Amberin ZAMAN
“Gerilla 16 tane hükümet eskitti.” Bu sözler eski PKK militanı Aytekin Yılmaz’a ait. Gazeteci Ruşen Çakır ile geçtiğimiz gün yaptığı periscope söyleşisinde eski örgütünün, barış konusunda‘samimiyetsiz’ bulduğu AK Parti iktidarının hesaplarını nasıl alabora ettiğini anlattı.
Oysa birçok gözlemci tersini savunuyor. Tezleri kabaca şöyle:
22 Temmuz günü Ceylanpınar’da iki polisi evlerinde enselerinden vurarak katleden örgüt, iktidar partisinin tuzağına düştü. Suruç katliamının intikamı olarak sunulan bu eylemin izah edilir en ufak yönü yok. Gariban polislerin (Doğru!) Suruç’taki vahşetle ne ilgileri vardı? Ateşkesi ilk bozan taraf PKK oldu. Böylece savaşı yeniden başlatmak için sabırsızlanan Saray beklediği fırsatı yakaladı. Güneydoğu tekrar kana bulandı.
Her gün şehit haberlerinin geldiği bu kaos ortamı da en çok başkanlık hayallerini halen kovalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yarıyor. Çünkü ‘HDP=PKK’ algısı seçmeni Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarından soğutacak. HDP kaçınılmaz görünen yeni seçimlerde barajın altında kalacak. Erdoğan da 400 milletvekiline ulaşacak.
Cumhurbaşkanı böyle bir kumarı göze alabilir mi?
Evet, birçok gözlemci böyle düşünüyor, daha doğrusu, düşünüyordu ama en son kamuoyu yoklamalarına bakılırsa HDP barajı hala geçiyor. Gayet normal. HDP barajı AKP’yi terk eden muhafazakar Kürtler sayesinde geçmişti. “Ah biz böyle yaptık diye AK Parti bizi cezalandırıyor, aman AK Parti’ye dönelim”diyeceklerini hiç sanmıyorum.
Dolayısıyla Saray’ın başkanlık için elinde bir seçenek kalıyor: HDP’yi seçimlerden diskalifiye etmek ya da Güneydoğu’daki şiddeti bahane ederek bölgeye sandık koymamak.
Bunların sadece kötü niyetli spekülasyonlardan ibaret olduğunu varsayalım. Cumhurbaşkanı böylesi bir kumarı göze alabilir mi?
Diyelim ki aldı. Güvenilir kaynaklara göre PKK’nın stratejisi bunun önünü kesmeyi hedefliyor.
Nasıl mı?
Hatırlarsanız HDP ilk kez 7 Haziran seçimlerine parti olarak girecğinii ilan ettiğinde kimileri, “Eğer baraj altında kalırsak kendi meclislerimizi kurarız, Türkiye’den peyderpey koparız” mealinde açıklamalarda bulunmuştu. Bazı köşe yazarları ise Kürtler meclis dışında kaldığı takdirde Güneydoğu’da radikal gençlerin başını çekeceği bir tür intifada yaşanacağı uyarısında bulunmuştu. Aslında bugünkü manzarayı tarif ediyorlardı.
Görüştüğümüz birçok diplomatik gözlemci Aytekin Yılmaz gibi düşünüyor. PKK, devletin tuzağına düşmedi ve aksine şiddeti tırmandırarak iktidara demin tarif ettiğimiz farazi planları uyguladığı takdirde Türkiye’yi nasıl yönetilmez hale getireceğinin ön sunumunu yapıyor. Meydan okuyor. Ve her gün gencecik insanlarımız ölüyor.
PKK’nin askeri yöntemlerle yok edilemeyeceği 31 yılla sabit. Yok edilemediği gibi an itibarıyla Suriye sınırımızın neredeyse üçte ikisini kontrol ediyor. Irak Kürdistanı’nda Barzani karşıtı muhalefetin fiili ayağı haline geldi. Suriye’de ise ABD’nin fiili müttefiki. Bölgesel dengeler PKK’nın lehine işlemeye devam ediyor.
Washington, PKK ve YPG’nin yapısının geçişken olduğunun farkında
Evet, Washington geçmişte olduğu gibi Türkiye’nin PKK’ya karşı operasyonlarının meşru olduğunu tekrarlıyor. Ve evet, PKK son hamleleriyle ABD’nin terör listesinden çıkma şansını iyice heba etti. Ama dikkat ettiyseniz ABD’li yetkililer ısrarla bir noktanın altını çiziyor: “Kandil harekatından son dakikada haberdar edildik. İstihbarat paylaşımında bulunmadık.”
Nedeni basit. Her ne kadar Washington ‘PKK ile YPG farklı’ tiyatrosunu sürdürse de iki yapının geçişken olduğunun bal gibi farkında.
ABD’nin önceliği IŞİD’i yok etmek. Sahada IŞİD’le başarıyla birebir savaşan tek güç halen YPG/PKK. Ortaya atılan kimi iddiaların aksine Amerika’nın PKK’nin kendisini lağvedip örgüt üyelerinin üstüne YPG üniformaları geçirerek Rojava’ya topyekun göçmesi ve artık ‘cici Kürt’ olması için bastırdığı falan yok.
Bu gidişle PKK daha çok iktidar eskitir
Görüştüğümüz bir ABD’li yetkili söz konusu iddiaları şu sözlerle yalanladı: “Tümüyle fantezi. PKK üzerinde böyle bir yaptırım gücümüz zaten yok.” Bu, Washington’dan ziyade Ankara’nın talebiydi. Ancak Kürt uzmanı akademisyen Arzu Yılmaz’ın ifade ettiği gibi: “PKK düz ovada keklik konumunu neden kabul etsin ki?”
Bu gidişle PKK daha çok iktidar eskiteceğe benziyor. Tek ümidimiz, kurulacak olası geçici seçim hükümetinde HDP’nin de yer alması. Bu durumda seçimlere kadar PKK eylemlerine son verir, hükümet operasyonları dondurur ve ülkede tansiyon düşmeye başlar diye umuyorum.
Vicdanı, merhameti bir kenara bıraktım, stratejik akıl her iki tarafa da bunu dayatıyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Amerikalı uzman: Bu bir Rus ruletiyse ABD ayağına, Türkiye kafasına sıkacak
27.08.2018 - Türkiye-ABD krizinde cevapsız kalan sorular
18.08.2018 - ‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
31.07.2018 - Neden Karar gazetesine sahip çıkılmıyor?
3.02.2018 - Erdoğan’ın seçimi
24.06.2018 - Türk-Amerikan ilişkileri seçimleri etkiler mi?
14.06.2018 - Meral Akşener bilmecesi
3.02.2018 - Muharrem İnce’nin ilk karnesi
20.05.2018 - Umudumuz Mösyö X
1.02.2018 - Kürtleri kazanan seçimleri kazanır
23.04.2018
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































veysel erol
yoksa sana ve musine akp kendi listesinden şimdiden vekil olma sözünü mü verdi.olabilir,ama şunu unutmayın kürdistanda namuslu bir tek kürtten oy alamazssınız,seçmen kitleniz,korucular ve bir kaç arap aileler kalmiştir.nerden nere miroğlu olmak bu muydu:)) rahmetli babam derdi oğlu kürt rünı nıvışk tır.bozuldu mu pis bozulur,kötü kokudan yaklaşılmaz. ne dersin orhanciĞim(!).
veysel erol
sn.orhan miroğlu,yazını henüz okumadım içimden okumak da hiç gelmiyor.lakin senin hakkında çok önyargılıyım.iki tv.oturumlarında sen ve o adına muhsin kızılkaya mi,her neyse. aynen şu cümlelerinize şahit oldum hem de defalarca türkiyede kürt sorunu diye bir şey kalmadı,mevcut her ne varsa akp bu hakları vermiştir.ufak rutuşlar hariç cümleyi ayni kelimelerle olmazssa da mana itibariyle aynı şeyleri söylediniz.alllah aşkına mehmet metinerden ne farkınız kalıyor,yazık,yazık