıyaslanamayacak kadar iyi durumda olsa da, kentteki binaların ve altyapının tamamına yakını 1959'daki devrimden öncesine ait. Kentte gezerken adım başı rastladığınız enkazlar da her gün bakımsızlıktan yıkılan binalardan sadece birkaçı. Sokaklardaki arabalar ve otobüslerse nostalji yapmak için bile çok eski.
Ancak devrimden hemen sonra başlayan ağır ABD ambargosunu ve Sovyet blokunun çözülmesiyle ülkeye yapılan yardımların kesildiğini düşününce insan buna da şükrediyor.
Orta-üst gelir sınıfına mensup bir doktorun bile 20 dolar civarında kazandığı, güzelliği dışında neredeyse doğal kaynağı olmayan ülkede halk hakikaten iyi idare ediyor, ayakta kalmayı başarıyor.
Zamana inat sökmez
Ne var ki bu "direnişin" onurlu bir halkın kanaatkârlığı ve rejimin iletişim, seyahat, mülkiyet, siyaset gibi en temel alanlardaki katı baskılarıyla sürdürülmesi artık çok zor.
Çünkü Twitter gibi mecraların yasaklanmasına, ülkedeki resmî kanalların duvar kâğıdı yayını yapmasına ve siyasi dedikodunun bile suç olmasına rağmen sokak, daha da önemlisi gençlik dünyaya "bağlı."
Sokaklardaki binlerce turist yalnızca değerli para getirmiyor, evrensele öğüt veren kapalılığın, yerelliğin trajedisini de açık ediyor. Havana sokaklarını arşınlayan "gelecekten gelmiş yabancılar", ülkenin dünün romantizmindeki ısrarını karikatürleştiriyor.
Ancak bu durum sürdürülebilir görünmüyor. Eğitimli, entelektüel, neşeli ve mazbut Küba halkı bu muhteşem adanın üzerine bir dönem için el mecbur çekilen gri boyayı çok yakında kazıyacak.
Ne var ki asıl soru şu? Ortaya çıkacak zemin gökkuşağı gibi göz alıcı mı olacak? Yoksa kimi doğu bloku ülkelerinde şahit olduğumuz üzere Küba'da da karman çorman, uyumsuz ve rahatsız edici bir garabetle mi karşılaşacağız?
Bence Başkan Raul Castro bu dönüşüm sürecine eski reflekslerle direnip, çözümü yine eski dünyanın içe kapanmacı ittifaklarında arayarak inisiyatifi vahşi kapitalistlere bırakmamalı. Eli mutlaka o dağıtmalı. Vicdanlı, adil bir geçiş, beşten büyük dünya ile entegrasyon projesini kendisi başlatmalı.
Ve artık "özgürlük" deyince halkın haklarını değil, önce ve sadece "devletin bağımsızlığını" anlayan Ortodoks sol paradigmanın "imkânsızlığını" kabul etmeli.
Küba sokaklarında adı Atatürk ile birlikte müthiş popülariteye ve sempatiye sahip olan Erdoğan'ın Küba'ya yaptığı son ziyaret, sözünü ettiğim perspektif için çok önemli.
Yalnızca halk değil, Küba yönetimi de Türkiye'nin "farkında." Erdoğan'ın "one minute" çıkışı ve Türkiye'nin son dönemlerdeki mazlum halkların safında konumlanan dış politikası, Küba'da enternasyonalist bir ruhla sahipleniliyor.
Tıpkı Tsipras'lı Yunanistan için yazdıklarım gibi, Türkiye değişen Küba'nın da yanında olmalı; onu desteklemeli.
Bizim Batistalar
Cumhurbaşkanının Havana'daki San Francisco Meydanı'nda yaptığı konuşmanın şu bölümü bence bu noktada umut verici:
"İki ülke arasındaki ticaret hacmi 28 milyon dolar. Bu rakam çok düşük. Bu Küba'ya yönelik yaptırımların da önemli bir neticesidir. Bu konuları da (Castro) kendisiyle görüştük. Bu yaptırımları doğru bulmuyoruz. İnsani açıdan da vicdani açıdan da doğru bulmuyoruz."
Umarım iki ülke insanlığa ve vicdana yaraşır formüllerle daha iyi günler inşa edecek.
O güne dek sizlere tavsiyem Küba'yı, Türkiye'de tehdit, hakaret ve kabadayılık özgürlüğü talep edecek kadar maksimalistleşen ancak adadaki istibdada alkış tutan bizim müzmin muhalefetin potasında değerlendirmeyin.
Çünkü, Erdoğan'ın adaya cami projesini bile, "Havana'da her dinin ibadethanesi var, Müslümanların niçin olmasın" diyerek destekleyen Kübalılar hakikaten başka bir dünyada. Küba’ya zaman zaman tatil devrimciliğine gelen bizim deterjan reklamı artistlerinin, milyon dolarlık çapulcuların Havana sokaklarındaki transları ise turistik bir faaliyet. Neyse hiç olmazsa Küba'da bir işe yarıyorlar. Küba turizmi, sınıfsal olarak Che'nin ve Castro'nun devirdiği Batista'nın muadili bizim huzursuzlar sayesinde hareketleniyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019