Ergun BABAHAN
Gazeteci Fehim Taştekin, Kürt hareketinin Suriye’de tüm elmalarını Amerikan sepetine koymasının hata olduğu görüşünde.
“Benim kanaatim Kürtlerin aradığı kazanımları geleceğe taşımak açısından ABD’nin garanti sunamayacağı yönündeydi. Şam üzerinde etkili olan asıl güç Rusya. Kürtlerin aktörlere eşit mesafede olmayı ve savaşı evden uzak tutmayı telkin eden ‘üçüncü yol’ stratejisinden sapmamaları gerektiğini söyledim” diyen bölge uzmanı gazeteci bunu yazdığı için de Rus tezlerini savunmakla suçlandığını belirtiyor ve ekliyor:
“Fakat şunun da farkındayız: Şam’ın eli güçlü iken Kürtleri IŞİD’e karşı savaşan vatan evladı olarak selamladılar, ordu topraklar üzerinde hâkimiyetini yeniden tesis ederken güvensizliği neden olan tehditkâr dile geri dönüldü. Bu ciddi bir açmazdır. Kürtlerin kendi pozisyonlarını Şam’ı etkileyecek noktalarda durarak güçlendirmeleri gerekiyordu. Amerikan ortaklığı, Kürtlerin çok da kaçacak yerlerinin olmadığı bir odada oynamayı tercih ettikleri bir kumardı.”
Taştekin, Trump’ın hızla çekilme kararının Ankara için de sıkıntı olduğu görüşünde aynı zamanda: “ABD’nin Kürtleri tuttuğu koşullarda Suriye’nin kuzeyine girmek ile her türlü sürprize açık koşullarda girmek arasında büyük fark var. Bunun için Suriye’den, İran’dan ve Rusya’dan emin olmaları gerekir. Aslında Trump, Erdoğan’ı çok çetrefilli bir pozisyona sokmuş oldu.”
Taştekin ile bu hafta bölgedeki muhtemel gelişmeleri, Rusya’nın planlarını ve Erdoğan’ın olası hamlelerini konuştuk.
Trump’ın Suriye’den çekilme kararı Türkiye için zafer, Kürtler için hezimet mi?
Dinamik ve akışkan bir süreçteyiz, bu kadar kesin sonuçlara ulaşacak noktada olduğumuzdan emin değilim. Evet, Amerika ile ortaklığa binaen oluşan beklentilerin suya düşmüş olması nedeniyle Kürtler yarı yolda bırakılmış oldu. Kürtler Menbic’ten sonra Amerikan güçleri ile birlikte Rakka ve Deyr el Zor’a giderken Şam ve müttefiklerinin ‘düşman’ kategorisine girme ve Suriye topraklarında yasadışı yabancı bir güce yer açma suçlamasını göze alarak bu adımı attılar. Amerikan desteği, üç kantonlu Rojava özerkliğinin Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu’nuna dönüştürülmesi konusunda da yerel aktörlere cesaret verdi. Arap aşiretleri bu projeye katıldılar vs.
Bu modelin siyasi çözüm sürecinde bir veri olması konusunda beklenti çıtası yükseldi. Amerikan askeri ortaklığının siyasal tanımayı da beraberinde getireceği umuldu. En önemli beklenti Amerika gerek Suriye ordusu gerek Türkiye’nin müdahalelerine karşı Kürtlere koruma sunacaktı. Bunlar olmadı. Bu bakımdan sonuç hezimettir ama ne bir taraf için sondur ne de diğer taraf için zaferdir.
Elbette Amerikan yönetiminin de kendi hesapları vardı. Trump’ın “Çekiliyoruz” tweetine kadar yönetimin tüm birimleri, daha birkaç yıl daha Suriye’de kalınmasını gerektiren bir stratejiyi hararetle savunuyordu. Trump sadece Kürtleri yüzüstü bırakmadı Suriye’deki operasyonlarının 2019 bütçesini çıkarmış olan Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı’nı da ters köşeye yatırmış oldu.
Asıl hezimet Amerikan politikasında. Trump, Suriye’de istediği sonuçları alamadığı halde top çeviren Amerikan kurulu düzeninde kısa devre yaptırdı. Evet, Trump kendi seçim vaadi olan çekilme planına geri döndü, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın baskıları da ona bu fırsatı verdi, kendisi açısından bir çelişki yok ama Amerikan dış politikaları açısından bu bir yenilginin teslimidir.
Afganistan’da da aynısı oluyor. Paralel bir kararla Trump Afganistan’daki 15 bin askerin yarısını acilen çıkarma talimatı verdi. Kalanını da çekmek için Körfez’deki ortakları aracılığıyla Taliban’la bir önce anlaşmak için uğraşıyorlar.
Trump’ın kararı Türkiye’yi de aslında hazırlıksız bir seçenekle karşı karşıya bıraktı. Erdoğan YPG’ye desteğin kesilmesi için Amerikan güçlerinin yanında Türk ordusu ve Özgür Suriye Ordusu’nun IŞİD’le mücadele edebileceğini söylüyordu. Alternatifi buydu, Türk ordusunun tek başına Rakka ve Deyr el Zor’a inmesi değil. Trump, öyle bir rest çekti ki IŞİD’le mücadele misyonu Erdoğan’ın önünde kaldı. Erdoğan’ın istediği bu değil ki! Şimdi kara kara düşünüyor olmalılar, Deyr el Zor’a nasıl inilir diye. ABD’nin Kürtleri tuttuğu koşullarda Suriye’nin kuzeyine girmek ile her türlü sürprize açık koşullarda girmek arasında büyük fark var. Bunun için Suriye’den, İran’dan ve Rusya’dan emin olmaları gerekir. Aslında Trump, Erdoğan’ı çok çetrefilli bir pozisyona sokmuş oldu.
Kürtler bugüne kadar Esad ile anlaşmayarak hata mı yaptı?
Bu soruya sahadaki aktörlerin Kürtlerle ilgili nerede ne zaman pozisyonlarının değiştiğini anlatarak yanıt vereyim. Şam’da üst düzey askeri ve sivil yetkililerle Kürtlerin fiili özerkliğini farklı dönemlerde tartışma fırsatım oldu. Bunlar arasında iki tümgeneral, bir istihbarat generali ve bir Baas yetkilisi de var. Temmuz 2012’de ordu Suriye’nin ana arterlerini korumak için merkeze çekilirken bölgeyi yakından tanıdığı ve yarın müzakere edebileceği PYD çizgisindeki Kürtlere bıraktı. Bölgeyi ödünç verdi. Yine de yer yer iki taraf arasında gerilimler ve çatışmalar oldu.
Suriye yönetimine göre IŞİD ile savaş başladığında YPG’ye silah da verildi. Afrin’de az da olsa Rus desteği vardı. Kanton sistemi de ‘yerel yönetimler yasasını geliştirerek içselleştirilebilir’ diye bir esnek bakış açısı vardı. Elbette Baasçı yapıya karşı keskin bir güvensizlik de var. Yarın ne olacağının garantisi yok. Orası ayrı.
ABD’nin bölgeye girmesine paralel olarak bu bakış açısı değişti. Kürtler düşmanı eve alan güç olarak resmedilmeye başlandı. Rusya ve İran da bu noktadan sonra Kürtlerle ilgili rezerv koymaya başladı. Asıl kırılma Rakka ve Deyr el Zor operasyonu ile başladı. Kürtlere “Rakka’ya ABD ile birlikte gitmeyin” denildi. Kürtler kritik bir tercihte bulunarak Suriye ordusu ve müttefikleri değil ABD ile gitti. Bu Kürtlerin Şam’daki yerini değiştirdi.
Kürtlere karşı Türkiye tehdidi bu noktadan sonra Şam ve ortakları açısından ‘elverişli’ hale geldi. Ben bu süreçte bu meseleyi YPG ve PYD’li yetkililerle de çok konuştum. Benim kanaatim, Kürtlerin aradığı kazanımları geleceğe taşımak açısından ABD’nin garanti sunamayacağı yönündeydi. Şam üzerinde etkili olan asıl güç Rusya. Kürtlerin aktörlere eşit mesafede olmayı ve savaşı evden uzak tutmayı telkin eden ‘üçüncü yol’ stratejisinden sapmamaları gerektiğini söyledim. Bunu yazdığım için de Rus tezlerini savunmakla suçlandım.
Fakat şunun da farkındayız: Şam’ın eli güçlü iken Kürtleri IŞİD’e karşı savaşan vatan evladı olarak selamladılar, ordu topraklar üzerinde hâkimiyetini yeniden tesis ederken güvensizliği neden olan tehditkâr dile geri dönüldü. Bu ciddi bir açmazdır. Kürtlerih kendi pozisyonlarını Şam’ı etkileyecek noktalarda durarak güçlendirmeleri gerekiyordu. Amerikan ortaklığı, Kürtlerin çok da kaçacak yerlerinin olmadığı bir odada oynamayı tercih ettikleri bir kumardı.
Kürtlerin şu an oyun planı açısından ne gibi imkânları var?
Elbette Kürtlerin seçenekleri daraldı. IŞİD’e karşı koalisyonun diğer ortaklarının desteği de kesilirse tamamen Ekim 2014 öncesi koşullara dönmüş olacaklar. Yani kendi imkân ve potansiyelleriyle mücadele ettikleri döneme. Suriye yönetimiyle pazarlık kapısı açık. Ama ellerindeki kartlar azaldı ya da etkisini yitirdi. Şam bölgenin koşulsuz teslim edilmesi için Türkiye baskısını kendi avantajına çevirebilir. Kürtler de kendi direnme potansiyellerini göstererek Şam’a ödemek zorunda oldukları bedeli hatırlatacaktır. Doğrusu iki taraf için de savaş yıkıcı olur.
Şimdi Şam’da şöyle bir değerlendirme söz konusu: Evet Kürtler ABD ile ortak olarak hata yaptılar ama Kürtleri ezerek Türkiye’yi de memnun etmek ister miyiz? En azından burada Rusya’nın Astana ve Soçi’de masaya koyduğu ‘kültürel özerklik’ gibi belli hakların tanınması bile Ankara’nın sinirlerini zıplatıyor.
Şam, Suriye’de olup bitenlerden sorumlu tuttuğu Türkiye’ye bu hamleyi yaparak ders verebilir. Bu yöndeki tartışmalara şahit oldum. Savaşı dışlayan bir akılla ademi merkeziyetçi bir model üzerinden barışın tesisi onların da tercihi olabilir. Rusya da bu konuda cesaretlendirici rol oynayabilir. Türkiye ise tam çökertmeden yana. Yani Kürtlerin seçenekleriyle ilgili marjları belirleyen sadece kendi direnme kapasiteleri değil Rusya ile Türkiye, Rusya ile Suriye, Rusya ile ABD arasındaki pazarlıklara bağlı.
Rusya, bu şartlarda Türkiye’nin Suriye’de yeni bölgeler işgaline nasıl bakar?
Türkiye’nin geliştirdiği iki askeri harekât Rusya’nın yeşil ışığı sayesinde oldu. Rusya geçit vermeseydi Türkiye, Suriye’ye giremezdi. Bu konuda ABD’nin çok etkisi olduğu söylenemez. Rusya bunu neden yaptı? Birincisi bu yeşil ışığın koşulu Halep gibi yerlerdeki ‘kurtarılmış bölgelerin’ tekrar rejime teslim edilmesinde Türkiye’nin yüksek katkılarını esirgememesiydi.
İdlib cihatçı rezerv alanı Türkiye’nin işbirliği sayesinde oldu. Yanı sorunu bir bölgeye küremiş oldular. Cihatçıları geldikleri kapıya doğru süpürmüş oldular. Bu Şam’daki cari siyasal akıl kıvrımlarına ışık tutan bir gelişme. Rusya’nın bir diğer hesabı Türkiye’yi bölgedeki oyunda ABD’nin çizgisinden koparmak ve mümkün olduğunda NATO’da çatlak yaratmaktı.
Fırat’ın doğusuna yönelik bir operasyona da ABD’yi bölgeden çıkmaya mecbur etmek ve Kürtleri Şam’a itmek için yeşil ışık yakabilirlerdi. Şimdi ABD gidiyor olduğuna göre Türkiye’ye daha fazla alan açmak isterler mi? Mantıken hayır. Ama Kürtleri Şam’la anlaşmaya mecbur etmek için de Türkiye tehdidi hala kullanışlı bir tehdit. Fakat unutmamak lazım Suriye açısından Türkiye’nin askeri varlığı da istenmeyen bir durum. Rusya’nın tercihi Türkiye tehdidini kullanarak Kürtleri Şam’la uzlaştırmak ve bölgenin tekrar Suriye ordusunun kontrolüne geçmesini sağlamak. Şam, Trump’ın çekilme sinyalini çok daha önceden aldı ve bölgede oluşacak yeni durumu avantajı çevirmek için askeri hazırlıklarını yapıyordu.
ABD’nin çekilmesinin ardından Moskova, Türkiye’den de benzer bir talepte bulunur mu? İdlib’de ne olur?
Bugün olmasa bile yarın Rusya Türkiye’ye “Sıra sende” diyecektir. Astana sürecinin bütün bağlamları Suriye’nin egemenliğinin tesis üzerine kurulu. Elbette Türkiye askeri varlığını, siyasi süreçte istediklerini almak için bir kart olarak kullanacaktır. Bu, bundan sonraki süreçlerde Türkiye’nin pazarlık gücüdür. Bir al-ver süreci başlayabilir. Burada elin yükseldiği yer, kuşkusuz fiili özerkliğin statü aradığı kuzey olacaktır.
İdlib konusunda da Türkiye’den beklenen kontrolü altındaki grupları barışçıl sürece zorlaması ve silahlı direnişin bir seçenek olmaktan çıkarmasıdır. İdlib barut fıçısı olarak duruyor. Rusya’nın öngördüğü ‘çözülme’ olmazsa, Türkiye’nin üzerindeki baskı artacak. ‘Gerilimi düşürme’ bölgesi kurma planlarıyla buradaki statüko ilelebet korunamaz. Rusya, ABD’nin Suriye’den elini eteğini tamamen çektiğinden emin olduktan sonra İdlib’i farklı bir tonda masaya koyacaktır.
Türkiye’nin işbirliğini ne yönde sürdüreceğine bağlı olarak sahadaki durum değişecektir. Türk askeri varlığıyla ilgili dillendirilmeyen ya da adı konulmamış ‘korunaklı konuşlanmanın’ belli koşulları vardır. Bu tür mayınlı sahalar gözetmeyi ve gözetilmeyi gerektirir. Yani bu bir dehşet dengesidir. Denge bozulduğunda ne İdlib ne Afrin’de sular şimdi aktığı gibi akmayabilir. Burası Ortadoğu.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021