Cengiz AKTAR
KCK yapılanmasının paralel bir idare olduğu konusunda giderek yaygınlaşan bir kanaat var. Yakın zamanda bunun örneği Kosova idi. Hatırlayalım: 1989’da, daha dağılmamış olan Yugoslavya’nın federe cumhuriyeti Sırbistan’ın çiçeği burnunda başkanı Slobodan Miloşeviç, Kosova’nınGazimestan anıtında I. Kosova Meydan Muharebesi’nin Sırp kaynaklarına göre 600. yıldönümü 28 Haziran 1989 günü çoğunluğu Sırp bir milyon kişiyi toplamıştı. Yakın tarihçiler mitingi Yugoslavya’nın yedi ülkeye bölünmesiyle sona erecek kanlı Yugoslav savaşlarının milâdı olarak kayda geçirirler. Yugoslavya’nın hâkim milleti Sırplar o tarihten itibaren aldıkları adaletsiz ve hatalı kararlar sonucunda diğer unsurları karşılarına aldılar ve çıkan çatışmalar sonucunda ülkenin beşerî ve iktisadî altyapısının çökmesini hazırladılar. Zor kullanarak yapmak istediklerinin hiçbirini yapamadıkları gibi kendi cumhuriyetlerini dahi muhafaza edemediler. Sırbistan Federe Cumhuriyeti, Karadağ ve ondan önce de Kosova’yı kaybetti. Kosova’nın bağımsızlaşma sürecine bir göz atalım.
Miloşeviç’in Gazimestan kışkırtması tüm Yugoslavya’ya ama esas Kosovalı Arnavutlara yönelikti. Nitekim o yıl Miloşeviç Kosova’nın 1974’ten bu yana varolan muhtar statüsünü bir kalemde ilga etti ve Kosova’nın bütün Arnavut kurumlarına karşı tavır almaya başladı. Ama Arnavutlar bu oldubittiye karşı koydular.
1991’de üniversitenin Arnavut memurlarını işten atan Belgrad yönetiminin kararına karşı üniversite personeli 20.000 öğrencinin derslere devam etmesini sağlayacak şekilde yeniden teşkilatlandı ve derme çatma binalarda derslere devam etti. Ertesi yıl Belgrad orta dereceli okulların müfredatını kendi belirledi ve Arnavut personelin okul binalarına girmesini yasakladı. Arnavutlar okulları garajlara, bodrum katlarına, ahırlara taşıdılar. Yasaklardan nasibini alan Arnavutça basın da samizdat olarak çıkmaya başladı.
Keza sağlık sistemine bağlı 38 devlet kliniğinin kapanması, bunların Rahibe Tereza Derneği’nce yönetilen paralel bir sağlık sistemiyle ikame edilmesi sonucunu doğurdu. Sistem o dönem 350.000 Arnavut’un sağlık ihtiyaçlarını karşılayabilecek donanımdaydı.
1992’ye gelindiğinde Kosova’da artık iki uzlaşmaz siyasî blok oluşmuştu. İlki Belgrad tarafından dayatılan, Arnavutların siyasî iradesini gerektiğinde kuvvet kullanarak kırarak Kosova’yı sırplaştırılma siyaseti, diğeri Kosova’nın Sırbistan’ın işgali altında olan bir müstemleke olduğundan hareketle direnen, gayet yaygın bir ayrılıkçı siyasî hareket. Bu uzlaşmazlık sadece siyasetin kurumlarıyla sınırlı değildi. Kosova’da bütün toplumsal dokuyu kuşatan, birbirinden tamamen kopuk ve birbirine değmeyen, koşut iki siyasî ve içtimaî yapının varlığı tüm 90’lar boyunca sürdü.
Paralel devlet
Siyaset literatüründe ‘paralel devlet’, ‘gölge devlet’ veya ‘paralel toplum’ gibi tanımlamalarla anılan illegal Kosova idaresi, 1992’de İbrahim Rugova’yı devlet başkanı seçti. Artık eğitim sisteminin yanında kültür, sağlık ve sosyal güvenlik ağları, siyasî partiler, malî kuruluşlara sahip, kendi yöneticileriyle yürüyen, anayasası olan, seçimlerini yapan ve ağırlıklı olarak Rugova’nın Kosova Demokratik Ligi partisinden oluşan sürgünde bir hükümetin denetimindeki yapıydı bu. 2 milyon Kosovalı Arnavut’un tam desteğini almış, sivil itaatsizliği gündelik faaliyet haline getirmiş, pasifist bir kolektif siyasî iradeydi. Ve 1992’de yapılan bağımsızlık referandumunda ezici bir ‘evet’ çıkması şaşırtıcı değildi.
90’ların ikinci yarısında Sırbistan, dolaylı olarak müdahil olduğu tüm savaşları kaybettikten sonra Kosova üzerindeki tahakkümünün dozunu iyice artırdı. Ancak Arnavutlara karşı silahlı güç kullanımı Rugova’nın pasifist siyasetinin de sonu oldu. İpler artık Kosova Kurtuluş Ordusu’nun elindeydi. Sonunda 1999 NATO taarruzu ile Kosova’nın bağımsızlığına giden süreç işte böyle gelişti.
Arnavutlarla Kürtler arasında birçok fark olduğu gibi birçok benzerlik de mevcut. Partilerin siyasî temsil paydalarında ciddî farklılıklar var. Arnavutlar pasifist, Kürtler ise silahlı başkaldırıyı yeğlemişler. Asimilasyon dereceleri başka. Ama temel fark, verilen tepkilerin olabilirliklerinde, başka bir deyişle federal yapıların varlığı ve yokluğunda. Kosova’da 1974-1989 arasında varolan muhtariyetin ilgası paralel idarenin neredeyse eşzamanlı kurulmasını sağlamış. Anadolu’da ise federal yapılar ayanın 19. yüzyıl başından itibaren yok edilmesiyle bitirildi. İki yüz yıllık bir merkezîleşme ve kontrol altına alma süreci hâlâ devrede. Kürt siyasetinin eğilimi tam da paralel idarenin yoktan var edilmesi.
Temel benzerlik ise hâkim milletlerin her iki durumda kendi hükümlerini dayatmaları, diğer unsuru aşağılamaları ve bu tutum sonucunda derinleşen yabancılaşma.
Kosova’nın bağımsızlığı NATO’nun desteğiyle nisbeten kolay gerçekleşti. Arnavutlar ile Sırpların hiçbir zaman aralarında evlenmemiş ve birbirlerinin toprağına yerleşmemiş olmaları da ayrılığın zeminini oluşturdu. Kürtlerle Türklerin tam aksine…
Makaleyi Ekim 2011’de kaleme almışım. Beş yıl sonra oradayız!
CENGİZ AKTAR / HABERDAR
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020