Akın ÖZÇER
u başlık, temel sorunu demokratik bir anayasa yapamamak olan Türkiye ile ilgili değil. Dün halkoyuyla kabulünün 35. yıldönümü (6 Aralık 1978) olan İspanyol anayasasının günümüzün koşullarına uygun biçimde değiştirilmesi gerektiğini dile getiren bir söz. Bu sözün sahibi eski başbakanlardan ve “demokrasiye geçiş” döneminin (transición democrática) mimarlarından Felipe González Márquez.
Bilindiği üzere Felipe González, Kral Juan Carlos’un orkestra şefliğini yürüttüğü bu mucizevî demokratikleşme sürecinin Başbakan Adolfo Suárez’ den sonraki üçüncü adamı. İspanya’yı bölünmenin eşiğine getirmiş katı merkezi Frankist devlet yapısını kendine özgü demokratik bir özerklikler devletine (estado autonómico) dönüştüren siyasi hareketin öncüsü Sosyalist İşçi Partisi’nin (PSOE), o dönemdeki Genel Sekreteri. Felipe González’in ana muhalefet lideri olarak 1978 Anayasası’na yaptığı katkı büyük kısacası. Bu vesileyle, ayrı bir tartışma konusu belki ama CHP’nin PSOE’den, Kılıçdaroğlu’nun da González’den almaları gereken dersler olduğunu belirtmekte yarar var.
Anayasalar değişmez metinler değil
Anayasalar geniş bir toplumsal mutabakatla benimsenen ve bu nedenle basit çoğunluklarla değiştirilememesi gereken metinler. Ancak toplumların zaman içinde geçirdiği değişime koşut olarak eskiyen anayasaların yeni toplumsal koşullara uygun olarak değiştirilebilir olması gerekir. Felipe González de öteden beri İspanya’nın değişen siyasi koşullarına uygun olarak anayasada değişikliklere gidilmesini savunan siyasetçilerden. 1978 anayasa referandumunun yıldönümü vesilesiyle Cuma günü El Paísgazetesine verdiği mülâkatta bu görüşünün altını kalın çizgilerle çiziyor. 1978 anayasasının geleceğinin ancak gerekli değişiklikleri yapacak siyasi iradeye bağlı olarak var olabileceğini söylüyor.
Federal sistemin bir adım gerisinde yer alan 1978 anayasası aslında ayrılıkçı olmayan çevresel milliyetçilerin, mesela bazı BDP’li siyasetçilerin altına imza atacak kadar benimsedikleri bir metin. BDP’nin demokratik özerklik önerisinin 1978 anayasasından esinlendiği kimse için bir sır değil. 35 yıl öncesinin İspanya’sında MHP çizgisindeki Türk milliyetçileri gibi özerkliğin ülkeyi böleceği görüşünü savunan ve bu nedenle mevcut anayasaya karşı çıkan çoğu Franco rejimine yakın siyasetçiler vardı. González, onları işaret ederek “o zaman bu anayasayı istemeyen siyasi şahsiyetler şimdi aynı sertlikle anayasa reformuna karşı çıkıyor” diyor ve bunun mevcut paradoksu çok daha karmaşık hale getirdiğinin altını çiziyor.
İspanya’nın mevcut anayasası, İspanyol milliyetçilerin 70’li yıllarda savunduğunun aksine bağımsızlık talep eden ve özerk parlamentolarında salt çoğunluğa ulaşan Katalan ve Bask milliyetçilerin önünde aşılması imkânsız bir engel oluşturuyor. Hem de anayasanın elvermesi nedeniyle (madde 150) merkezden özerk yönetimlere sürekli yetki devri yapıldığı ve bu nedenle özerklik düzeyi 78’de öngörülmeyen ölçüde genişlemiş olduğu halde. Hatta Alman Federal Yasası’ndan esinlenen 78 Anayasası’nın İspanya’yı henüz adı konulmamış bir federal devlete dönüştürdüğü öne sürülmesine karşın. Yapımı sırasında “bu anayasa İspanya’yı böler” diyen İspanyol milliyetçiler şimdi González’in altını çizdiği gibi “anayasa değişmesin” çizgisinde duruyor (Türk milliyetçileri ile ulusalcılarının bu konulardaki tutumlarını okurun takdirine bırakıyorum).
Çevresel milliyetleri İspanya ile bütünleştirmek
Aslında Felipe González de İspanyol milliyetçileri gibi ülke bütünlüğünü savunuyor ama onlardan farklı olarak anayasada değişiklik ihtiyacını ortaya koyuyor. Katalan sorununu yakından izleyenlerin bildiği gibi, Katalan özerk parlamentosunda salt çoğunluğa dayanan Generalitat (özerk hükümet) Başkanı Artur Mas, gelecek yıl sadece Katalan özerk topluluğu sınırları içinde 1978 anayasasının tanımadığı kendi kaderini belirleme hakkına dayalı bir referandum düzenlemek istiyor. Referandum yetkisi merkezi hükümette olduğu gibi Anayasa Mahkemesi’nin içtihadı da siyasi konulardaki referandumlarının özerk topluluklar temelinde değil, İspanya genelinde düzenlenmesi gerektiği yönünde.
Felipe González, Artur Mas’a devlete meydan okuma niteliğindeki tutumundan ötürü açıkça cephe almıyor. Anayasa değişikliği önerisinin temelinde özerk topluluklarla derilmemesine bir diyalog başlatılması var. González, Katalanların yeni Özerklik Statüsü’nün (Estatut) özde kabul edilmekle birlikte bazı maddelerinin bugünkü iktidar partisi PP’nin (Partido Popular) başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’nce kısmen iptaline (2010) tepki göstermesinin anlayışla karşılanması gerektiği görüşünde. Nihayetinde özerk parlamentoda kabul edilmiş, bazı değişikliklerle Temsilciler Meclisi’nden geçmiş bir metne mahkemece dokunulmuş olması milliyetçi Katalanlarca kabul edilemiyor.
1978 Anayasası’nın en tartışmalı maddesi olan 2. maddesiyle ilgili tartışmalar sırasında Bask ve Katalan milliyetçiler metnin bugünkü haliyle, yani “milliyet/bölge ayırımıyla kabulü halinde daha ileri düzeyde bir özerklik talep etmeyecekleri” sözü vermişlerdi. Ama 2008’de Basklar, şimdi de Katalanlar referandum talepleriyle bu sözlerini tutmamış durumdalar. González, 35 yıl sonra böyle bir durumla karşılaşılacağını o zaman hiç aklına getirmediğini itiraf ediyor. Ama bunu bir zayıflık olarak nitelemiyor ve hiçbir anayasal kurumun “dayandığım çoğunluk böyle istiyor” diyerek anayasaya aykırı davranamayacağının altını çizerek Artur Mas’a aba altından sopa gösteriyor.
Aslında 1978 Anayasası’nın 155. maddesi, anayasa ve yasaların gereğini yapmayan ya da İspanya’nın genel çıkarlarına ciddi biçimde aykırı davranan bir özerk topluluğa yaptırım öngörüyor. Generalitat’a karşı bu maddenin uygulanıp uygulanmayacağı sorusuna karşılık, Felipe González, Artur Mas’ın anayasaya aykırı davranacağına inanmadığını söylüyor ve anayasa değişikliği öngörülürken dahi mevcut anayasaya uyulması gerektiğinin altını çiziyor.
Başından beri federal çözümden yana olan ancak anayasa görüşmelerinde uzlaşma sağlamak için mevcut sistemi savunan PSOE çevresel milliyetler sorununu aşmak için federal çözüm öneriyor. Aslında mevcut sistemin de federalizme doğru evrildiği dikkate alınacak olursa bunun kolay olacağını düşünüyor. González mevcut anayasa yapılırken çok tepki çekeceği için o zaman federal sisteme geçilmesinde ısrarcı olmadıklarını hatırlatıyor.
Federal çözümün bağımsızlık talep eden Katalan ve Bask milliyetçileri tatmin etmesi kolay değil. Çünkü onların istedikleri kendi kaderini belirleme hakkını içeren konfederal sistem. González daha çok âdem-i merkeziyetçilik diyor ve bunun finansal özerklikle sağlanabileceği izlenimi veriyor. Rajoy’la bu konudaki anlaşmazlığın Artur Mas’ı bağımsızlığı savunmaya kadar götürdüğü hatırlanacak olursa, sosyalistlerin önerisinin en azından Katalan krizini bir süre erteleyeceği düşünülebilir.
Buna karşılık iktidar partisi aynı dalga boyutunda değil. İki partinin liderleri arasında bu konuda görüşmeler olduğu basına yansıdı. Ancak PP lideri Başbakan Rajoy anayasanın ancak 1978 yılındaki geniş konsensüse varılabilirse değiştirilebileceğini ama böyle bir çoğunluğun olmadığını açıkladı. Aşırı sağı da içinde barındıran PP için çevresel milliyetçilere verilen tüm haklar mevcut anayasada var zaten; daha fazlasına gerek bulunmuyor.
González ise, bugün anayasa değişikliği için 1978’deki kadar geniş konsensüs olamayacağını imkânsız buluyor. O zaman diktatörlük rejimine karşı olanlarla o rejimin içinden gelenler bir araya geldiğine göre, bugün siyasi görüşler arasında o dönemdeki kadar büyük bir fark olması mümkün değil. İspanya farklı kimlikleri bir araya getiren bir ülke. Bunun İspanya’nın gerçeği olduğunun altını çizen González, bugün her zamankinden çok bu gerçeğe dayalı bir anayasa değişikliği yapmak gerektiğini vurguluyor.
http://serbestiyet.com/anayasa-degismezse-tum-kazanimlar-yok-olur/
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti
21.09.2025 - Yolun sonu
8.09.2025 - Geri Çağırma Hakkı
3.09.2025 - Demokratların çilesi
29.08.2025 - Seyfettin Çilesiz’in çilesi
18.08.2025 - Süreç ya da Çözüm Komisyonu
1.08.2025 - Terörün gecikmiş sonuna doğru
1.08.2025 - Anayasa referandumu
1.08.2025 - Özgür Özel CHP’de neyi değiştirdi?
26.06.2025 - Yeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün?
6.05.2023
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Paragraflar dolusu demogoji gun gibi acik olan gercegi ortemez. Ya bu yasiniza ragmen etrafta olan bitenden en ufak haberiniz yok, ya da bilmez ayagina yatiyorsunuz. Hangi saf bugun meselenin sadece askeri vesayetin bitirilmesi olduguna inanir? Niye israrla bir grup ultra-kemalistin elestirilerini cevapliyorsunuz? Gercek elestirisi baska bir yerden geliyor, niye duymamazliktan geliyorsunuz? Siz kemalistlerle polemige devam edin! Birakin geri kalanla polis ugrassin. Yerim ben sizin isbolumunuzu!
Demir
Bu yazı Emre Uslunun yazısı. Yanlış aktarılmış.
Ad Soyad Giriniz...
Sol/bolucu akimlarin etkisi sifirlanmadigi surece Tarafin misyonu bitmez. "Yetmez ama evet" gibi dahiyane bir kampanyaya imza atmis bir gazetenin yapacak daha cok isi var bence. Gazetede bu akimlari etkileme potansiyeli bulunan hala yeterince yazar var ama belki bir iki yeni isim mevcut tahribati onarabilir.
M Ali Haydar
mahruti beyne sahib bunaderler Allah yar ve yardimcin olsun