Aydın ENGİN
Avrupa Birliği, yoluna İngiltere’siz (Peki peki Birleşik Krallık’sız ya da Büyük Britanya’sız) devam edecek.
Devam edecek mi?
Edebilecek mi?
Şimdiden milliyetçilerin (ulusalcı da diyebilirsiniz, fark etmez) zafer çığlıklarını duyar gibiyim:
“İşte ulus gerçeğini inkâr eden, ulusdevletler çağı bitti bitiyor diye ahkâm kesen milli bilinçten yoksun enternasyonalistlerin suratında İngiliz şamarı patladı ve bu daha bir başlangıç!”
Öyle mi gerçekten?
Avrupa’nın milliyetçi partilerinden faşizan ve faşist partilerine kadar bütün kanatların AB’den çıkma, yeniden milli sınırlarına kavuşup o sınırları gümrük duvarları, vize, bıktırıcı pasaport kontrolleri ile koruyup; sınırların dışında kalanları rakip, hatta düşman, Asya ve Afrika’dakileri ise “en düşman” ilan edip refahın tadını çıkaracakları bir dönem mi başlıyor?
İnsanlık ırmağının ağır ağır ama hep aktığını düşünenlerdenim. Ancak dümdüz akan bir ırmaktan değil, büyük menderesler çizerek akan bir ırmaktan söz ediyorum.
Avrupa Birliği, Avrupa’daki ulus-devletlerin milliyetçi yargı ve önyargıları aşıp bir üst kimlikte buluşmalarını hedefleyen bir proje idi ve projedir. Şimdilerde ırmağın geriye doğru aktığı aldatmacası yaratan bir büyük menderes çizilmekte.
***
Yine de geniş kitlelerin AB’den ayrılma yönünde eğilimler taşımaları, İngiltere’de olduğu gibi bunun oy kullananların yarısından fazlasına ulaşması açıklanmaya muhtaç. Kitlelerdeki bu yönelimi sadece Avrupa’nın milliyetçi, faşizan, faşist partilerin demagoji sanatındaki hünerleri ile açıklayamayız.
Keza “mülteci korkusu” ve İslamafobi de bu yönelimin tek etkeni, açıklayıcısı değil.
Bir önemli, hatta bence belirleyici etken 1992’de imzalanan Maastricht Anlaşması. Türkiye kamuoyunda daha çok Maastricht Kriterleri diye anılan anlaşmada öne çıkan, belleklerde kalan: Ortak para birimi (Avro), ortak merkez bankası ve Avrupa Topluluğu’ndan (AT) Avrupa Birliği’ne geçiş oldu.
Oysa Kopenhag kriterleri Avrupa’nın demokrasi, insan hakları, özgürlük standart ve ilkelerini tanımlarken Maastricht Anlaşması da Avrupa Birliği ülkelerinin tümününbenimsemesi gereken ekonomik modeli tanımlıyor ve zorunlu koşul olarak benimsiyordu. Bu modelin kısa ve kestirme adı: Serbest piyasa ekonomisi’dir.
“Ne yani, tutup ekonomik model sosyalist sistem olacaktır mı diyeceklerdi” diye laf ebeliği yapıp laf kalabalığına sapılmasın. AB ülkelerinin ve yeni üye olacakların zorunlu olarak benimseyeceği model serbest piyasa ekonomisi olunca çok zorlu mücadelelerle kazanılan sosyal devlet ilkesi de kendiliğinden çöp sepetini boyluyordu ve boyladı. Modelin tanımı gereği devletin olabildiğine ve alabildiğine küçülmesi süreçleri işlerken bütün yurttaşlar için ücretsiz genel sağlık sigortası, ücretsiz eğitim gibi kazanımlar da yavaş yavaş yerini “serbest piyasanın” vahşi koşullarına terk etmeye başladı.
Böyle bir modelden geniş emekçi kitlelerin mutlu ve hoşnut olması için ne gibi bir sebep olabilir.
1951’in Avrupa Kömür ve Çelik Birliği’nden bugünkü Avrupa Birliği’ne gelindi. Yani bugün Şirketler Avrupası aşamasına ulaşıldı...
“Emeğin Avrupası” için daha atılacak çok adım, yürünecek çok yol, alınacak çok yıl var...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























el kürdi
sayin dumanli akpnin umurgasiz politikacilarin sözlerine atif yapman misal arinc gül demen bunlar laf ediyorlarda icratlari varmiki sen bunlarin yani bu hirsiz ariszlarin söylediklerine atif yapiyorsun bunlarin sözlerine atif yapmadan yazini müceret misallarnan okucuyunun gözünü soka bilirsin illaki atif yapacaksan a.k.p nin vip siyasetcileri dergecersin galiba senin bilinc altinda halan a.k.p hayraliximi var yoksa hala a.k.p dövbe eder yeniden memleketi krtarir ümüdimi sayin dumanli dünya denen gezegende besher olarakmi yashiyorsun yoksa ayri polyanalarin yashadixi bir dünydami yashiyorsun teminim önde gözükenlerin reel dünyayi tabi yapisiynan anlayib onagöre icratta bulunsunlar