Alper GÖRMÜŞ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM) iktidarla yürüttüğü süreci “demokrasiye ihanet” olarak gören çevrelere verdiği cevabın son dönem siyasetimizdeki en cesur, en âdil, en ahlaklı cevaplardan biri olduğu kanaatindeyim.
Neden böyle düşündüğümü izah edeceğim, ama önce Özgür Özel’in cevabını tam olarak aktarmak istiyorum. CHP Genel Başkanı, aşağıda okuyacağınız cümleleri Tele1 televizyonunda katıldığı programda (5 Haziran), kanalın genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ’ın eleştirileri özetleyen sorusu üzerine sarf etti:
“DEM Parti meselesine elbette eleştirel yaklaşanlar, şüpheyle yaklaşanlar olabilir. Ama ben DEM Parti’nin bugüne kadar bizimle yaptığı görüşmelerde ve topluma açık söylemlerinde bunca yıllık mücadeleleri, bunca yıllık ortaya koymuş oldukları perspektif, dile getirdikleri siyaset açısından bu yaklaşımı bir fırsat olarak görmelerini ve buna ciddi bir destek vermelerini son derece anlaşılır buluyorum. Nasıl ben tarihsel bir tutarlılık içinde bir masa olursa, demokratikleşme doğrultusunda oraya geliriz otururuz diyorsam, onlar da yıllardır söylediklerini hatta söylediklerinden ilerisini Devlet bey söylemişken, devlet sahiplenmişken, iktidar bunu taahhüt ediyorken ne yapsındı DEM Parti yani? Ama şunu da görüyorum (bu noktada Merdan Yanardağ -ki kendisi DEM’i suçlayanlar arasında yer alıyor- araya girip soruyor: “Yani takındıkları tutumu haklı görüyorsunuz?”). Kendileri açısından yani, ne yapsınlar? DEM Parti’nin söylediklerinin, taleplerinin karşılanacağı bir zemin vaat ediliyorsa DEM Parti ‘kardeşim biz burda yokuz’ mu diyecek? Diyemez.”
Özgür Özel burada bir parantez açıp DEM Parti ile öncülü partilerin başına getirilen bitmek tükenmek bilmez hukuk ve insaf dışı uygulamalardan bir özet geçtikten sonra “kimseye de hiçbir seçmene de akıl verecek değilim ama kendi adıma bir okuma yapıyorum” rezervini de koyarak şöyle devam ediyor:
“(…) Şimdi bunları gören, bu kadar politik bilinci yüksek Kürt seçmen bunları görüp, bundan sonra yaşayacaklarımıza bakıp Cumhur ittifakına DEM’i yakıştırır mı, DEM oraya gider mi, bunların hepsini göreceğiz. Ama ben bugüne kadar yapılanlar bakımından DEM açısından bir tutarsızlık görmüyorum. Fakat şöyle bir şey görüyorum: Bu süreci hepimizin birden Türkiye’nin demokratikleştiği, hiçbir siyasi partiye, bugün bize dün DEM’e yapılanların yapılamayacağı bir düzleme getirmek lazım Türkiye’yi, bu güvenceyi sağlamak lazım.”
“‘Bizim’ tatminimiz hiyerarşik olarak ‘onların’ tatmininden daha değerlidir”
Türkiye’de demokrasi iddiası güden kanaat önderlerinin ve onları önemseyen kesimlerin demokratlıkları, kendi tatminleriyle doğrudan bağlantılı olmayan talepler karşısında sık sık ‘error’ veriyor ve coşkun empati iddiaları böyle anlarda hızla buharlaşıyor. Özgür Özel’in aktardığım yaklaşımına büyük bir önem atfetmemin nedeni, demokrat bir duyarlılığın şaşmaz ölçüsünden nasipsizlik böylesine yaygınken, onun, hem de “DEM’in demokrasiye ihaneti” dalgası almış başını gitmişken bu dalgaya cesurca karşı çıkabilmesi… Böyle şeylerle nadiren karşılaşabiliyoruz. (Özgür Özel’in Rudaw’a verdiği söyleşide Kürtçe ve Kürtçe eğitim konusunda söyledikleri de bu fasıldandır.)
Özgür Özel’in “Nasıl ben tarihsel bir tutarlılık içinde bir masa olursa, demokratikleşme doğrultusunda oraya geliriz otururuz diyorsam” diye başlayıp, “onların da…” diye devam eden kıyas cümlesine ayrıca dikkat çekmek istiyorum. Bu kıyaslamanın doğruluğu daha taze ve daha yakıcı bir örnek üzerinden, başta Ekrem İmamoğlu şu anda cezaevlerinde olan CHP’liler üzerinden daha iyi anlaşılabilir… Şöyle düşünelim: Şimdi Özgür Özel ve CHP yönetimi şu veya bu pazarlığın bir parçası olarak bu kişilerin özgürlüğünü sağlamak üzere iktidarla masaya otursa, bugün kendi tatminlerini karşılamak üzere iktidarla bir süreç yürüten Kürtleri kınayanlar CHP’yi de kınarlar mıydı: “Olmadı bak, bu olmadı. Özgürlüklerin genişletilmesi için birlikte mücadele yürüttüğümüz Kürtlerin binlerce temsilcisi onlarca yıldır hapisteyken sizin sırf kendi mahpuslarınızın özgürlüğü için iktidarla konuşmanız hiç hoş olmadı…”
Böyle bir itirazla tabii ki karşılaşmazdık.
İşte tam bu noktada meselenin özü de çıkıyor ortaya: ‘Bizim’ tatminimiz hiyerarşik olarak ‘onların’ tatmininden daha değerlidir, dolayısıyla biz kendi tatminimizi başkalarınınkiyle bağlantılandırmadan savunabiliriz fakat başkaları kendi tatminlerini ancak bizim tatminimizle bağlantılandırarak savunabilir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025