Mütevelli Heyeti Başkanlığını Selçuk Bayraktar’ın üstlendiği Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı, Türkiye’nin ilk havacılık, uzay ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST’i, 20-23 Eylül 2018 tarihleri arasında İstanbul Yeni Havalimanı’nın apron bölgesinde düzenliyor.

TEKNOFEST içinde düzenlenecek bazı etkinlikler şöyle: İGA’nın İTÜ ile birlikte düzenlediği 3. Liselerarası Model Uçak Eğitimi ve Yarışması, dünyanın en iyi hackerlarının bir araya geleceği HackIstanbul, 25 ülkeden drone şampiyonlarının yarışacağı World Drone Cup, THY Travel Hackathon, uçak sergileri, rüzgâr tüneli ve daha pek çoğu… Etkinlikler içinde en çok dikkat çekenlerinden birisi de Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından düzenlenen Take-Off Uluslararası Girişim Zirvesi…

Hackquarters ve İslam Konferansı Diyalog ve İşbirliği Gençlik Forumu’nun da desteğini alan etkinlik, Türk girişimciler ve yatırımcılarla birlikte, uluslararası teknoloji girişimlerini ve yatırımcılarını bir araya getirecekmiş.

Zirve’ye 26 Ağustos’ta beş farklı kategoride başvurular tamamlanmış. Kategoriler şu alanlardan oluşuyor: Enerji ve çevre teknolojileri; sağlık, lojistik, uzay teknolojileri ve savunma; eğitim teknolojileri, tarım ve gıda teknolojileri. Her kategoride 40 olmak üzere finale toplam 200 girişim projesinin kalacağı bekleniyor.

Take-Off Uluslararası Girişim Zirvesi sonucunda, en başarılı 15 yabancı girişim 1 yıl boyunca İstanbul’da ücretsiz ofis desteğinin; en başarılı 10 Türk girişim ise 1 hafta boyunca Silikon Vadisi’nde StarCamp eğitimi ödülünün sahibi olacak. Bu yaklaşım, önümüzdeki dönemde teknoloji üretimine çok büyük destek vereceğini açıklamış olan Cumhurbaşkanı’nın ve ilgili bakanlıklarının stratejileriyle birebir uyumlu. Hani, ihracata, cari açığın kapanmasına ve teknolojik ürün gelişimine katma değer getiren her projenin destekleneceği şeklinde özetlenen yaklaşım.

Türkiye’nin savunma sanayine inanılmaz teknolojik katma değer getiren Selçuk Bayraktar ve arkadaşlarını bir kez daha kutluyoruz.

• Risk almadan kazanç olmuyor
• Amerikan spor markası Nike, çok konuşulacak bir olaya imza atmış. İsteyerek mi, yoksa istemeden mi bilinmez… Markanın 30 yılını dolduran “Just Do it!” sloganına bir kampanya yapan firma, yeni reklam yüzü olarak ABD Ulusal Futbol Ligi (NFL) takımlarından San Francisco 49ers’ın eski oyucusu Colin Kaepernick’i seçmiş. Kaepernick Amerikan Futbol Ligi’nin bir zamanlar en başarılı oyuncularından biri imiş. Buraya kadar her şey normal. Ancak Kaepernick ciddi bir protesto hareketinin içinde rol almış. Hatırlanacaktır. Amerikan NFL liginde futbolcular 2016 yılında siyahi Amerikalılara yönelik polis şiddetini protesto etmek için her maçtan önce okunan ulusal marş sırasında diz çökmüşlerdi… Bu protestoyu Kaepernick’in başlattığı söyleniyor.
• Kaepernick’in o dönemdeki davranışları nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump, her zamanki küstah tavrıyla, yıldız oyuncuyu sivil itaatsizlikle suçlamış ve O’na başka bir ülkeye gitmesini önermişti. Sözleşmesi feshedilen futbolcu şu an toplam geliri 14 milyar dolar olduğu tahmin edilen, dünyanın en önemli liglerinden biri olan NFL’de oynamıyor.
• Kaepernick, Nike’ın yeni reklam yüzü olduğunu Twitter’da yazdığı; “Bir şeylere inanın. Bu, o şey uğruna her şeyi feda etmek anlamına gelse bile” mesajıyla duyurmuş. Bu hafta başlayacak yeni sezon öncesi, reklam kampanyası ABD’yi ikiye bölmüş.
• Trump yanlıları, firmayı protesto ederek Nike markalı ayakkabı ve çorapları yakmış ve videolarını sosyal medyada paylaşmış. Olayı destekleyenler ise Nike’ın yanında yer almışlar.
• Tüm bu yaşananlar şirket hisselerinin borsanın açılışı öncesindeki işlemlerde yüzde 2,6 değer yitirmesine sebep olmuş. Bu da firmanın piyasa değerinden yaklaşık 3,7 milyar doların silinmesine yol açmış.
• Nike, Trump’ın başkanlık görevini devralmasından birkaç hafta sonra da ırklar arası eşitlik mesajı vermiş, sporcudan müzisyene birçok popüler yıldızı bir araya getirdiği siyah beyaz reklam filmini yayınlamıştı. Nike’ın cesareti inanılmaz. Aslında marka yönetiminde bütün iletişimciler markalara siyasi tercihlerden uzak durmasını söylerler. Nike, bu kurama tamamen ters bir davranış sergilemekte. Bu ise, ona ABD’de belki sadece yüzde 50 oranında, ama tüm dünyada yüzde 100’e yakın bir sempati kazandırmakta. Genel ilke burada da geçerli: Risk almadan kazanç olmuyor (No risk no win).