A.Turan ALKAN
Tarih tekerrürden ibarettir ve ibret alınmazsa mutlaka kendini tekrarlar sözü boş lâf değildir. İnsanın ezelî ve ebedî hikâyesinde gelişme diye bir şey yok bu yüzden. Birbirinden farklı birkaç tablonun dışına çıkılamıyor.
Eski Yunan’dan beri idare şekilleri bile değişmiyor; onlar kanuni yönetimleri monarşi, aristokrasi ve demokrasi diye üçe ayırmışlardı ve bu rejimler keyfîliğe kaydıkça sırayla tiranlık, oligarşi ve yozlaşmış demokrasiye dönüşüyordu. Saf gönüllü olanlarımız ise insanlığın kötüden iyiye, iptidaiden gelişkinliğe doğru yürüdüğünü zannederler ve bu fikre destek olarak karakazan yerine düdüklü tencere, eşek yerine bisiklet, çıra yerine ampul kullandığımızı, yönetimlerin ise mutlak doğrultuda keyfîlikten ve zorbalıktan demokratik hukuk devletine doğru ‘ilerlediği’ni zannederler.
Keşke öyle olsaydı ama değil. İyi şeyler ancak ortak akıl, iyi niyet, gayret ve çok emekle ayakta durabiliyor; dikkat gevşeyiverdiğinde iyi ve güzel şeyler deniz kıyısında yapılmış kumdan şato gibi ömürsüz oluyor.
İsterseniz, yakın tarihten size bir hikâye anlatayım, aslında hikâye değil gerçek. Hikâyenin ara yerlerinde ‘ya şimdi ne oluyor?’ sorusuna siz cevap vereceksiniz...
HİKÂYE ÖNCE MAĞDURİYETLE BAŞLAR
1918 Ekim’inde M. Kemal Paşa, genç ve neredeyse işsiz bir Osmanlı generaliydi. Saray’a yakınlaşarak politik güç elde etmek için bazı teşebbüslerde bulunmuş ama başaramamıştı. Hemen hemen ‘devre’ sayılabilecek kuşak ve meslektaşı Enver Paşa, hayatta onun olmak isteyip de olamadığı bir yeri temsil ediyordu. Mağlubiyet enkazının mağdurlarından biri de oydu ama siyasî sezgileri son derece yüksekti. Şansını iyi kullanarak Anadolu’da kongreler dönemini başlatıp demokratik liderlik basamaklarını tırmanmaya başladı; bu esnada Erzurum’da tutuklanması söz konusu olmuştu ve hakkında idam kararı bile çıkarılmıştı.
Bu hikâye size biraz tanıdık geliyor mu; şimdiki zamanı düşünün... Biraz sonra zihniniz daha aydınlanacak!
LİYAKAT GİDER SADAKAT GELİR;
HEP BÖYLE OLUR...
Kongreler dönemi M. Kemal Paşa’ya tam meşruluk veren bir Milli Meclis’in kuruluşuyla zirveye ulaştı. 1920-23 arasında görev yapan ‘Gazi Meclis’, yarısı işgal altındaki Anadolu’da o güne kadar görülmüş en demokratik, en çoğulcu, en renkli topluluktu. Meclis’te Ordu mensupları başta olmak üzere, İslâmcılar, millîciler, liberaller, Batıcılar, hatta Bolşevikler bile vardı. Milli Mücadele’yi bu Meclis yönetti. Ne var ki bu Meclis barışı yapamadı çünkü bir bahane ile seçim kararı alındı ve –tesâdüf bu ya- I. Meclis’te muhalif olarak tanınan bütün mebuslar yerlerini kaybettiler.
Mağduriyetle başlayan, ileri ve çoğulcu demokrasiyle yükselen ama siyasî durumu sağlamlaştırınca demokrat arkadaşlar yerine ‘sâdık adamlar’ı tercih eden bir yaklaşım...
Size bir şey hatırlatıyor mu? Devamı var...
MECLİS’TEKİ DÖVÜŞ HOROZLARI GÖREV BAŞINA
İstanbul hükûmeti artık yok hükmündeydi ve ipler Ankara’da M. Kemal Paşa’nın elindeydi. İlk iş olarak Lozan Antlaşması imzalandı ve Cumhuriyet rejimi ilan edildi; hatta bu esnada Kürtlere muhtariyet sözü verildiğini de belirtiyor güvenilir tarih kaynakları.
Yeni Meclis sâdıklardan müteşekkildi fakat aralarında her biri Milli Mücadele’de savaşmış paşalar rahat duracağa benzemiyordu. Onların muhalefeti rejimle ilgili değildi. M. Kemal Paşa’nın kendine bağlı bir tek adam rejimi kurmak niyetinde olduğundan şüpheleniyorlar ve yeni demokratik düzende onlar da iktidar için yarışmak istiyorlardı. Bu ‘masum’ talepler M. Kemal Paşa’yı tedirgin etti. Yeni muhalefet partisinin kuruluşunu endişeyle izledi ve partisinin Meclis’teki ‘dövüş horozları’nı, muhalifleri hırpalamaya yönlendirdi.
Zevkle yaptılar...
İKTİDAR, ESKİ ARKADAŞLIK KALDIRMAZ
Muhalif paşalar çok oluyordu ama onları etkisiz hale getirmek için yeni bir ‘tehdit konsepti’ lazımdı. “Yunan taraftarlığı” olmazdı, adamlar Cumhuriyet’e bile karşı değillerdi ve yeni partinin adını zaten Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası koymuşlardı. Ne komünistlerdi, ne de İslâmcı; bunlar muhafazakâr demokrat-liberal çizgide eski silâh arkadaşlarıydı ama iktidarın fazla arkadaşlık kaldırmadığını henüz pek bilmiyorlardı. Olsun öğreneceklerdi ve fena halde öğrendiler!
Derken aaa; Şeyh Sait İsyanı çıkıverdi. Gazi Paşa derhal ılımlı Fethi Paşa kabinesini Meclis’te hırpalattı. Yerine ‘şahinci’ siyaseti ve sadakati ile bilinen İsmet Paşa tayin edildi. İsmet Paşa hemen Takrir-i Sükûn Kanunu çıkararak, milletin uykuyla uyanıklık arasında birkaç yıl gördüğü o tatlı demokratik hürriyetler dönemine son verdi. TCF yöneticileri ve bu arada her devrin ilk kurbanı muhalif gazeteci takımı Şeyh Sait’e ilham ve cesaret vermek ithamıyla suçlandılar ve birkaç ay sonra partiyi kapatmak zorunda kaldılar. Muhalif gazete yayımlamak yasaktı; toplantı, dernek, ögütlenme vs. gibi haklar hep hükümet iznine tabiydi... Zira bütün toplum katmanları zaten Cumhuriyet Halk Fırkası’nda temsil ediliyordu; kalabalığa ve milletin aklını karıştırmaya gerek yoktu ki...
Nasıl, bir şeyler hatırlamaya başladınız değil mi?.. Devam edelim öyleyse...
BÖYLECE MEMLEKET GÜL GİBİ OLUR
Harp yıllarında İstiklâl Mahkemeleri asker kaçaklarını caydırmak için kurulmuştu ama yeni dönemde yeniden lâzım oldu. Avukatsız, temyizsiz ve hızlı çalışan bu mahkemeler en sâdık partili vekillerden oluşuyordu ve dersini almamakta direnen muhaliflerin haylicesi İzmir Suikastı davasında ipe çekildi; kalanı ise bir daha evden çıkamayacak derecede sindirildi ve pasifleştirildi. Memleket gül gibi olmuştu artık. Kürtler şiddetle tenkil edilmiş, Şapka Kanunu’nu takmayan bazı cahil ahalinin ödü patlatılmıştı. Artık geleceği kurmak zamanı gelmişti...
AYILANA MAHKEME, BAYILANA REFORM
Gazi Atatürk bütün topluma parti fikriyatını sevdirmek ve onları eğitmek için halkevlerini kurdu. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile zaten eğitim tektipleştirilmiş ve millici bir gençlik siyaseti hedef alınmıştı. Öğretmen okulları, hukuk ve mülkiye yeni dönemin yeni bürokratlarını, eğiticileri yetiştireceklerdi. Özellikle İstanbul Üniversitesi’nde bazı hocalar ‘inkılâbın hızına ayak uydurmakta zorlanınca’ küçük bir reformla kendilerini kapı dışında buldular. Reformun ne anlama geldiği anlaşılmıştı.
ORDU İLE UZLAŞMAK ESASTIR, YOKSA...
Atatürk, orduya her ‘tek adam’ gibi büyük önem veriyordu ve ordunun başına muhafazakârlığı ile bilinen Fevzi Paşa’yı getirerek denetimi altına almıştı. Milli Mücadele’deki silah arkadaşlarını etkisiz hale getirdikten sonra Ordu Fevzi Paşa’ya emanet edilmişti ve gerek Fevzi Paşa, gerekse ordu Gazi Paşa’ya hiç sıkıntı çıkarmadılar; tam bir sadakatle liderin ve rejimin emrinde bulundular.
...
Biliyorum şimdi bazılarınız, “ee biliyoruz zaten bunları; n’oolmuş yani?” diyeceklerdir. Biraz hayal gücünüzü, daha doğrusu aktüalite bilginizi harekete geçirseniz bazı benzerlikleri hemen fark edeceksiniz lakin söz burada bitmedi. Devamını inşallah nasipse haftaya bırakalım...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016