Abdulmenaf KIRAN
Kürdistan federe Devletindeki Referandum tarihi Haziran başında belirlenmişti.
Hükümet ağustos ayının son günlerine kadar bile referanduma karşı ciddi itirazda bulunmamıştı. 19 Ağustos 2017 günü İran Genel Kurmay Başkanı Türkiye’ye beklenmedik ani bir ziyarette bulundu. Üç gün süren ziyaret sonrasında yavaş yavaş Hükümetten referanduma karşı itirazlar yükselmeğe başladı. Referanduma son bir hafta kala, Hükümet adeta tüm işi gücü bırakıp, referandumun yapılmaması için uğraştı. Referandum yapıldıktan sonra bu kez Kürdistan federe devletinin bağımsızlığa giden sürecini tersine çevirmek için daha düne kadar yemende karşılıklı vekalet savaşı veren İran ile sarmaş dolaş oldu, bir yıl önce Beşika’da bulunan Türk birliğini kabul etmeyen merkezi Irak hükümeti ile tüm sorunlarını bir kenara attı, şimdi Kürtlere karşı Irak ordusu ile Kürdistan Federe Devletinin sınırlarında ortak askeri tatbikat yapılıyor!
Hükümet, her fırsatta “ Biz Kürtlere değil, Kürdistan Federe Devleti Yetkililerine karşıyız. Referandum Irak’ın toprak bütünlüğünü bozuyor ve Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye sokuyor. Ortadoğunun bağrına hançer saplıyor. Bu bir İsrail Projesidir. ‘’vs.
Bu dil, bal gibi de Kürt karşıtı bir dış politikadır. Irak’ın Kuzeyinde bir bağımsız Türkmen devleti kurulsaydı, bu hükümet Irak’ın toprak bütünlüğünü bahane gösterip karşı çıkmazdı. Dünyada sınırların değişmezliği diye bir şey olsaydı, şimdi halen dünyayı birkaç imparatorluk idare edecekti. Şu anda BM’ye üye 193 devlet vardır. Türkiye Cumhuriyeti Başka ülkelerin toprak bütünlüğünü savunmuş olsaydı, Sovyetler Birliğinin dağılmasına da karşı çıkacaktı. Küçücük bir ada olan Kıbrıs’ta da toprak bütünlüğünü savunması gerekirdi.
Sayın Erdoğan İŞİD’in Kobani’ye saldırdığı sırada “ Biz sınırlarımızda bir Kuzey Suriye istemiyoruz “ demişti. Eğer Suriye’nin Kuzeyinde bir Arap ya da Türk federe ya da bağımsız devleti kurulsaydı, eminim Türkiye’nin en ufak itirazı olmazdı. Mesele Kürt anasını görmesin meselesidir…
Bir iddia da Bağımsız Kürt Devletini sadece İsrail istiyor ve Kürdistan ikinci İsrail olacak söylemi.
Öncelikle Türkiye İsrail Devletinin Bağımsızlık ilanının üzerinde henüz 10 ay geçmeden ve İsrail – Arap çatışması devam ederken İsrail’i tanıyan ilk İslam Ülkesidir. Kimine göre Amerika ve Sovyetlerden sonra Dünya’da da İsrail’i tanıyan ilk birkaç ülkeden biridir. Türkiye ile İsrail arasında Ekim 1995’te imzalanan iki ülke hava kuvvetlerinin bir birlerinin topraklarını kullanma ve ortak eğitim yapma anlaşması, Şubat 1996 da Askeri İşbirliği ve Eğitim Anlaşması ve Ağustos 1996 da savunma sanayi işbirliği anlaşması imzalanmıştır. Bu çerçevede İsrail Pilotları Konya semalarında eğitim uçuşları yapmıştır. Halen bu anlaşmalar yürürlüktedir.
Dahası ABD’de Türkiye lehine lobi yapsın diye Yahudi lobilerine çuval çuval para verilmiştir. PKK militanlarını avlayan İnsansız hava araçları ilk önce İsrail’den kiralandı, daha sonra satın alındı. Milyonlarca dolar bu Heronlara verildi. İsrail silah sanayisinin en büyük müşterisi her halede Türkiye Cumhuriyeti olmalıdır. Hem İsrail ile her türlü anlaşma ve ticareti yap, hem de Kürtleri İsrail ile İşbirliği yapmakla suçlamaya çalışmak traji komik bir durum olmalıdır.
Türkiye Cumhuriyetinin Vatandaşlarının yaklaşık üçte biri Kürttür. Her gün bunların gözünün içine baka baka Kürt düşmanlığı yapmak, bu ülkeyi daha güvenli hale mi getiriyor? İç barışımızı bu şekilde mi sağlayacağız! Bu ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, ötekileştirici, ırkçı, şöven politika iç barışımızı zedeliyor. Bir ülke ancak kendisinden daha büyük ve saldırgan bir ülkeden güvenlik tehdidi alır. Bütün devletler, büyük değil, küçük devletlerle komşu olmak isterler. Zira büyük bir devlet her an saldıarabilir. Ama küçük devletler bunu göze alamaz. Kurulacak 6-7 milyon nüfuslu bağımsız bir Kürdistan Devleti,Türkiye Cumhuriyeti için Güvenlik tehdidi oluşturmaz. Üstelik Türkiye bu Kürdistan’nın dünyaya açılan hemen hemen tek penceresi iken bu hiç de mümkün değil. Bu güne kadar da Kürdistan Federe Devleti yetkililerinden Türkiye Karşıtı bir söylem duyulmamış. Türkiye Almanya’dan sonra en büyük ihracatını Kürdistan’a yapıyor.
Öte yandan Birleşik bir Irak demek İran’ın denetiminde Türkiye etrafında Şii bir kuşak demektir. Aynı zamanda Petrol Piyasasında İran’ın daha çok söz sahibi olması demektir. Esas Türkiye’nin güvenliğini tehdit edecek durum da bu olmalıdır. Bu ise Türkiye için dış politikanın çıkmaz sokağa girmesidir.
Türkiye istese de istemese de Kürtlerle 1350 km den fazla sınırdaştır. Kürt düşmanlığı Türkiye’ye güvenlik getirmez. Bağımsız bir Kürt devleti kaçınılmazdır. Bunun için konjektör gayet uygun. Zira pek çok devlet ve uluslararası şirket Kürdistan Federe devleti ile ekonomik, ticari ve güvenlik işbirliği sözleşmesi yapmıştır. Bu zaten de facto bir tanımadır. Türkiye bile Kürdistan federe devleti ile sözleşmeler yapmıştır. Beşika’daki Türk Birliği, Federe Kürt yönetiminin isteği ile yerleşmiştir. Bu gün biz yanıldık, biz bilmedik diye feryat koparmanın hiçbir manası yoktur. Kürtlerle barış içinde bir arada yaşamak Türkiye’nin de çıkarınadır. 05.102017
Av.Abdulmenaf KIRAN
HAK-PAR Gnl.Bşk.Yrd.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2020
30.03.2020
27.06.2019
28.05.2019
27.06.2018
24.04.2018
14.02.2018
4.02.2017
26.10.2017